24 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Sahibini küçülten iddialar


A+ | A-

Irkçılık, tedâvisi müşkil bir marazdır. Sahibini dalâlete sürükletir, âhiretini yaktırır.

Ne var ki, ırkçılık illetine yakalanmış kişinin âhiret diye bir derdi, maneviyat, mukaddesat diye bir meselesi yoktur.

Onun için mukaddes sayılan tek bir dâvâ vardır, o da ırkçılık mânâsındaki milliyetçiliktir.

Irkçılar, milliyeti mâbud ittihaz ederler. (Mesnevi–i Nuriye, s. 96) Allah'tan ziyade ırka taparlar. Hamiyet–i diniye yerine, asabiyet–i milliyeyi tercih ederler.

İşte, millî asabiyet gibi müzmin hastalıklara yakalananların, hamiyetli âlimlere hürmet etmeleri, faziletli dindarlarla uyum içinde olmaları elbette ki beklenilmez ve beklenilmemeli.

Hürmet ve ahenk göstermeleri bir yana, ırkçılar, imân kahramanlarına muarız olurlar, insafsız birer düşman kesilirler.

İşte, Üstad Bediüzzaman ile ırkçı Ziya Gökalp arasındaki zıtlaşmanın sırrı buradan kaynaklanmaktadır.

Keza, 1900'lü yılların başında Kürtçülükten Türkçülüğe yatay geçiş yapan Gökalp'in takipçileriyle Üstad Bediüzzaman'ın talebeleri arasındaki derin farkın sırrı burada yatıyor.

Aynı şekilde, Nihal Atsız gibi kaskatı bir Türkçünün Üstad Bediüzzaman'a yönelik insafla, vicdanla bağdaşmayan iftiralı saldırılarının temelinde, işte din ve ırkçılık arasındaki bu uçurum yer alıyor.

Gökalp ve Atsız gibi dini sadece milliyetçiliğin dolgu malzemesi olarak düşünenlerin, "din ve iman hakikatleri değil dünyaya, kâinata hiçbir şeye âlet edilmez" diyen Bediüzzaman Hazretlerine dost olması beklenmez. Onlar ancak düşman olurlar ve düşmanlık yaparlar. Bundan da menhus bir lezzet alırlar.

Bu kronik düşmanlık, dün olduğu gibi bugün de aynen devam ediyor.

Kendilerine ulusalcı diyenler, ergenekoncu diyenler, doğrudan, ya da çaktırmadan Türkçülük veya Kürtçülük yapanlar, Kemalizme sığınanlar, takiyyecilikle iş görenler..., hemen her fırsatı ganimet bilerek Said Nursî'ye, onun eserlerine ve talebelerine sataşma, karalama, hatta saldırma cihetine gidiyorlar.

Bu arada, farkında olmayarak kendi kendileriyle çelişkiye düşerler. Hakikati bilenlerin nazarında maskara olurlar.

İşte, bu kategoriye girenlerin çoğu, şu sıralar bilhassa internet ortamından yararlanarak saldırıya geçmiş durumdalar.

Yüzlerce internet sitesinden yaptıkları salvolarla, kimi meseleyi kasten saptırma, kimi sırf karalama, kimi şahıs, zaman ve mekân unsurlarını birbirine karıştırma cihetine giderek, kendilerince büyük bir vazife ifâ etmiş oluyorlar.

Aslına bakarsanız, bunların isimlerini tek tek yazarak hiç muhatap almaya bile gerek yok. Zira, çoğu sütre gerisinde kendini gizleyerek, ya da sanal ortamın imkânlarından yararlanarak ucuz kahramanlık yapmaktadırlar.

Merdane bir şekilde fikir meydanına çıkıp kendilerini ifade edemiyorlar. Kendi çürük mallarını benimsetme cihetine gidemiyorlar. Buna ne cesaretleri yetiyor, ne de kapasiteleri.

Geriye tek bir atmasyonları kalıyor: Başkasını karalamak, kötülemek, çamur sıçratmak...

İşte, güneşi balçıkla sıvamak kabilinden, eblehcesine sıçrattıkları lekelerden birkaçı...

* Bunlara göre, Said Nursî Kürtçü ve bölücüdür.

* Vicdanını satanlara göre, Said Nursî Sultan Abdulhamid düşmanıdır.

* Alçaklıktan sınır tanımayanlara göre, Said Nursî, Millî Mücadeleye karşı olmuş, işgalci İngilizlerin, istilâcı Yunanlıların yanında yer almış.

* Şeytanın bile aklına gelmeyen bir iftiraya göre, Said Nursî Ruslarla yalandan savaşmış (1915), hatta onlara hizmet için ellerine esir düşmüş gibi davranmış.

* Ancak habis ervahın itibar edeceği yalanlara göre, Said Nursî, Yahudi masonların isteği üzerine İttihatçılarla teşrik–i mesai kurmuş, aynı kesimin itibar ettiği Kabala'ya göre Cifir ve Ebced hesabıyla uğraşmış.

Bunlar gibi daha bir dizi yalan ve iftirayı sıralamak mümkün. Ama, gerek yok.

Yalancı müfterilerin bir diğer özelliği ise, kendileriyle çelişen maskaralıklar sergilemesi.

İşte, meselâ yukarıda sıraladığımız yalan ve iftiraları yayanların yüzde yüz tenakuz teşkil eden iddialarından sadece birkaçı...

1) İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurucuları, Yahudi masonlardır. Said Nursî'nin de içinde olduğu bu cemiyet, İslâm şeriatına düşman olup, Ulu Hakan Sultan Abdulhamid'i devirmişlerdir.

İzah: Tutarsız, çelişkilerle dolu bir iddiadır bu. İttihat ve Terakki, kendi içinde bir koalisyon gibidir. Bir bütünlük arz etmiyor. İçinde çeşitli şahıslar, muhtelif renkler vardır. Kuruluşunda M. Kemal de yok, Said Nursî de. Said Nursî, Enver ve Niyazi Beyler gibi sınırlı sayıdaki İttihatçı ile sadece dost olurken, M. Kemal, sonradan cemiyetin kayıtlı ve aktif bir üyesi olmuştur...

Sultan Abdulhamid'i devirenlerin içinde Said Nursî değil, M. Kemal vardır. Padişahı deviren İttihatçılar, Said Nursî'yi de idam talebiyle yargılamışlardır.

İttihatçıların en gözde adamlarından bazıları, bugün Said Nursî'ye düşmanlık eden nâdanların da gözdesi durumunda olduğu halde, ebleh olduklarından sergiledikleri maskaralığın farkında bile değiller.

2) Esaretten dönen (Temmuz 1918) Said Nursî'yi İttihatçılar el üstünde tutmuş, ona büyük kolaylıklar sağlamış, karşılıklı olarak birbirlerini koruyup kollamışlar, masonların Kızıl Sultan dedikleri Sultan Abdulhamid'i kötülemeye devam etmişlerdir.

İzah: Tarihî gerçeklik bir yana, kronolojik gerçeklik ancak bu kadar tersyüz edilip tepetaklak anlatılabilir.

Bir kere, Said Nursî'nin esaret dönüşü, İttihatçıların dönemine rastlıyor. Bediüzzaman, İttihatçıların hatırı için değil, vatan ve millet uğrunda harbetti.

Mücadele etmese miydi yoksa?

O takdirde kim bilir, müfteriler ne iftiralar üretecekti.

Esaret dönüşü Darül–Hikmet'e âzâ olan Üstad Bediüzzaman, uzun müddet izin isteyip Sarıyer ve Yuşa Tepesi taraflarında istirahate çekildi.

Tekrar vazife başına döndüğünde, İttihatçılar zaten yurdu terk edip gitmişlerdi. Belli ki, Said Nursî'nin esaret dönüşü tarihini bilmeyenler, İttihat ve Terakki'nin son kongresi ve yurt dışına gitmeleri hakkında da yeterli, tutarlı bir bilgiye sahip değildir.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

24.02.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (23.02.2010) - Çelişkiler yumağı

  (22.02.2010) - Uzak tutun çocukları, başkent haberlerinden

  (18.02.2010) - Medyada güç dengesi

  (17.02.2010) - Padişahları karalama inadı

  (16.02.2010) - Cinayet cuntası

  (15.02.2010) - Kızılordu’ya karşı direndiler; dahilî ittifakı sağlayamadılar

  (11.02.2010) - Ortaylı, şaşırttı mı ki?

  (10.02.2010) - Şefkat kahramanları harekete geçti

  (09.02.2010) - Kaçırılan fırsatlar

  (08.02.2010) - İsmi darbelerle anılan Madanoğlu

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl