Birinci Söz’de, “Madem her şey Bismillah der, Allah namına Allah’ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi ‘Bismillah’ demeliyiz. Allah namına vermeliyiz. Allah namına almalıyız. Öyle ise, Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız”1 denilir.
Bir Müslüman için Besmele’yle yemek, içmek, almak, vermek, her iyi işte Allah’ı zikretmek, bütün mahlûkàtın kendilerine vird-i zeban ettikleri bu kudsî kelimeyi dilinden düşürmemekten başka yapabileceği ne olabilir ki?
Elbette bizi yoktan var eden, hayatı, insaniyeti, İslâmiyeti bahşeden, en güzel organ, duygu ve kabiliyetlerle donatıp zerreden kürelere kadar her şeyi emrimize veren Allah’ın adıyla başlamaktan başka birşey yapamayız. Her şey O'nun, her şey O'nunla ayakta, hayatta. Her şey O'nun emri ve izniyle hareket etmekte. Bu açıdan Birinci Söz’deki “Bismillah her hayrın başıdır” ifadesi ne kadar yerine oturuyor. Şu dünya sahrasında seyahat eden bizim gibi ebediyet yolcularına bu sahranın Sahibinin adını almak düşer, tâ ki ihtiyaçlarımızı karşılayabilelim, sayısız düşmanların şerrinden korunabilelim.
Allah Resûlü (asm), “Besmele’yle başlanmayan her iş bereketsiz ve güdüktür”2 buyurur.
Besmele çekmek bazan farz, bazan vacip, bazan sünnet, bazan da haram ve mekruh olur. “Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanın etini yemeyin; bu Allah’a itaatten çıkmak olur”3 âyetinde belirtildiği gibi bir hayvanı keserken Besmele çekmek farzdır. Yerken içerken Besmele çekmek sünnettir. Unutulduğu takdirde “Bismillâhi fî evvelihî ve âhirihî” (Başında da, sonunda da Allah’ın adıyla) denilir. İçki içmek gibi haram bir işi yaparken Besmele çekmek de haramdır.
Besmele çekmek her şeyden önce şeytan ve yardımcılarının şerlerinden korunmak demektir. Bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre bir kimse evine girerken, yemek yerken Besmele çekerse şeytan avanelerine, “Size burada gecelemek de yok, akşam yemeği de yok” der. Eğer kişi eve girerken, yemek yerken Allah’ın adını zikretmezse şeytan o zaman yardımcılarına der ki: “Akşam yemeğiniz hazır. Yemeğe de yetiştiniz.”4
Besmele çekilerek yenilen ve içilen şeylerde bereket ve lezzet yanında oldukça müsbet etkiler de görülür. İlmin bu olumlu etkileri bugün keşfetmiş olması da diğer bir olumlu nokta. Bunun üzerinde de İnşaallah bir sonraki makalemizde duralım.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 13.
2- Keşfü’l-Hafa, 2:174.
3- En’am Sûresi: 121.
4- Müslim, Eşribe: 103; Ebû Davud, Et’ıme: 16.
14.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|