Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

Seçmeliden vazgeçip, muhteva düzeltilmeli



Yeni anayasa taslağı tartışmaları yapılırken, ilk ve ortaöğretimde okutulan din dersi, bazı çevrelerin odaklarına aldıkları bir konu oldu.

Yeni anayasa taslağında, mevcut anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. maddesinde yapılacak değişiklik üzerinde-başörtüsü konusu kadar olmasa da-yapıcı olmayan eleştiriler yapılmaya başlandı. Milletin çok büyük bir çoğunluğu mevcut anayasada zorunlu din dersinin olmasından rahatsız olmazken, bazıları bundan rahatsızlıklarını dile getiriyor.

Yeni anayasa taslağını hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bilim kurulunda hazırlanan ve şu anda AKP MYK’da tartışılan taslakta, din eğitim ve öğretimi ile ilgili iki alternatif sunuluyor. Bunlardan birisi din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasından çıkarılarak, din eğitimi ve öğretiminin isteğe bırakılması… Diğer alternatif ise, zorunlu dersler arasında bulunmasına yönelik düzenleme korunmakla birlikte, isteyenlerin bu derslerden muaf tutulacakları belirtilmişti.

AKP’nin taslağında hangisinin kabul edileceği henüz belli değil. Bu konuda komisyon oluşturuldu, rapor bekleniyor…

* * *

Bu konuda Diyanet, yetkili sendikalar, ilim adamları din dersinin zorunlu olmasından vazgeçilmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Kaldırma veya seçmeli hale getirme yerine değiştirelim. Yanlışlar varsa yanlışları düzeltelim. İçeriğini tartışalım. Gerekirse ismini değiştirelim” derken, Diyanet İşleri eski Başkanları Tayyar Altıkulaç ve M. Nuri Yılmaz, ilk ve orta öğretimde din dersinin zorunlu olmasından yana olduklarını söylüyorlar.

Geçen günlerde dinlediğimiz Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, bu konuda çarpıcı fikirler ortaya koyuyor. Öncelikle “zorunlu din dersi” tabirinin yanlışlığına dikkat çekiyor. Bu tabirin “gerekli” olarak kullanıldığında, yani “Din dersi gerekli mi, değil mi?” diye sorulduğunda, milletimizin kahir ekseriyetinin “gerekli” cevabını vereceğini dile getiriyor.

Devletin görevinin insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğunu söylüyor Yıldız. Din derslerinin olmazsa olmaz olduğunu vurguluyor. “Bir toplumda din zayıflayınca, bunun arkasından ahlâkî ve hukukî suçlar gelir. Çünkü din olmayınca ahlâkın da bir yaptırım gücü olmaz” diye de ikazlarda bulunuyor.

Yıldız’ın açıklamalarında en çok dikkatimi çeken konu ise, din dersinin diğer dersler gibi okutulması gerekli ders olarak anlaşılması gerektiği oldu. Yani, hiç kimse çıkıp diyor mu, “matematik, fizik, kimya, hatta beden, müzik, resim zorunlu olmaktan çıkarılsın, seçmeli olsun” diye...

Gerçekten hak vermemek mümkün değil. Anayasa’da “matematik zorunlu değildir, isteğe bağlıdır” dense ne kadar komik değil mi? Ama “din dersi zorunlu değil, isteğe bağlıdır” diye tartışabiliyoruz. Garip bir durum, değil mi?

Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, son dönemlerde hızlanan ahlâkî dejenerasyona dikkat çekerken, topluma içirilmeye çalışılan zehir ortadayken, bunun panzehirinin ancak daha fazla, daha sağlıklı bir din eğitimi olacağını vurguluyor. Hükümet bu yönde önlem almasını istiyor ve “Ülkemizde din eğitiminin önünde bu kadar büyük engeller dururken, zorunlu din eğitiminin kaldırılıp kaldırılmamasının tartışılması anlamlı değildir” diye konuşuyor.

Bütün bu tepkiler şöyle özetlenebilir. Din dersinin doğru ve yeterli verilmemesi yeni nesillerin kaybına yol açar. Sağlıklı nesil için daha çok din dersi verilmelidir…

Kaldı ki, UNESCO’nun yaptığı bir araştırmaya göre, dünyada pek çok ülkede (73 ülke) haftada en az bir saat din dersi eğitimi veriliyor. Pek çok Avrupa ülkesinde din dersi zorunlu olarak okutulmakta. Pek çok ülkede de bizde olduğu gibi haftada bir saat değil, 4-5 saatten fazla okutulmaktadır.

* * *

Televizyon ve internet gibi kitle iletişim araçlarındaki zararlı yayınlar nedeniyle toplumda ahlakî yozlaşma yaşanırken, haftada bir saat olan din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılması fevkalâde yanlış olacaktır. Ancak şurası da bir gerçek. Okullarda ciddî bir din bilgisi verilemiyor. Bu yüzden yapılması gereken din dersinin gerekliliğini değil, muhtevasının tartışılmasıdır. Geleceğimiz için çocuklarımıza manevî ve insanî değerlerinin mutlaka verilmesi gerekir.

Hele çocuklara Kur’ân öğrenimine getirilen yaş sınırlaması da dikkate alındığında bu eğitimlerinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Muhtevasının mutlaka gözden geçirilmesi kaydıyla…

22.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.09.2007) - Neyi tartışıyoruz?

  (16.09.2007) - Eğitimde “nadas” olmaz

  (15.09.2007) - Hedeften saptırmak

  (14.09.2007) - Anayasa millet için yapılmalı

  (09.09.2007) - Akreditasyonsuz resepsiyon

  (08.09.2007) - Normalleşme

  (07.09.2007) - Siviller yapıyor diye “sivil anayasa” olur mu?

  (01.09.2007) - Hoş sadâ bırakamamak

  (31.08.2007) - Gül'den beklenen

  (26.08.2007) - Başörtüsünü modernize etmek!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri