Cevher İLHAN |
|
Demokratikleşme fırsatı da heba edildi |
Demokratikleşmenin ana unsuru “yeni demokratik sivil anayasa”dan resmen vazgeçiliyor. Med-cezirli açıklamaların ardından görünen o ki “açılım süreci” usul usul sona erdiriliyor. Aslında “yeni anayasa”yı rafa kaldırıp sivil toplum kuruluşlarına havale ettiklerini en evvel Başbakan Yardımcısı Çiçek açıklamıştı. “Bu Meclis yeni anayasa yapamaz” diyen Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu başta olmak üzere iktidar partisi sözcüleri peşpeşe açıkça “cayma” ikrarlarında bulunmuşlardı. İkrarlar sürüyor. Son noktayı Hindistan yolunda Cumhurbaşkanı Gül koydu. “Bu Meclis’e yeni bir anayasa yapmak yakışırdı ama çeşitli sebeplerden dolayı bu fırsat kaçırıldı” sözü, bunun ifâdesi. İlginç olan, Gül’ün “hayıflanması”nı muhalefetin yanısıra iktidar partisi mensuplarının da “haklı” bulması… Kuzu’nun “Cumhurbaşkanımızın tespiti doğru” deyip ancak “küçük paketler” halinde bazı değişikliklerin yapılabileceğini bildirmesi ile Meclis Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya’nın “Cumhurbaşkanımızın değerlendirmesinin mutlaka bir arka plânı var” demesi, dikkat çekici. Keza Meclis eski Başkanı Toptan’ın, “AKP açılım politikaları ile uzlaşma alanlarını tıkadı. Seçimden önce Anayasa değişikliği için yeterli zaman yok. Cumhurbaşkanı bu gerçekleri görmüştür” tesbiti, bu açıdan kayda değer...
“TARTIŞMALI MADDELERİ” ERTELEME! Özellikle iktidar partisinde meydana gelen dalgalanmalar üzerine Gül’ün bir nevi “minâre doğrultma” kabilinden yaptığı açıklamalar da aynı noktaya varıyor. Zira her ne kadar peşinden “sözlerim farklı yönlere çekildi” dese de ‘’Bu Meclis sivil anayasayı yapabilirdi, bir üzüntü ve hayıflanma belirtisi olarak ‘Fırsat kaçırıldı’ dedim” tavzihiyle “Keşke yapsaydı” tashihi de aynı anlama geliyor. Yine “Parti başkanları, gruplar yeni bir anlayış getirirse bu takdir edilir; Anayasanın bazı maddeleri de değiştirilebilir. Çünkü elzem konular var. Bu da Meclis’in yetkisinde olan bir şey” demesi, “fırsat kaçırıldı” sözündeki gerçeğin üzerini örtememekte. Nitekim Gül’ün söylediklerinin ardından toplanan AKP Merkez Yönetim Kurulu’nda da benzer tekliflerle hazırlanan raporda “yeni anayasa”dan vazgeçilip “mini paket”le yetinilmesi, “fırsat”ın heba edildiğini te’yid ediyor… Parti yöneticilerinin ve bakanların milletvekilleriyle istişâre toplantılarından, “sıkıntı meydana getirecek maddelerle gerginliklerin olmaması” görüşü ağır basıyor. Yargı reformunun birinci şartı olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısına ilişkin düzenlemelerin pakete konulmaması” öneriliyor. Sonuçta “yeni demokratik anayasa”nın askıya alınması ve “mini paket”, hükûmetin ve AKP Meclis grubunun yanısıra iktidar partisinin “resmî görüşü” olarak karşımıza çıkıyor. Böylece Meclis’in gündemine 10-15 maddelik “dar kapsamlı anayasa değişiklik paketi” getirilmesi belirleniyor…
“AÇILIM” DEĞİL, SEÇİM HESABI… Gerçek şu ki hükûmetin “yeni anayasa”yı askıya aldığı, bütün iddiaların aksine “mini paketler”le de ciddî bir demokratikleşmeyi öngörmediği, Başbakan’ın en son “Show Tv Siyaset Meydanı Özel”de söyledikleriyle âdeta deklâre edildi. “Anayasa değişikliği olacak mı?” sorusuna, topu taca atarcasına, “Millî Siyaset Belgesi’nde güncelleme’ başlığı altında yapılacak bazı değişiklikler”le cevabı, Başbakan’ın “yeni demokratik anayasa” bir tarafa, “dar mini paket”te dahi pek kararlı ve umutlu olmadığının ifâdesi. Tıpkı “referandum” meselesinde “geçmesi zor” cayması gibi… Anlaşılan o ki AKP siyasî iktidarı, “yeni anayasa” ve “demokratikleşme”den ziyâde, daha şimdiden seçime ve oya odaklanmış. Artık “açılım”ın değil, seçim hesaplarının peşinde. “Son anketlere göre oy durumu nedir?” sorusuna Erdoğan’ın, “İşi sıkı tutmamız gerekiyor. Hangi ilde ne var bunu çaprazlama yapıyoruz. Son gelişmelerden sonra, açılımdan sonra olumlu istikamette olmaya başladı. Halkın nabzını iyi tutabilmek için örnek, önümüzdeki haftada sonra bütün illeri dolaşacaklar bakanlar ve milletvekilleri. CD ile göstereceğiz. Bilinçlendirme toplantıları yapacağız. Bu bilgileri sadece partililere değil, herkese vereceğiz” karşılığı vermesi, bunun deşifresi… Görünen o ki Başbakan’ın ve iktidarın kafasında seçim ve sandık var. “Yeni anayasa” ve “demokratikleşme” bir başka bahara bırakıyor… 15.02.2010 E-Posta: [email protected] |