Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Şeytanı susturan cümleler



Şeytanın işi insanı aldatmak, doğru yoldan saptırmak, Allah’a isyan ettirmektir. Zaaf noktalarından saldırır insana şeytan. Hassas noktalarını bulup buluşturur, oklarını oralara doğrultur. Güçlü bir iman ve iradeye sahip olmayan insan ona karşı dayanamaz.

Hz. İbrahim ve Hz. Hacer’den en küçük bir prim koparamayan şeytan, sonra da kandırabileceğini ümit ederek Hz. İsmail’in (as) yanına gitti. “Hiç olmazsa onu kandırırım” diye düşünmüştü. “Ey İsmail!” dedi. “Ziyafete, düğüne gidiyormuşcasına sevinip duruyorsun. Babanın elindeki bıçak ve ipten hiç haberin yok. Baban seni kesmek istiyor.”

Babasına sevgisi, güveni tamdı Hz. İsmail’in (as). “Sen yalancısın!” dedi şeytana. “Babam böyle birşey yapmaz.”

“Sen öyle san. O seni kesecek. Çünkü Rabbinin seni kesmeyi emrettiğini sanıyor.”

Hz. İsmail (as), “Eğer Rabbim böyle bir şey emretmişse boynum kıldan ince. Emrine âmâdeyim” dedi.

Şeytan peşpeşe söyledikleri sözlerle kafa karıştırmaya, şüphe uyandırmaya kalkınca Hz. İsmail (as), yerden aldığı bir taşı şeytana fırlattı, şeytanın sol gözünü kör etti.

Umduğunu bulamayan şeytan, Hz. İsmail’den (as) de elini çekti.

Hz. İbrahim (as) oğluyla birlikte Mina’ya gelmiş, Kur’ân’da anlatıldığı şekliyle ona şöyle demişti: “Oğlum, ben rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm. Sen buna ne dersin?”

Hz. İsmail (as) ise, “Babacığım,” dedi. “Sen emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.”

“İkisi de Allah’ın emrine uydular. İbrahim, kurban etmek üzere oğlunu yere yatırdı. O sırada Biz nidâ ettik: ‘Ey ibrahim! Sen rüyanda emrolunana uydun. İyilik yapan ve iyi kullukta bulunanları işte Biz böyle mükâfatlandırırız.’”

“Muhakkak ki bu ap açık bir imtihandı. Ona oğlu yerine büyük bir kurbanlık koç gönderdik.

“Daha sonra gelenler arasında ona güzel bir nam nasip ettik.

“İbrahim’e selâm olsun.

“İyilik yapan ve iyi kullukta bulunanları işte Biz böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz o Bizim Mü’min kullarımızdandı.”1

İşte itaat, teslimiyet ve mükâfatı! İnsan bu duyguyu koruduğu müddetçe dünyadayken bile nice mükâfatlara nâil olur.

Dipnotlar:

1- Saffat Sûresi: 102-111.

18.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.12.2007) - Şeytanın hileleri

  (16.12.2007) - İmtihanın çetini

  (15.12.2007) - İslâma endekslenen bir hayat

  (14.12.2007) - Allah’ın kulunu sevmesi

  (13.12.2007) - Cennetlikler, Cehennemlikler

  (12.12.2007) - Karanlığa ışık yakmak

  (11.12.2007) - Gençlik ne zaman felâket olur?

  (10.12.2007) - Allah’tan haya etmek

  (09.12.2007) - İnsanın kıymeti

  (08.12.2007) - Ömrümüzü nasıl tüketiyoruz?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri