Yeni Asya’yı anlamak ve anlatmak için bin yıl öncesini ve bin yıl sonrasını bir düşünmek gerekiyor.
Yeni Asya’nın bu asrın önemli bir mesaj aracı olduğunu, fikir erbabları iyi bildi ve iyi tanıdı.
İnsanın kendisini anlatması biraz zordur. Ama, ne yazıkki, Yeni Asya kendisini anlatması gerekiyordu.
Ve nihayet artık kırk yaşına geldi. Kırk yıldır onunlayız, kırk yıldır onun sevdası ile ve tatlı meşgalesiyleyiz.
Başlangıçta hemen hemen hiçbir Yeni Asya çalışanı profesyonel gazeteci değildi. Ama, şartlar ve onun taşıdığı yüce mesaj, zamanla onu yetiştirdi ve birçok çalışanı kalifiye bir değer haline getirdi.
Birçok zorlukları ile beraber, çileleri ve büyük sıkıntıları oldu Yeni Asya’nın. Bir taraftan asrın ceberutlarıyla mücadele ederken, diğer taraftan da can dostları ile arası açıldı. İmkânsızlıklar, sıkıntılar, acemilikler ile yıllar yılları kovaladı.
Yüzlerce insana okul oldu, üniversite oldu, enstitü oldu, yuva oldu. Kimi hayatta, kimi ahirette, kimisi ise başka mevkutelerde hizmet eden fertleriyle Yeni Asya, Türk basın hayatında Risâle-i Nurlar’ın anlatılması ve anlaşılması anlamında büyük harfler ile yazılması gereken hizmetler verdi.
Kırk yıl kolay geçmedi. Günlük olarak cihana boyuna posuna bakmadan hakikati haykırdı.
Hiçbir gazetede bulunmayan tabileri ile dilden dile, ilden ile, kıtadan kıtaya ulaştı. Şimdi Risâle-i Nur ve onun cihan vüs’atindeki mefkuresini matbuât lisanı ile duyuran yegâne gazetedir.
Binlerce nüshası ile hakkın ve hakikatin mikrofonu oldu. Gençleri yaşlandırdı, çocukları gençleştirdi. Nasıl başladı ise öyle devam etti.
Yolundan ayrılmadı. Dünya menfaatleri için dâvâsından vazgeçmedi. Müsbet icraatlarını “Vatan, Millet ve Kur’ân menfaatine” desteklediği siyasî hareketten hiçbir şey beklemeden yayın yaptı.
Mevcut hâlimiz, nefesimize ve büyük dâvâmıza yakışır durumda olmayabilir. Bunu daha güzel levhalar ile şekillendirmek ise, yine bizim gayretimize bağlı olarak Rabbimizin tevfikiyledir.
Geçmişin övgüsü, geleceği daha mükemmel hâle getirmeye vesile olmalıdır.
Sayısız isimsiz kahramanları da unutmamalıyız.
Şehir, kasaba ve köylerdeki Yeni Asya fedailerini, beli bükülenleri, emeği geçenleri de unutmamalıyız.
Yeni Asya’nın yeni romanları, yeni teknik serileri, yeni çocuk hikâyeleri, yeni cd’leri olmalıdır.
Tarih bize bir gün bunun hesabını, kitabını soracaktır.
Bin yıl önce, bin yıl sonra yine Yeni Asyalı’yız. Nice güzel hizmet yılları ile...
05.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|