Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Gazeteyi ulaştırmak |
Geçen haftaki “Gazeteyi hazırlarken” başlıklı yazımızda, muhtevanın hangi süreçlerden geçerek sayfalara yansıdığına dair bazı bilgiler vermiştik. Dağıtım Müdürümüz Saim Çelenli de, sayfalar Yazıişlerinden çıktıktan sonraki safahatı anlatan bir yazı kaleme almış. İşin o kısmını da oradan takip edelim. “Gazetemiz sizlere nasıl ulaşıyor, hangi merhalelerden geçiyor, bu süreçte neler yaşanıyor ve işler nasıl yürüyor; bir de onlara göz atalım. “Bir koşuşturma ve zamana karşı yarış da muhteva hazırlıkları bittikten sonra başlıyor. “Sayfa filmleri basılıp montajların hazırlanması ve kalıpların çekilmesinin ardından baskı için start veriliyor. Matbaamızın rutin kontrolleri yapıldıktan sonra gazetemizin baskısı için yarım tonluk kocaman bobinler takılıyor. Ve matbaa ağır ağır dönmeye başlıyor. Temiz baskıya geçene kadar her ünitenin sorumlusu kendi sayfasını kontrol ediyor ve baskı hızlanıyor. “Matbaada teknik bir arıza çıkmaz, bobin kâğıdı kopmaz ve başka bir aksilik olmazsa, baskı bitiyor ve gazete paketleri bölge bölge ayrılarak havaalanına gidecek araca yüklenip yola çıkıyor. “İşte o safhada, havaalanına giden yolda trafiğin yoğun olmaması çok büyük önem taşıyor. “Gazetemiz sizlere hava ve karayolu ile ulaştırılıyor. Havayolu ile bölgelere gidecek gazeteler Ankara, Adana, Antalya, Trabzon ve İzmir’e gönderiliyor. Buralara gidecek paketlerin saat 18.50’den önce mutlaka havaalanında olması gerekiyor. Çünkü havaalanındaki sistemler o saatte kapanıyor. Beş vilâyete uçacak uçaklar için bu saatten sonra hiçbir işlem yapılamıyor. “Havaalanında ayrı ayrı her bölgenin paketlerini taşıyan araçlar var. Bunlar gazeteleri alıp bölgelere giden uçaklara götürüyor. Bu uçaklar hemen kapının önünde değil; her biri bir yerde. Bundan dolayı, paketlerin nakil araçlarına yüklendiği yerden uçağın bulunduğu yere gitmek için de yeterli bir zamanın ayrılması gerekiyor. “Olay orada da bitmiyor, serüven devam ediyor. Eğer uçaklar herhangi bir sebeple rötar yaparsa, fazla yükten dolayı bagajı almazsa veya hava şartları müsaade etmediği için havalanamazsa, gazetelerin vaktinde yerine ulaşması yine tehlikeye girmiş demektir. Bu tür aksilikler olmaması için de her gün ayrıca dua ediyoruz. “Uçaklar kalkıp bölgelerine indikten sonra da başka bir telâş başlıyor. Dağıtım şirketinin aracı gazeteleri havaalanından alıp kendi dağıtım merkezine götürürken orada da trafik sorunu yaşanmaması gerekiyor. Paketler dağıtım merkezine ulaşınca bölge bölge ayrılıyor ve bir karayolu serüveni daha başlıyor. Her bir araç dağıtım şirketinin belirlediği güzergâhlardan giderek kendi bölgesinin gazetesini Yay-sat’ın ana bayiine bırakıyor. 21.30 olarak belirlenen ilk hareket saatinde kalkacak araçlar uzak mesafelere gidenler. Meselâ Adana’dan Hakkâri ve Van’a gidecek gazeteler bunlara yükleniyor. 22.30’da hareket eden ikinciler yakın mesafelere gidiyor. “Orada da herhangi aksama olmaz, araç bozulmaz veya kaza yapmazsa gazeteniz ertesi günün sabahında elinize ulaşıyor. (Gazetenin gelmemesi halinde mahaldeki temsilcimizin mutlaka bayiye tutanak tutturması icab ediyor.) “Yay-sat bayiine gelen gazeteler oradan şehirdeki tâlî bayilere dağıtılıyor. Böylece gazeteyi bayiden alanlar için kolaylık sağlanmış oluyor. “Elden dağıtım yapan temsilcilerimiz ise ana bayiden veya istedikleri bir tâlî bayiden gazetelerini topluca alarak dağıtım elemanları vasıtasıyla veya bizzat abonelere ulaştırıyorlar. Bu dağıtım yaya olarak, bisiklet veya motosikletle ve bazı yerlerde de özel araçlarla yapılabiliyor.” İşte yaz-kış her gün yaşanan telâşlı sürecin baskı ve dağıtım kısmı da ana hatlarıyla böyle. Hiç değilse en stresli basamaklardan biri olan “uçağa yetiştirme ve uçakla gönderme telâşı”nı ortadan kaldıracak bölge baskılarını artık gerçekleştirebilmek dileğiyle, şimdilik noktalı virgül... 13.06.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (11.06.2010) - Cihad ve şehitlik (10.06.2010) - Müsbet hareket ve güvenlik (06.06.2010) - Gazeteyi hazırlarken |