Faruk ÇAKIR |
|
Minareler daha da yükselecek |
Avrupa ile aramıza yine ‘kara kedi’ girdi. Avrupa Birliği üyesi olmamakla birlikte, kamuoyunda öyleymiş gibi bilinen İsviçre, aldığı vahim bir kararla hem kendi ayağına hem de AB’nin ayağına kurşun sıktı! Hepinizin bildiği gibi İsviçre bir referandum yaptı ve çoğunluk ‘minare’ler aleyhinde oy kullandı. Yeni bir düzenleme ile bu karar değiştirilmezse, İsviçre’de camilere minare yapılamayacak. Bu vesileyle öğrendik ki İsviçre’de toplam 200 cami varmış ve bu camilerin sadece 2’sinde minare bulunuyormuş. Tabiî minare bulunmaması biraz da çıkarılan ‘engel’lere bağlıymış. Bu güne kadar kanunen bir engel yokmuş, ama belediye aldığı kararlarla bunu fiilen yasaklıyor, minare yapılması taleplerine izin vermiyormuş. Minare yapılması talepleri artınca, güya bu işi kökten halletmek için konuyu referanduma götürmüşler ve neticede ‘minareye yasak’ kararı çıkmış. Çıkmış, ama daha ilk günden gelen tepkiler, nasıl bir hata yaptıklarını da onlara anlatmış. Şimdi, alınan bu yanlış karardan nasıl dönüleceğini hesaplıyorlar... İsviçre’nin aldığı bu kararı ve neticelerini çok farklı şekillerde değerlendirmek mümkün. Kanaatimce camilerde minare olması önemli olmakla birlikte, olmaması da çok fazla bir eksiklik sayılmaz. Diyelim ki İsviçre, camilerde minare yapılmasına müsaade etmedi, ne olacak? Bu karar oradaki insanların ‘fıtrat dini İslâm’a dahil olmasını engelleyebilecek mi? Tam aksine bu kararla insanların dikkati İslâma çekilecek ve çıkan tartışmadan son tahlilde İslâm ve Müslümanlar kârlı çıkacaktır İnşallah. Bakınız, uzun dönemde bu kararı alanlar ve aldıranlar böyle bir işe kalkıştıkları için çok pişman olacaklar. Kimse bu sözleri bir tehdit olarak yorumlamasın. Şu anlamda pişman olacaklar: Dünkü gazetelerde yer aldığı gibi Müslüman olmayan ama insaflı olan İsviçreliler bir araya gelmiş ve “Hepimiz Müslümanız” diye hem minareyi hem de İslâmı savunan yürüyüşler yapmış. (Vatan, 3.12.2009) Muhtemelen bu yürüyüşler sadece İsviçre ile sınırlı kalmayacak ve başta Avrupa olmak üzere bütün dünyayı saracak. Vatikan bile İsviçre’de yapılan bu referandumu ve çıkan neticeyi kınamadı mı? Öyle ise bu birlik, uzun dönemde bu yasağı da sona erdirir ve ‘inançsızlık’ karşısında insaf ehlini tek safta toplayabilir... Hem bu hadiseler ilk defa yaşanmıyor ki! İslâm dinini terörle eş göstermeyi amaçlayan 11 Eylül 2001 ‘İkiz Kule’ saldırısı, çirkin karikatür hadisesi, ‘Fitne’ filmi ve benzeri planları hatırlayın... Bu hadiselerden sonra insanlar daha fazla İslâma koşmadılar mı? O halde İsviçre’nin aldığı ‘minare yasak’ kararından sonra da İslâm İnşallah daha fazla parlayacak ve ona teslim olanların sayısı artacak... Türkiye’deki tartışmalara da bakmakta fayda var. Gerek başbakan ve gerekse diğer siyasîlerin gösterdiği tepkiyi çok da anlamlı bulmuyorum. Elbette böyle kararlara tepki gösterilmeli, ama bu tepki dile getirilirken daha itidallli, daha yapıcı ve ikna edici olunması gerek. Kızarak, köpürerek bir yere varmak mümkün değil. Hem; başörtüsünün ‘kamusal alanda’ yasak olduğu bir ülkenin başbakanı ‘minare’yi yasakladı diye başka bir ülkeye kızsa inandırıcı olabilir mi? İsviçre çıkıp dese ki, “Sen kendi ülkende ‘farz’ olan başörtüsünü yasakladıysan, biz de ‘farz olmayan’ minareyi ülkemizde yasaklarız”, ne cevap verilecek? Hele hele başörtüsü yasağı için bin dereden su getiren ana muhalefet partisinin ‘minare’yi savunması, hiç de inandırıcı gelmiyor. Minare yasağına karşı çıkmak, başörtüsü yasağını savunarak yapılmaz. İsviçre’yi yönetenler, çalmaya kalktıkları ‘minare’nin altında kalmamak istiyorlarsa hiç vakit kaybetmeden attıkları bu yanlış adımdan vazgeçmelidirler. Her hal ve şartta bu tartışma İslâmın sesinin daha gür çıkmasıyla neticelenecek İnşallah. Hamdolsun, şükrolsun... 04.12.2009 E-Posta: [email protected] |