Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Kadınlar ve erkeklerdeki değişim…



Geleneksel erkek ve kadın modellerindeki rol paylaşımında küresel bir biçimde değişim yaşanıyor. Roller iç içe geçiyor.

Kadınlar yöneticilik yapıyor; erkekler evde kalıp çocuk bakmayı seçiyor. Erkekler hoş görünmek için kozmetik sektöründen medet umup mücevher, kolye, bilezik takarken, kadınlar boks gibi en sert sporları yapmayı deniyorlar. Erkeklerde “metroseksüellik, überseksüellik” türü yeni kavramlarla açıklanmaya çalışan bu fenomen, kendisini en fazla magazin basınında ortaya koyuyor. Ünlü İtalyan kadın dergisi Dona Moderna’da yayınlanan bir yazıda, erkeklerin yanı sıra kadınların da ciddî bir biçimde değiştiği vurgulanıyor.

Milliyet İK, 19 Ağustos 2007

Kadın ile erkek arasındaki fıtrî rol paylaşımındaki bu değişim rüzgârlarından herkesin az ya da çok etkilendiği bir gerçek. Dinimizde ahir zamanın belirtilerinden sayılan bu hâl, umumî bir felâket olarak farklı dozlarda sadece Batı dünyasını değil, İslâm dünyasını da tehdit eder durumda…

Aslına bakarsanız, erkeklerdeki değişimin sırrını anlamadan, kadınlardaki değişimin sebebini çözmeye çalışmak eksik gibi. Kadına, “Benim neyim eksik, senin yaptığının aynısını ben de yaparım!” dedirten şey, yani zayıf fıtratıyla bir nev'î riyakârlığa mecbur eden sâik, Bediüzzaman Hazretlerinin Hanımlar Rehberi’nde ifade ettiği “zalim erkeklerin tahakkümü” değil mi?

Bu açıdan değerlendirildiğinde “Feminizm bir erkek hareketidir!” tesbiti ne kadar da doğru!

Teknedeki hamur çok su götürmekle beraber, konu “hürriyet-i nisvan”, “feminizm” perdelerine büründürülüp suçu tamamen kadınlara atacak kadar basit değil…

Kadınların değişiminden sorumlu, en başta kendileri olmak üzere, pek çok faktör olsa da, erkeklerin de çok önemli bir payı olduğu göz ardı edilemeyecek kadar açık bir gerçek…

Malûm, “Sebeb olan yapan gibidir…”

Çocuk ve oruç

Orucun pek çok hikmetlerinden bir tanesi de insanı sabır ve tahammül etmeye alıştırması. Her şeyin hızlı, en kısa zamanda çabucak halledilmesinin “geçer akçe” olduğu bu zamanda sabır ve tahammül kavramlarının iç dünyamızda yerleşmesine ne kadar da ihtiyacımız var!

Şüphesiz biz büyüklerin bu hali çocuklarımızı da etkiliyor. Onlar da canlarının çektiği herhangi bir şeyi (ki bizim çocukluğumuzdan çok farklı olan günümüz şartlarında çeşitler çok fazla) “Hemen, şimdi burada olsun” istiyorlar…

Netice itibarıyla “Bu gidişle, çocuklarımızın nefsi, bizimkinden de şımarık olacak” desek hata etmemiş oluruz… Ama Allah’tan ki, bu gidişi durduracak, en etkili eğitim metotlarının başında oruç geliyor.

Ramazan ayında Allah’ın emriyle tutulan her bir oruç “Hemen şimdi istiyorum!” diyen nefsimizin feryatlarını “Hayır, iftar zamanı gelince!” emriyle öyle bir susturuyor ki, sadece büyüklerin değil, çocukların nefisleri de etkileniyor bu tablodan…

Bu sırrı keşfettiğimden beri, küçükhanım ne zaman bir şeyler için huysuzlanmaya başlasa, her zaman başarıyla uyguladığım bir metoddur “Haydi, sen de on dakikacık çocuk orucu tut! Hemen olmaz…”

Büyüklerimizin çocukları oruç tutmaya teşvik için 1-2 saatlik, en fazla yarım günlük oruç tutturup hediyelerle bizi kutlamalarının, orucumuzu güya parayla satın almalarının altında yatan sır da bu değil miydi? Çocuklara orucu sevdirip müjdeleyerek nefret ettirip korkutmamak…

Evet, oruçta özellikle de Ramazan orucunda sabrın ve tahammülün altın anahtarı gizli…

Şifalı mor salkımlar…

Şimdi böğürtlen zamanı! Güney Florida Üniversitesi bilim adamları böğürtlenin yaşlılık kaynaklı hafıza problemlerinin giderilmesinde önemli rol oynadığını tesbit etmişler. Yapılan araştırmalara göre böğürtlen adeta bir gençlik aşısı gibi. Hafızayı dinç tutuyor, yaraları kapatıyor.

Yolunuz kırlara düşerse, bilin ki topladığınız her böğürtlen tanesi, Rabb-i Rahîmin hazinelerinden gönderilen tıpkı birer ilâç tableti gibi…

16.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.09.2007) - Aynalar…

  (02.09.2007) - Cumhuriyetin ideal kadınları

  (26.08.2007) - Hoca Ali Rıza’yı yâd ederken…

  (19.08.2007) - Modern zamanın Herkül ve Afroditleri

  (12.08.2007) - Ailede hürmet, merhamet ve muhabbet

  (05.08.2007) - Çocuğunuzla hayatı beraber okuyabilmek…

  (29.07.2007) - Çağdaş olmak nedir?

  (22.07.2007) - Prof. Dr. Akgündüz: “İslâm inancı Avrupa’da hızla yayılıyor”

  (15.07.2007) - Zaman tünelinde tesettür meselesi (2)

  (08.07.2007) - İstanbul’dan iki Avrupa fotoğrafı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri