Avustralya bir tartışmaya odaklandı bu günlerde. O da: Moda haftasının tanıtım kataloğunda 12 yaşındaki manken Maddison Gabriel’in organizatörlerce gösterilen “tanıtım yüzü” olarak seçilmesi… Bunda “ne var?” demeyin. Çünkü, Gabriel daha 12 yaşında ve henüz ortaöğretim çağında.
Avustralya Başbakanı John Howard, küçük öğrenci kızların giderek artan bir şekilde moda dünyasına katılmasının “kabul edilemez” olduğunu söylüyor. Bakın Avustralya gibi bir ülkenin Başbakanı hızını alamıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Henüz 12’sinde olan kızların bu şekilde sömürülmesi çok çirkin ve ben buna sonuna kadar karşıyım. Sanırım Avustralyalıların çoğu da benim gibi düşünüyor.” Avustralya hükümetine bir destek de muhalefetten geldi.
Muhalefet lideri Kevin Rudd, Howard’ın eleştirilerine katılıyor ve kariyerine 15 yaşında başlayan Avustralyalı model Kristy Hinze ve çocukları koruma örgütleri, uygulamayı korkunç, hastalıklı bir durum olarak niteliyor. (Milliyet) Zaten “moda dünyası” her türlü cinsel sapkınlığın odak noktasını teşkil ediyor. Hangi ülkede olursa olsun, moda dünyası aşırılıkların uç verdiği merkez. Batı literatüründe, modanın neden ortaya çıktığı konusundaki soruya “taklit ve tabana inme” veya tamamen “sınıf/statü” atlama mantığına dayandığı söylenir.
18. yüzyıl itibarıyla doğan burjuva sınıfı, varlığını kılık kıyafet gibi dışardan göze çarpacak nesnelere ve harcadığı para ile gösterip sosyal statülerini bu yolla sağlama yolunu seçtiği ifade edilir. Gelişen giyim stili, bir üstündeki sınıfı taklit etme arzusu, alt sınıflar tarafından benimsenip hiyerarşik şekilde tabana inip ömrünü doldurarak süre gelen bir akımın tarifidir moda. Alt sınıflar bu stilleri benimserken, hiyerarşinin üstündeki sınıflar ise kendilerini alttakilerden ayrıştırma adına yeni stiller ediniyor ve moda çarkı bu şekilde sürüp gidiyor.
“Moda”da tek kural vardır: “Baştan çıkarma prensibi.” Bu noktadan bakıldığında moda ile değişen zamanlarda kadın vücudunun değişik bölgeleri özellikle açıkta bırakılarak erkeğin arzusu her daim canlı tutulur. Pek çok düşünür giysi ve erotizm arasında güçlü bir bağ olduğunu vurgular. Bu da modanın nasıl yıllardır devam ettiğini gösterir. Hal böyle olunca, kışkırtıcı ürünlerin sunumunu “güzellik yarışmaları” adı altında pazarlanan genç kızlar yaptı. Çünkü “güzellik yarışmaları” ile moda etle tırnak gibi birbirini tamamlayan dev bir sektör haline dönüştü. Hatta, “baştan çıkarma prensibi”yle dönen bu çarkla birlikte mankenlerin yaşı gittikçe düştü. Artık iş, modanın kurucularını, yani “Batı” dünyasını bile rahatsız edecek boyuta ulaştı. Batı, kaybettiği “ahlâk” kavramını “din”e sarılarak, parlamentoda muhafazakâr parlamenterleri çoğaltarak arıyor.
20.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|