Fethe beşiklik etmiş şehir Bursa’da yeni hizmet filizlenmeleri, güzel geleceğin habercisi… Emareler düşlerin gerçeğe dönüşeceği yönünde… Kozadan kelebeğe ipeksi yürüyüşler gözleniyor hizmet hamlelerinde…
İmanı hayata taşıma gayretiyle yürünüyor şehrin içlerine doğru… İçine hizmet işlemiş erlerin fedakârlığıyla açılan bina, yükseklerde dalgalanacak hizmet bayraklarla şehri şenlendirecek güzellikte…
Cumhuriyet gibi işlek bir caddede dış cephesi cam, içi şık bir dizaynla donatılmış dört katlı yapı, yeni hizmet hamlelerine sahne olacak evsafta; bodrum ve asmakatıyla giriş “Bizim Kitap Mağazası” na ait…
Risâle-i Nur ve onun etrafında halelenmiş kitap ve CD’lerle zengin bir görüntüyle karşılıyor gelenleri… İlgisini çeken kitapları asma katta oturma masalarında inceleyebiliyor, nezih ortamda sohbet edebiliyor…
“Bizim Kitap” yurt sathını bir mektep yapacak mağazalar zincirinin ilk halkası… Yeryüzü vatanına yayılacak halkalar; hamiyetli omuzlarca uzaklara taşınacak… Azim, gayret, sebat; bu yolda yürüyeceklerin yol arkadaşı…
Birinci kat işadamları ve gençlerin birlikte kullandıkları kültür katı… Gençler, faaliyetlerle seminer salonunu dolduruyor şimdiden; küçük alanda yaptıkları çalışmalar yarın büyük meydanları dolduracak olgunlukta…
İkinci kattaki gazete temsilciliği hizmet katmanında önemli bir yere sahip; dışa açılmanın uç aracı… Yeni dönemde yeni yerde yeni açılımlar gösterecek yapılanma içerisinde… Uzak ufukları yakın pencereden seyredebilme; özlenen tablo… Özlü çalışmalar; bu yakınlaşmanın taze haberi…
Risale-i Nur Enstitüsü; adı yetiyor… Hizmetin hem kökü, hem meyvesi… Ağacın dalları şehri saracak, ilim ve irfan yaprakları Bursa’yı yeniden yeşillere bürüyecek…
“Sırr-ı uhuvvet ve ittihat-ı maksat ve ittifak- ı vazife ile tevafuk”la vücud bulan şeffaf bina, “sırr-ı ihlâs ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesanüd ve sırr-ı ittihat ile teşrikül mesai” dersinin mücessem şekli…
Şeklin, siretlere işleyişini seyredecek şehir; suretler ve siretler muhabbet tebessümlerle buluşacak…
Bulunduğu yeri yeterli bulmayan hizmet ehli, yarının daha ehillerine teslim etmek için bu binayı hazırladı; yarınlar istikbalin yüksek dağlarında dalgalandıracak bayrağı… Yarış yeni bir ivme kazandı Cumhuriyet caddesinde… Bir bakarsınız kuşe-i kabrimizde sürurla seyrederiz hizmet faaliyetlerini…
Uzak olan ne ki? Ömür apartmanı hızla yıkılıyor, yıkılış üzerinde dikilen iman ve Kur’an hizmeti; sonsuzluk ikliminin yakın kokusu… Değil mi Hz Üstad, değil mi Zübeyir ağabey, değil mi Hafız Ali, değil mi Hasan Fevzi, değil mi Tahiri ağabey, değil mi kıyamete kadar gelecek Nur’un kahraman talebeleri…
İçim açıldı neyleyim binayı? Binalarla başlamayan hizmet gerekirse gökdelenlere taşınacak, aya yıldızlara ulaşacak… Yıldızlardan seyredilmediğimizi kim diyebilir ki?
Yerden yıldızlara yükselmeyen açılış, açılış mıdır? Yürüyoruz şehrin içlerine doğru; çalınmadık kapı, uğranılmadık kalp bırakmama niyetiyle… Niyetlerimizi temiz, amelimizi ihlâslı kıl Ya Rabbi… Açılan dua ellerimizle kapına kapaklanıyoruz; Bizi muvaffak kıl, hizmette hadim eyle… Ömür sayfamız kapanırken, ölümün siyah peçesini sürurla açmayı nasip eyle.
Açılmak ne ki?
24.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|