Allah’ın himayesi altına girmek kadar daha önemli ne olabilir hayatta? Arkasında dayısı olan, yani güçlü birine dayayan insanın sırtı yere gelmez, denilir.
Peki, ya bir kimse on sekiz bin âlemin Rabbine sırtını dayarsa onu kim yıkabilir?
İşte bu himayeye girmenin yollarından bir kısmı:
Peygamberimiz (asm) sabah ve akşam, “Bismilâhillezi lâ yedurru maasmihî şey’ün fil’ardı velâ fissemâi ve Hüve’s-Semî’ul-Alîm” (İsmiyle birlikte bulundukça yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla (sabaha erdim / akşamladım). O herşeyi işiten ve bilendir” duâsını okuyan kimseye hiç birşeyin zarar vermeyeceğini bildirmektedir.1
Yine Resûl-i Ekrem (asm), “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve Hüve alâ külli şey’in kadîr” (Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Tektir; eşi ve benzeri yoktur. Mülk bütünüyle Onundur. Hamd de Ona mahsustur. O herşeye hakkıyla kadirdir) duâsı günde yüz defa okunduğunda bu zikrin akşama kadar şeytanın hilelerine karşı koruyucu bir kalkan olacağını müjdelemektedir.2
Peygamberimizin (asm) bin bir ismiyle Cenâb-ı Hakk’a yaptığı harika Cevşenü’l-Kebir duası da sihir dahil nice belâ ve musibetlere karşı büyük bir koruyucudur. Yazar Arif Arslan bir medyumla görüştüğünde arkadaşları ısrarla kendisine baktırmasını isterler. Medyum tasla bir su getirip bakar. Cinlerini çağırır, büyü yapılıp yapılmadığını sorar. Birkaç defa suya, sonra da Arif Beye bakar ve “Ne ile korunuyorsun?” diye sormaktan kendini alamaz. Arif Arslan “Nasıl yani?” diye karşılık verince, merakla, “Hergün ne okuyorsun?” diye sorar. “Ne oldu ki?” der Arif Bey. O da, “Size pek çok kere büyü yapılmış, ama tutturamamışlar. Eğer bunları özel bir duâ ile korunmayan, normal bir insana yapmış olsalardı, şimdiye kadar ölürdü” der. O da hergün mutlaka Cevşenü’l-Kebir duâsını okuduğunu ve namazlardan sonra da sünnete uygun dua ve tesbihatları yaptığını belirtir.3
Demek okuduğumuz sure ve duâlar her türlü kötülük ve musibete karşı birer kalkan oluyor.
Dipnotlar:
1- İbni Mace, Dua: 14.
2- Buharî, Daavat: 64; Müslim, Zikr: 10.
3- Arif Arslan, Büyü, Fal, Kehanet, s. 41-42.
05.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|