Kolayca yapılabilecek bir işin yapılamaması durumunda “eline yüzüne bulaştırdı” denilir. Son aylarda bu sözü doğrulayacak epey hadise gerçekleşti, gerçekleşiyor.
Türkiye bir yandan yeni anayasa taslağını tartışırken, diğer yandan da 23 gün sonra yapılacak referandum kafaları karıştırıyor. 22 Temmuz’dan sonra Türkiye ikinci bir oy verme işlemine gidecek. 11 Eylül itibariyle gümrüklerde oy verilmeye başlandı. Ancak Yüksek Seçim Kurulunun TRT’de yayınlanan “bildirileri” dışında bu konuda anayasa değişiklik teklifini hazırlayanlar dahil konuşan yok. Çünkü herkesin kafası allak bullak. Kimse ne olacağını bilmiyor, kestiremiyor. Sadece son aylarda senaryo yazmaya merak salan senaristler yeni senaryo yazıyorlar o kadar…
Bilindiği gibi, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin de aralarında bulunduğu mini anayasa değişikliği paketi 21 Ekim’de referanduma sunulacak. Ancak referandumun konusunu oluşturan en önemli madde olan “11. cumhurbaşkanını halk seçer” ibaresi, Abdullah Gül’ün 28 Ağustos’ta Meclis’te yapılan üçüncü tur oylama ile cumhurbaşkanı seçilmesiyle sona eren Köşk tartışmalarını yeniden başlatacak gibi görünüyor.
Nasıl tartışma olmasın? Paket, bırakın yıllar sonrasını aylar sonrası bile düşünülmeden alelacele hazırlanmıştı. Referandumda oylanacak maddelerden birisi şu. “On birinci cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmi Gazete’de yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır. (Geçici 19. madde)”
Şimdi çıkın işin içinde bakalım…
11. Cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçildi ve Çankaya’da oturuyor, kararnamelere imza atıyor, kabuller yapıyor, geziler düzenliyor. Garipliğe bakın ki, 21 Ekim’de de onun nasıl seçileceğinin oylaması yapılacak!
* * *
Peki bu durumda taraflar ne diyor?
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 21 Ekim’de referanduma sunulacak pakette yer alan “11. cumhurbaşkanını halk seçer” düzenlemesine ilişkin maddenin nasıl uygulanacağına YSK’nın karar vereceğini söylüyor. Çiçek aynı zamanda, “Meclis 11. cumhurbaşkanını seçtiği için sözkonusu düzenleme hukuken imkânsız hale gelir ve kendiliğinden ortadan kalkar. Diğer düzenlemeler de yasalaşır. Bizim açımızdan hiçbir problem yok” diyor.
AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, “11. cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen bir madde. Gül’den sonra seçilecek Cumhurbaşkanı, hiçbir zaman 11. cumhurbaşkanı olmayacak” diyor.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “11. cumhurbaşkanı seçildiğine göre, o maddenin hedeflediği konu kalmamıştır. İçi boş bir hükümdür. İki tane 11. cumhurbaşkanı olamayacağına göre, bu iş bitmiştir” diyor ancak farklı düşünen hukukçular da var.
YSK Başkanı Muammer Aydın, bu konu ilk defa gündeme geldiğinde, “Geçici maddenin uygulanabilirliği veya uygulanamaz olması bizi ilgilendiren bir sorun değil. Ortaya çıkartacağı sorunları da Meclis çözecek” değerlendirmesini yapmıştı. Şimdi, “Halkoylaması sonucunda ‘evet’ çıkarsa bu konuda oturup karar vereceğiz; Bu maddeyi uygulayacak mıyız, uygulamayacak mıyız? Evet çıkarsa inceleyeceğiz. ‘11. Cumhurbaşkanını yeniden seçiyoruz’ veya ‘11. Cumhurbaşkanı seçilmiştir’ deyip bir karar vereceğiz” diyor.
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, 21 Ekim’deki anayasa referandumunda “Halk seçsin” sonucu çıkarsa Abdullah Gül’ün yeniden Çankaya’ya aday olacağını söylüyor, ancak bu da sözkonusu değil. Çünkü, Anayasanın 101. maddesinde yer alan, “Bir kimse iki defa cumhurbaşkanı seçilemez” hükmü değişmediği için Abdullah Gül’ün yeniden aday olması mümkün değil.
Bütün bunlara ilave olarak, “Anayasa değişiklik paketi kabul edildiği takdirde Gül 7 değil de 5 yıl mı görev yapacak? Ya da Gül Çankaya’dan inecek yeni seçim mi yapılacak?” gibi soruların da cevabı belirsiz.
* * *
Bir kızgınlıkla, acelecilikle, tepkiyle hazırlanan paketle ilgili hükümet oy verme işlemi başlamadan önce bir değişiklik yapabilirdi ama yapmadı. Şimdi takvim işliyor.
Gelinen aşamada AKP kendisi hazırladığı anayasa değişiklik paketine sahip çıkmıyor. Çünkü sahip çıkmış olsa, “evet” oyu verilmesi için bir çaba harcar, kampanyalar başlatır, belki mitingiler yapması beklenirdi. AKP’nin bundan sonra alttan alta ya da alenî “hayır” için çalışması sürpriz olmayacaktır. “Yepyeni bir anayasa hazırlığı içerisindeyiz. Bu değişiklikleri yeni anayasada yaparız” gerekçesini ortaya da atabilir.
Neden olmasın, bu aşamadan sonra her şey olur.
28.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|