Faruk ÇAKIR |
|
Başörtülü vekil mecliste! |
Evet, ‘Başörtülü vekil mecliste,’ ama şimdilik Belçika meclisinde. Eh, her şeyi Avrupa’dan ‘ithal’ ettiğimize göre bu ‘güzel âdet’i de her halde önümüzdeki yıllarda ithal ederiz ve bizim de bir ‘başörtülü vekil’imiz olur. Eğer, ‘Gülerim senin hayaline’ diyen varsa, ona çok meşhur bir ‘gerçek’ ile cevap veririz: Bu kışın ilelebed devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı yok mu? O halde ‘yasak’ kışının baharı da yakındır! Suların tersine akıtılamayacağına bir defa daha şahit olduk. Başörtülü olarak önce belediye meclisi üyeliğine seçilen Mahinur Özdemir, son seçimlerde de Belçika Parlamentosuna ‘milletvekili’ olarak girmeyi başardı. Adaylığı sürecinde Belçika basınında çeşitli haber ve tartışmalara konu olduğu ifade edilen Özdemir, Valon Hıristiyan Demokrat Parti (CDH) listesinden 21. sırada aday olmuştu. Ancak Özdemir, 2 bin 851 ‘tercih oyu’ elde ederek, bu partinin 11. sırasından milletvekili seçilmeyi başardı. Başörtülü bir vekilin Belçika Parlamentosunda görev yapması hem ‘hiçbir şey’dir, hem de ‘çok şey’dir. ‘Hiçbir şey’dir; çünkü hür ve demokrat ülkelerde kişilerin ‘dış’ına değil, ‘işi’ne bakılır! Dolayısı ile ‘işi’nde başarılı olan, kendisini millete en iyi anlatan milletvekili seçilebilir. Her halde Özdemir de bunu yapmış ki, hem de ‘tercihen’ bu koltuğa seçilmeyi başarmış. Başörtülü bir hanımın, hem de Belçika’da milletvekili seçilmesi başka bir yönüyle de ‘çok şey’dir. Çünkü Belçika nihayetinde halkının çoğunluğunun ‘Müslüman olmadığı’ bir ülkedir. Bunca olumsuz propaganda ve yayılmak istenen ‘İslâm korkusu’na rağmen bir hanımın başörtülü olarak milletvekilliğine seçilmesi önemlidir. Hele hele Türkiye’den baktığımızda bu seçimin çok daha önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Burada çok önemli bir nokta daha var: Bir hanımın başörtülü haliyle millet vekili seçilmesi ne kadar önemliyse, o kıyafetin onurunu, vakarını ve ağırlığını taşıması, savunması ve sürdürebilmesi de bir o kadar önemlidir. Bu bakımdan, Belçika Parlamentosuna giren başörtülü vekilimize duâcı olmalıyız. Tabiî biz hadiseye Türkiye penceresinden baktığımız için ‘endişe’ duymakta haklıyız. Düşünün, ‘kazaen’ de olsa son seçimlerde bir başörtülü, bulunduğu ilçede belediye başkanı seçildi. Ama ne yazık ki yayılan ‘laik mahalle baskısı’ sebebiyle başını açmak durumunda kaldı! Aynı şekilde geçmiş dönemlerde seçilen bir ‘başörtülü vekil’imiz de başını açmıştı. Haklı olarak başını açmayan hanım vekilimize ise dönemin başbakanı haddini bildirmişti! İşte, Belçika’daki seçim bize hemen bu ‘kötü hatıralar’ı hatırlattı. Haberi duyunca, “Belçika’da millet vekili seçilen bu hanıma kim haddini bildirecek?” diye tahminlerde bulunduk... Acaba Belçika’nın Bülent Ecevit’i var mıydı? Belçika’da da bir ‘yasakçı Ecevit’ olmamasına sevindik... Hür ve demokrat ülke ile, “isimden ve resimden ibaret hür ve demokrat ülke” arasındaki fark bu olsa gerek! Bu vesile ile ‘şeair’i ilân eden başörtülü vekil Mahinur Özdemir’i tebrik eder, istikametini muhafaza etmesini Allah’dan niyaz ederiz. Mevlâm hiçbirimizi şaşırtmasın. Amin. 10.06.2009 E-Posta: [email protected] |