MELBOURNE - İstanbul’dan başlayıp bulutların üzerinde yaklaşık 20 bin kilometrelik bir mesafeyi kat ettikten sonra nihayet bulan Avustralya seyahatimizin ilk durağı Sydney’di; ardından Melbourne’a geçtik ve şu anda oradayız.
İzlenimlerimizi bilâhare aktaracağız, ama önce bu uzun ve maceralı hava yolculuğu ile ilgili birkaç not:
12 Aralık Çarşamba akşamı saat 20:00 civarında, takriben bir saatlik gecikme ile havalanan Emirates Havayollarına ait uçağımız, dört saati biraz geçen bir uçuştan sonra Dubai’ye indi.
Bizi Bangkok bağlantılı olarak Sydney’e götürecek olan diğer uçağımızın hareket saati sabah 9:05’ti ve o saate kadar geçecek zamanı, Emirates’in transit yolculara tahsis ettiği otelde istirahat ederek geçirecektik.
Ama bu durumdaki yolcuların pasaport kontrolünden geçişini kolaylaştırıp havaalanından çıkışını hızlandıracak tedbirlerin yeterince alınmamış olması ve uzayıp giden pasaport kontrol kuyruklarının oldukça ağır ilerlemesi sebebiyle, otele ulaşmamız bir hayli gecikti.
Ve bir buçuk saati dahi bulmayan kısacık bir ‘istirahat’ten sonra, sabah ezanları okunurken tekrar havaalanına götürüldük.
Namazlarımızı havaalanı mescidinde kılıp üç saatlik bir bekleyişin ardından, İstanbul’dan verilen biniş kartlarımızla Sydney uçağına binmeye hazırlanıyorduk ki…
Kontrolleri yapıp çıkışları kayda geçirmekle görevli ekiplere saçlarını başlarını yoldurup, muhtemelen benzer durumda olan bir grup yolcu ile birlikte beklemeye alındığımız için uçağın yaklaşık bir saat rötarlı kalkmasına sebebiyet veren ve Sydney Havaalanındaki pasaport kontrol görevlilerini de bir hayli uğraştıran o ilginç hata karşımıza çıktı.
Pasaportlarımızdaki Avustralya vizeleri yapıştırılırken, eşimin vizesi benim pasaporta, benim vizem onun pasaportuna konulmuş ve pasaport bilgilerimiz birbirine karıştırılmıştı.
Bu yanlışlığın yapıldığı yer, Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği idi ve sebebi muhtemelen vize işlemlerinin çok hızlı bir şekilde sonuçlandırılmış olmasıydı.
Vize için istenen belgeleri bilet tarihinden bir hafta önce Çarşamba günü büyükelçiliğe teslim etmiştik ve normalde vize işlemlerinin neticelenmesi için verilen süre 10 gün olarak bildirildiği halde Avustralya temsilcimiz Fatih Yargı’nın Melbourne’dan telefonla yaptığı enerjik takip sonucu vizelerimiz Cuma günü verilmiş, ertesi gün de pasaportlarımız elimize ulaşmıştı.
Seyahatimizin sonraki etaplarında, sözünü ettiğimiz zorlukları karşımıza çıkaran o hata bu olağan dışı hızlı sürecin bir cilvesi olarak yapılmış olmalıydı.
(Kıssadan hisse: Bilhassa toplu alınan vizelerin, seyahat öncesinde pasaport sahipleri tarafından dikkatle kontrol edilmesinde fayda var…)
Emirates görevlileri, Dubai molasındaki tedbir noksanlığını Bangkok’ta telâfi ettiler ve kısa bir aradan sonra herhangi bir sıkıntı ve gecikme olmadan Sydney’e devam ettik.
Netice olarak, Dubai molasıyla birlikte toplam otuz saati bulan maceralı, zevkli ve yorucu bir seyahatten sonra beşinci kıtada, şevk dolu ve hizmet ehli dostlarımızla birlikteyiz.
Selâmlarını ve sevgilerini iletiyoruz.
Devam edecek notlarımızda yine birlikte olmak dileğiyle.
18.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|