20 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Yasemin YAŞAR

Anne babalı yetim ve öksüzler


A+ | A-

Dünyanın en eski, ama hiç eskimeyen ortaklığı aile hayatıdır. İnsanlık tarihinin her döneminde önemini koruyan bu müessese, kıyamet asrını yaşadığımız bu zamanlarda hayli yıpranmış bulunmaktadır.

Ailenin ihmale uğradığı ve sarsıntılar geçirdiği günümüz dünyasında gözümüze çarpan her dengesizlik, ailenin önemine ve önceliğine dair bir uyarı niteliğindedir. Sosyal hayatın dengesi aile ile kurulur. Aile, dengeli olmanın ve dengede kalmanın merkezidir. Bu açıdan bakıldığında bir insanın karakter, şahsiyet, itikad, iman ve ahlâk oluşumunda en önemli katkı, onun yetiştiği aile ortamı olduğu görülecektir. Fakat mahlûkatın merkezine yerleşen insanın, yetiştiği ortam olan ve kemalat merdivenlerinde en önemli temeli oluşturan ailenin, ciddî sarsıntılar geçirdiğini görmekteyiz. Zira sağlam bir kişilik ve ahlâk, sağlıklı ortamların meyvesidir. Aile kurmak en ciddî meselelerden birisidir ve birlikteliğin başlangıcında sağlam ölçülerin yer etmesi zarurîdir.

Fizikî ve maddî temeller üzerine kurulan ailede, ahiret misyonu yıkılmış ve sadece dünyaya bakan ciheti esas alınmış demektir. Böyle başlangıçların sonu gelmeyecektir. Bu durum, dünya hayatını dahi zindan eden bir sürece atılan bir adımdır.

Modernlik rüzgârı ile bireyselleşmenin hızla artması, enaniyeti kamçılamış, emniyet ve sadakati zedelemiştir. Böylelikle evlenenlerin yarısı, hayatının geri kalan kısmını boşanmış olarak geçirmekte; olan, ortada kalan yürekleri iki parçaya bölünen çocuklara olmuştur. Evli kalabilenler de ise, birçoğunda, anne ve baba vakitlerinin büyük bir kısmını evden uzakta geçirmekte olup, çocukları da kendileri de bir yuva sıcaklığını teneffüsten uzak yaşamaktadırlar.

Aile tahassüngâhlarının bozulması, aile bireylerinin psikolojik çöküntüye uğramasına, sosyal boyutta da ahlâkî bir çöküntüye sebep olmaktadır. Ortada yarım erkekler, yarım kadınlar ve onların yetiştirdiği yarım kişilikli evlâtlar dolaşmaktadır. Bu umumî manzaranın en ağır darbesini çocuklar yemektedir. Anne ve babaları yanlarında, ama yetim ve öksüzlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.

Çok çalışan ve bir türlü eve gelemeyen babaların artması, kadınların da bir eş ve anne olduklarını unutmalarına sebep olmuştur. Evlerin, eşlerin ve çocukların ihmali dengesizliklerin başlangıcıdır. Oysa hizmetin merkezine önce ev, eş ve çocuklar konmalıdır. Resul-i Ekrem (asm) tebliğine en başta ona iman eden Hazret-i Hatice ile başlamıştır.

Bugün bu ihmal ve dengesizlikler sadece ehl-i dünyanın problemi değildir. İman hizmetlerine koşturan dindar insanlarda da bu çeşit kaymalar mevcuttur. Başkalarını kurtarmak için evdekileri ihmal cevazı veren dindarlar aile hayatlarını bir bir kaybetmeye başlamıştır.

Aileye dair bütün âyet ve hadisler imanî bir hayatın öncelikle tesis edileceği adres, ev ortamları olduğuna işaret etmektedir.

Günümüzde aileler kendisine model ve örnek bulabilme sıkıntısı içerisindedir. Herkes kendine göre bazı doğrular tesbit etmekte ve kendi bakış açılarıyla ailelerini şekillendirmektedir. Bu yüzden farklı farklı mülâhazalar ortaya çıkmıştır. Bu ise, gerek kişinin kendisinde, gerekse aile yapısında sapmaları ve huzursuzlukları netice vermiştir.

İnsanlık Allah’ı tanıyabildiği ölçüde ve Kur’ân’ın yaşayan modeli olan Resulullah’ı örnek aldığı ölçüde hakikî istikameti ve huzuru bulacaktır. Aksi uğraşlar boşa kürek çekmeye ve yıpranmalara sebeptir. Mahlûkatı yaratan ve mahlûkat içerisinde de en şerefli makamı insan olarak tayin eden Allah, onun ihtiyaçlarına uygun, ona yol gösterecek, problem ve hastalıklarını tedavi edecek ve her şeyden önce yaşayarak öğretecek peygamberler göndermiştir. İşte insan bu huzur ve kemalat reçetelerinden uzaklaştığı ölçüde mutsuz olacaktır.

Hazret-i peygamber, 63 yıllık hayatı içinde 23 yılını evli bir resul olarak yaşamıştır. Öyle ki, gazvelere bile yanında bir eşini götüren resul, gazvelerin haricinde çocuklarına ve eşlerine yeterli vakit ayırmıştır. Tebliğ maksatlı iletişimin en temel noktası, anlatılanın en başta anlatan kimsede yaşanır olmasıdır. Çünkü karşısında güzel örnek görenler hakikati çabucak kabulleneceklerdir. Sözler ile davranışlar, iç ile dış arasındaki imtizaçsızlık muhatap tarafından hemen hissedilecektir. Bu yüzden örnek bir hayat, başlı başına bir değerdir ve büyük mânâlar ifade eder. Resulullah’ın hayatına bu açıdan bakıldığında, O, hayatının her karesinde üstad-ı külldür.

Resulullah (asm), planlı ve programlı bir insandır. Gününü belli bir planla yaşar. Bu planının içerisinde kendine ayırdığı, ibadetle geçirdiği vakitler olduğu gibi, günün bir kısmını eşlerine, bir kısmını da sahabelerine ayırırdı. Bugün birçok evlilikte problem olan noktalardan birisi de bu değil midir? Eşlerin, dünyanın cezibedar ve önemsiz meşgalelerinden birbirlerine ayıracak zamanlarının olmaması. Bu noktadan bakıldığında ailede, mütekabil hürmet ve sevgi ancak sağlıklı ve yeterli iletişimle mümkün olacaktır. Bu iletişimin kurulamaması bu gün birçok aile probleminin temelini teşkil etmektedir.

İslâmî bir aile hayatının nasıl yaşanacağına dair en güzel örnek, Peygamber Efendimizin (asm) hane-i saadetlerinde eşleriyle olan muameleleridir. 1500 yıl önce, insanî kemalatın arşını yaşayan o asra, bugünün insanı ne çok muhtaçtır. Kendi aile hayatlarımız, bir de Asr-ı Saadete baktığımızda çok derin farkların ve uçurumların olduğunu göreceğiz.

Peygamberimiz (asm), o zamana kadar insan sınıfına bile konulmaya lâyık görülmeyen, diri diri toprağa gömülen kadına lâyık olduğu konumu vermiştir. Bugün İslâmî toplumlarda kadın, yanlış uygulama ve âdetler neticesinde ihmallere, haksızlıklara, mağduriyetlere maruz kalmıştır. Bunun sebebi İslâm değil, tam tersi İslâm’dan uzaklaşmadır.

Gergin günlük hayat temposu ile ailede yaşanan iletişim problemleri birçok insanın hayatını olumsuz etkilemektedir. Çok çalışıp, çok kazanıp, çok mutlu olacağını düşünen insan, kaybettiği huzuru ve mutluluğu arama çabası içerisine girmiştir. Günlük hayatın keşmekeşliğine, günahların hücumuna maruz kalan insan için aile hayatı, birer tahassüngâh olması gerekmektedir. Fakat bugün tahassüngâhlarda da problem vardır.

Aile içinde huzuru yaşamak, aile bireylerinin birbirleriyle beşeri münasebetlerinin iyiliğine ve kalitesine bağlıdır. Risâle-i Nur satırlarında, “Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, karı-koca mabeyninde bir emniyet-i mütekabile ve samimî bir hürmet ve muhabbetle devam eder” denmiştir. Bu tesbitte dikkat çeken önemli nokta, huzur ve saadetin devamı için samimi hürmet, güven ve sevgidir.

20.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.11.2010) - Çocuk ve vicdan eğitimi

  (06.11.2010) - Beşerin kanunları vicdanları rahatlatmıyor

  (30.10.2010) - Statükonun kibirli mensupları ve ezikler

  (23.10.2010) - Kâfir olmak kader midir?

  (16.10.2010) - MUSÎBETLERE HİKMETLİ BAKIŞ

  (09.10.2010) - Musîbet ve âfetler gerçekten kötülük müdür?

  (02.10.2010) - Eş seçimi ve kader bağlantısı

  (25.09.2010) - Her şey kaderde belirlenmişse, neden duâ ediyoruz?

  (18.09.2010) - Kader yazıları - 8 Kaderin kırmızı çizgileri

  (12.09.2010) - HAYATIN SAHİBİ SENSİN


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.