Ali FERŞADOĞLU |
|
Evlenilmesi sakıncalı kişilikler? - 5 |
* Zalimlerle evlenmeyin: Zulüm, başkasının hakkını yemek, haksızlık yapmak, canlı, cansız, bitki, hayvan ve insanlara haksızlık, eziyet, işkence etmek, sıkıntı çektirmektir. Zalim, zulmünü dışa yönelik kullanmadığı zaman onu içe yönelik kullanır. Aile efradına zulmeder. Çünkü, zulmetmekten zevk almak, artık bağımlılık hâline gelmiştir. Buna hedonistlik, narsistlik de denir. * Sihir (büyü), fal, burç, tarota (müneccimlik) inananlarla evlenmeyin: Aslında fal, burç veya yıldızlardan meded umma, totem ve cehâlet devrinin bâtıl mahsulleridir. Sihir ise kötüye kullanılan, karıyla koca arasını açabilecek kadar etkili olabilen, bir kısmı gözboyamacılığa dayanan İslâmın kesinlikle yasakladığı, yedi büyük günahtan birisidir. Bugün, ‘şans, talih oyunları, fal, sihir, büyü’ gibi meselelere olan rağbet, eski devrin hortlamış düşüncesinden başka bir şey olmasa gerek. Fal, sihir, tarot gibi bâtıl inançların en tehlikeli tarafı insanları şartlandırmasıdır. Çevresinde cereyan eden hâdiseleri izah etmekten âciz olanlar, akıl ve mantık melekesini kullanamayanlar, inançlarını sağlam temeller üzerine bina edemeyenler, falcı ve büyücülerin tuzaklarına düşüyorlar. Bunlar, inançları veya iradeleri zayıf insanları etkileyerek kendi yanlış, indî, hissî, nefsî arzularına endeksler. Adetâ köleleştirirler. Ve onları şartlandırarak, kıskançlık, kin, nefret, öfke, düşmanlık gibi duygularını tahrik ederler. Bunun sonucu, hırsızlıktan yaralamalara, aile kavgaları ile huzursuzluklara, hatta boşanmalara kadar uzanır. * Müstebitlerle/diktatörlerle evlenmeyin: Baskı ve diktatörlük mânâsına gelen istibdat, hürriyet zaafından doğar. Cehâlet ve vahşetten kuvvet alır. Kibirle karışmış, nefsin firavunluk ve nemrutluğudur. İstibdat, bir tahakküm, keyfî bir muâmele, kuvvete dayalı bir cebir, tek kişiye dayanan görüş, sûistimâle açık bir zemin, sefâlet ve sefâhete sürükleyen ve insanlığı mahveden bir zehir, bir zulüm, bir üstünlük taslama hastalığıdır. Küfrün temelinde istibdat vardır. Nemelâzımcılık istibdadın yâdigârıdır. Baskı, kabiliyetleri öldürür, gelişmeleri önler. Çocukların sosyalleşmesini engeller. İnsanları geri bırakan sebeplerin başında istibdat vardır. Nedir bu istibdat ki, müstebitlerden kaçınalım; onlarla aile yuvası kurmayalım? İstibdat; zorlama, tahakküm, keyfi muamele, kuvvete dayanarak cebir kullanma, zorbalık, tek görüş, suistimâle gayet müsait bir zemin, zulmün temeli, insanlığı mahveden, sefalet derelerine yuvarlayan, İslâm âlemini zillet ve sefalete atan, garaz ve düşmanlığı uyandıran, İslâmiyeti zehirlendiren, her şeye bulaşarak zehrini atan muzır ve olumsuz bir haslettir.1 * Müfteri, iftiracı ile evlenmeyin: İftirâ, mâsûm ve suçsuz insanlara suç isnat etmek; şahsı veya yakınlarının kabahat ve günahlarını, haksız yere başkalarına yüklemektir. İftira alçakça bir kötülüktür. Müfterî, şeytana kulak veren katmerli bir yalancıdır. İslâm hukukunda, müfterilerin şahitliği ebediyyen kabul edilmez. Ve dünyada da, kendilerine ta’zir cezâsı verilir. Ancak, samimî tevbe edenler, yine belli şartları yerine getirmeleri kaydıyla bundan müstesnâ tutulurlar. Bilhassa iffetli kadınlara iftira atanlar, dünyada lânetlenmiş ve âhirette büyük bir azap ile müjdelenmiş! * Hilebaz ile evlenmeyin: Hilebazlık, aldatmak, kendini ve malının kusurlarını gizlemek veya abartılı bir şekilde övmektir. Bir nevî yalancılıktır. Hilebaz, işlerini katakullilerle halletmeye çalışır. Aldatmayla iş görür. Hilebaz, kendini ve malını överek kusurlarını örter. Üstelik başkalarının kusurlarını nazara verir.
Dipnot: 1- Münâzarât, s. 23. 10.06.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |