Birkaç senedir gidemediğim Kütahya’dan gelen bir dâvet dolayısıyla yola koyuldum. Niyet hizmet olunca, Cenâb-ı Hak sebeplerini de ihsan ediyor. Böyle yolculuklarda mutlaka müsait fıtratlı insanlarla karşılaşmak nasip oluyor.
Yan koltuktaki yol arkadaşım temiz yüzlü genç bir delikanlıydı. Tavşanlı ilçesinde bir markette çalışıyormuş. İkimiz de bir müddet istirahat ettik. Çünkü, o da iki gündür yollardaymış. Eskişehir’den Kütahya’ya kadar sohbet ettik. Abdülkadir Öğüt isimli bu genç arkadaş inançlı birisi olduğu halde, beş vakit namaz noktasında zayıf olduğunu söylüyordu. Zâten toplumun geneli de bu durumdaydı. Bu dünyaya Allah’ı tanımak, ona iman ederek ibâdet etmek maksadıyla gönderildiğimizi, bu ibâdetlerin başında beş vakit namaz geldiğini, namaz kıldıktan sonra, meşrû ve helâl dairesinde yapılan çalışmalarımızın ve diğer vakitlerimizin ibâdetten sayılacağını söyledim. Yirmi üç kilo sütü olan bir kimsenin, ona hiçbir muamele yapmadan birkaç gün bekletse ekşiyip döküleceğini, şayet kaynatılıp ılıştırılarak içine bir kilo maya katılsa, yirmi dört kiloluk yoğurt oluşacağını; işte abdestle birlikte bir saatimizi alan beş vakit namazın o maya gibi olduğunu, onun sayesinde bütün ömür saatlerimizin ibâdet hükmüne geçeceğini ifâde ettim. Misal çok hoşuna gitmişti. Sohbetimiz bu minval üzere sürüp gitti. Terminalde ayrılacağımız zaman, Tavşanlı’da bulunan bir öğretmen kardeşimizin telefonunu verdim. Muhakkak görüşeceğini ve sohbetlere katılacağını söyledi. Çantamdaki Yeni Asya gazetelerini ona vererek kucaklaşıp ayrıldık. Güzel bir hizmet olmuştu.
Kütahyalı gönül dostlarıyla buluştuk. Öğle namazından sonra Mustafa Hocayla gittiğimiz hanımlar topluluğuna, iki saati aşkın sorulu cevaplı bir ders ve sohbetimiz oldu. Faydalı bir ders olduğu ifâdelerinden belliydi. Hanımlar camiasındaki gayret ve hareketlilik dikkatimi çekti.
Akşam namazını müteakip, önceden plânlandığı üzere Kütahya TV programına katıldık. Program yapımcısı Güler Hanım gerçekten bir profesyoneldi. Sorduğu seviyeli sorularla bizi bir hayli konuşturdu. Bir saati aşan zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Yeni Asya Gazetesinin 40. kuruluş yılı münasebetiyle yaptığı demokrasi ve hürriyet mücadelelerini, bu yüzden yaşadığı sıkıntılı süreçleri, buna rağmen hakkın ve hakikatin gür sesi olarak hâkim güçlere boyun eğmediğini, her zaman mağdur ve mazlûmların sesi olmaya devam ettiğini, Bediüzzaman Hazretlerinin takip ettiği hizmet çizgisinden taviz vermeyerek kimliğini koruduğunu, iktidarlara göre yön değiştirmediğini, ancak iyi yaparlarsa iyi demeyi, yanlış yaptıklarında da ikaz vazifesini ihmal etmediğini, her zaman gerçek bir cumhuriyet ve demokrasiden yana olan hürriyetçi demokrat bir karaktere sahip olduğunu, milletin birlik ve beraberliğini savunduğunu, hiçbir zaman devlet düşmanlığı yapmadığını, ancak devlet kurumlarını yanlış emellerine âlet edenleri de ifşâ ettiğini, siyasetin dinsizliğe âlet edilmesi ne kadar yanlışsa, dinin siyasete âlet edilmesinin de onun kadar yanlış ve dine zarar verdiğini savunduğunu vesâire.. Bunları ele alarak konuştuk. Bu da faydalı bir program olmuştu. Kader ve ölüm gerçeği üzerine iki program yapma sözü vererek oradan ayrıldık. Bu vesileyle, bize böyle bir program yapma imkânı veren Kütahya TV sahip ve yöneticilerine buradan şükranlarımı sunuyorum.
Üçüncü program, Kütahya’ya tepeden bakan özel bir mekânda yaptığımız toplantıydı. Yüzden fazla gönül dostumuzun katıldığı güzel bir cemaat vardı. Tavşanlı ilçesinden gelenler de olmuştu. Otobüste tanıştığımız güzel kalpli Abdülkadir Öğüt kardeşimin telefonunu Recep Hocaya verdim ve onunla ilgilenmesini rica ettim. Üç saati bulan ders ve sohbetimiz gerçekten verimli olmuştu. Mustafa Hoca ve Servet kardeşlerin plânladığı bu günübirlik hizmetler hepimizi derinden etkilemiş ve memnun etmişti. Televizyon yapımcısı Mehmet Özen ve arkadaşının da takip ettiği bu çalışmanın mutlaka arkasının gelmesini temenni ettiler. Gece bir buçuk otobüsüyle ulaştığım Ankara’da saat altı buçuğu gösteriyordu. Hizmetin ücreti ise, zâten bizzat hizmetin içinde olduğundan ruhum bayram yapıyordu. Hizmet yolunda yorulmak da, yorgunlukların en güzeliydi.
04.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|