Dünkü yazımda yaren gecelerinden bahsetmiştim. Oradaki gençlerin Anadolu oyunlarından derlediği oyunları oynadığını görünce, gerçekten ümitlendim.
Çünkü gençlerin hem kendi kültürünü, hem de bir sonraki nesle bırakabileceği nefis oyunları aktarmaları elzem.
Ancak Anadolu’da yaşayan veya metropol arasında sıkışıp kalmış gençlerin televizyonda izledikleri görüntülerden etkilenmemesi mümkün değil.
Çünkü orada “başka hayat”lar yaşanıyor.
Öteki Türkiye, televizyonda “göbek” atıyor.
Kültür hak getire.
Metropol gençliği “rock” ve “metal” tarzı müzik arasında sıkışmış, onunla tanışırken, kendi kültürünün değerlerini oluşturan kültürü “köylü” veya “gelişmemiş” kabul ediyor ve aşağılıyor.
Batı müziğine budalaca bir hayranlık beslerken, kültürün bir parçasını oluşturan enstrümanları dışlıyor...
Televizyon ve iletişim araçların bunda payı çok büyük. Reklamlarda bile çalınan enstrümanlar Batı müziği ile bezenirken, kendi müziğimiz bir köylülük abidesi gibi gösteriliyor.
Rock’n Coke reklamları günlerce televizyondan verildi… Spotlarda “hayatını yaşa,” “kendin ol,” “bu sensin” dendi.
“Hayatını yaşa”yan gençler ellerinde uyuşturucuyla yakalandı.
“Kendin ol” derken, kendinden uzaklaştı.
Elleri kelepçeli karakola götürülürken alay eder gibi “bu sensin” dendi...
Hezarfen Havaalanında yapılan Rock’n Coke Müzik Festivali’nde çok sayıda üniversiteli genç esrar ve kokain kullanmaktan gözaltına alındı, biliyorsunuz. Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı festivalin bu yıl beşincisi yapıldı. 17 üniversiteli uyuşturucu yüzünden elleri kelepçelenirken, geçen yıl da aynı sebeple 31 kişi gözaltına alınmıştı. Yani bu rakam geçen yıla oranla düşük gibi görünse de… Endişemiz; bu ve benzeri konserlerin adeta “uyuşturucu mekânı” haline getirileceği…
Bu endişeleri izale etmek için her konserde 340’a yakın jandarma görevlendirmek yetmiyor.
Gençlerimizin içi boşaltılıyor. Uyuşturucu müptelası haline getiriliyor. Peki ya yarın?
***
Sadece müzik alanında değil, diğer girdaplar da gençlerimizi bekleyen tehlikeler arasında.
Her televizyon kanalda magazin programların olması normal değil.
Magazin programlarında gençlerimiz öylesine çok yönlendiriyor ki... Yaz dönemi boyunca, kimin eli kimin cebinde, yahut “selülit” gibi son derece bayağı haberler mevsim boyunca ekranı işgal etti. Tek tek detaylarına girecek değilim, ama öylesine aptalca konular işlendi ki, insanın midesini bulandıran cinsten.
Genç dimağlar, sefih görüntülerin kaplandığı ekranlarda zehirlendi yaz boyu.
Bu “dünyevîleşme” girdabından gençlerimizi kurtarmak gerekiyor.
Ama nasıl? Önce kendimizden başlayalım... Magazin denen müptezel programları izlemeyerek. Gençlerimizi bu “özenti”den kurtarmak için “öz”ümüzü öne çıkararak... Yapılacak o kadar çok iş var ki... Ama artık bir yerden başlamalı.
05.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|