Her sabah yeryüzüne iki melek inermiş. Biri “Malını Senin yolunda harcayanın karşılığını ver,” diğeri de, “Ya Rabbi, cimrilik yapıp vermeyenin de malını helâk et” diye duâ edermiş.1
Bu hadis-i şerif, Buhârî ve Müslim’de yer alıyor. Günahsız ağızlarla yapılan duâların ne kadar önemli, makbul olduğunu biliyoruz. Allah bire en az on, yerine göre yedi yüz ve binlerce sevap verirken, maddeten de bol bol ihsanlarda bulunmakta, önünü açmaktadır.
İnsan bir tevziât memurudur. Mal-mülk herşey Allah’ındır. Kur’ân’ın da açıkça, “Rızık olarak verdiklerimiz”2 ifadesini kullanır. İnsanda emaneten durmaktadır bu mal. Karun gibi, “Ben kendi gücüm ve bilgimle kazandım” deme gibi bir nankörlüğe girmeyecektir.
Zekâtını veren, hayır ve hasenâtını yapan fakirin makbul duâsını alacak, bu yönüyle de bolluk ve berekete kavuşacaktır. Zekâtını vermeyen kişinin aslında zekât miktarı malı; kurtarmadığını, zekât kadar bir malın mutlaka servetinden çıkacağını da biliyoruz.
Allah mal-mülk, makam-mevki, güzellik gibi çeşitli nimetlerle imtihan ediyor kullarını. Bu nimetlerin yoklukları da bir imtihandır, varlıkları da. Varlıkları güzeldir, ama hakkını vermek, kötüye kullanmamak şartıyla.
Hakkı verilmediğinde riskleri vardır malın. Buna bir hadis-i şeriflerinde Kâinatın Efendisi (asm), “Malları çok olanlar mahvolmuşlardır” buyurduktan sonra, “Ancak sağını, solunu, önünü gözetenler müstesna. Ancak bunlar da pek azdır”3 demektedir.
Peygamberimiz (asm) başka bir hadis-i şeriflerinde de, “Malının zekâtını verdiğinde malın borcunu ödemiş olursun”4 buyurarak malın hakkının nasıl verileceğini açıkça göstermiş olurlar.
İmanın hazzını, lezzetini almak da söz konusu zekât vermekte. Çünkü Allah Resûlü (asm), “Her sene tam bir içtenlikte zekâtını vaktinde veren kimse imanın tadını almış olur”5 buyuruyorlar.
Demek mal hakkı verildiğinde güzel bir nimet, aksi halde felâket getiriyor insana.
Dünyada imtihan için bulunduğunun şuuruyla hareket eden kimse mal-mülk dahil sahip olduğu her nimetin şükrünü ifa etmeye çalışır. Nimetin hakkını veren, şükreden kazanır. Aksi halde kaybeder.
Dipnotlar:
1- Buhârî, Zekât: 27; Müslim, Zekât: 57.
2- Bakara Sûresi: 3.
3- Fethü’r-Rabbânî, 9:160 (Hadis no: 204.)
4- Tac, 2:24.
5- A.g.e.
25.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|