Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Paket AYM’de |
Meclisten geçip Cumhurbaşkanı onayını takiben Resmî Gazete’de yayınlandıktan hemen sonra CHP tarafından Anayasa Mahkemesine götürülen anayasa paketinde mahkeme ilk kararını verdi. Başvuruyu kabul etti ve “şekilden” inceleyeceğini açıkladı. İktidar çevrelerinin ve bir kısım hukukçuların beklentisi, başvurunun reddi istikametindeydi. Bu beklentinin dayanağı, “Paket Cumhurbaşkanınca halkoyuna sunulmak üzere onaylandı, dolayısıyla referandum yapılıp paket halk tarafından onaylanmadıkça yürürlüğe girmez ve bu süreç tamamlanmadan da paket Anayasa Mahkemesine götürülemez” değerlendirmesiydi. AYM bu yoruma itibar etmeyip, iptal ve yürürlüğü durdurma talepli başvuruyu kabul etti. 2’ye karşı 9 oyla alınan bu kararın ardından, “şekilden inceleme”nin en geç Temmuz ayı içerisinde, hattâ bazı haberlere göre 5 Temmuz’da sonuçlandırılacağı söyleniyor. Karar en kısa zamanda verilmeli ki, belirsizlik ortadan kalksın. Çünkü referandum süresini yarıya indiren yasal düzenlemeye itibar etmeyip paketin oylanacağı günü 12 Eylül olarak tayin eden Yüksek Seçim Kurulunun belirlediği takvime göre süreç işlemeye ve hazırlıklar yapılmaya devam ediyor. Bunların hepsi masraf ve emek gerektiriyor. Ama bir taraftan bunlar devam ederken, diğer taraftan “AYM’nin vereceği karar referandumun önünü keser mi?” suali ortada duruyor. Bu sualin cevabı en kısa zamanda verilmeli. Yapılacak “şeklen inceleme”de paketteki düzenlemelerin anayasaya aykırı olmadığı sonucuna varılırsa, CHP’nin iptal ve yürütmeyi durdurma talebi reddedilir, referandumun önü açılır. Ama ilk görüşmede dâvânın kabul edilmesi, şu etapta bu ihtimali zayıflatmış gibi görünüyor. Başka hangi ihtimaller söz konusu olabilir? Orada, 9 kabul oyunun sahipleri arasında yer alan mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın kısa süre önce dile getirdiği ihtimaller gündeme gelebilir. Bunlardan biri, başvuruda paketin tamamı için iptal gerekçesi olarak gösterilen—değişikliğin hükümet teklifi olarak verilmiş olması, ilk verilen şeklinde Meclis Başkanının da imzasının bulunması, gizli oylama kuralının ihlâl edilmesi gibi—usulsüzlük iddialarının yerinde görülmesi neticesinde, tümden iptali cihetine gidilmesi. İlk görüşmede başvuru kabul edilirken, yürürlüğü durdurmaya gerek görülmemesi, bu ihtimalin de devre dışı olduğuna işaret sayılabilir. Diğer ihtimal, özellikle Anayasa Mahkemesi ile HSYK’ya ilişkin düzenlemelerin, değiştirilemez maddelerdeki “hukuk devleti” ve başlangıç kısmındaki “kuvvet ayrılığı” ilkelerine aykırılık gerekçesiyle iptali. Ve bunun “esasa girmeden” şekil incelemesi üzerinden gerçekleştirilmesi. Eğer karar bu yönde çıkarsa, referandum yine yapılır, ama paketteki diğer maddeler oylanır. Ve böyle bir oylamada, özellikle bu iki maddeye itirazlarından dolayı pakete tavır alarak şimdiden “hayır” kampanyası açanlar, bu yaklaşımlarını değiştirerek “evet”e yönelebilirler. Nitekim CHP, eski Başkanı Baykal’ın ağzından, “O iki maddeyi çıkarın, pakete biz de kabul oyu verelim” çağrısını defalarca tekrarlamıştı. Ama söz konusu iki maddenin iptali durumunda AKP’nin tavrı ne olur, orası belli değil. Bilindiği gibi, iktidar partisi paketin bilhassa üç maddesine özel bir önem veriyordu. Bunlardan parti kapatmayla ilgili olanı, Meclisteki ikinci tur oylamada 327 oyda kalarak düştü. Diğer iki madde de AYM engeline takıldığı takdirde, paketin kalan kısmı AKP’yi tatmin eder mi? Yoksa referandumla birlikte aynı gün erken seçime gitme girişimleri mi gündeme getirilir? Bütün bu soruların cevapları AYM’nin vereceği karara bağlı. O kararın ne olacağı ve—yine 2’ye 9 mu, 3’e 8 mi, 4’e 7 mi, yoksa 5’e 6 mı—nasıl bir oy dağılımı ile çıkacağı meçhul. Toto oynar gibi yapılan hesap, tahmin ve spekülasyonlara, karar belli olana kadar sabretmek zorundayız. 12.06.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (11.06.2010) - Cihad ve şehitlik (10.06.2010) - Müsbet hareket ve güvenlik (06.06.2010) - Gazeteyi hazırlarken (04.06.2010) - Bundan sonra... |