İstanbul’da Üsküdar Belediyesi 25–30 Ağustos 2007 tarihleri arasında 19. Uluslar arası Kâtibim Şenliklerini gerçekleştiriyor. Şenliğin tanıtım kitapçığında geçmişte Üsküdar’da yaşayan san’atçılar da yâd edilmiş. Bunlardan bir tanesi de manzara resimleriyle ünlü ressamlarımızdan Hoca Ali Rıza Efendi (1858–1930). Dünyaca ünlü bir ressam olmasının yanında, son derece şefkatli ve mütefekkir güzide san’atçılarımızdan…
Mümtaz şahsiyetini kendisiyle ilgili şu hatıralardan anlayabilirsiniz:
Ali Rıza Bey Salacak’ta köhne bir ahşap evi kiralamaya talip olmuş. “Aman Hoca” demişler, “sakın! O ev fare doludur, kimse başa çıkamadı. Kâğıtlarını, boyalarını kemirirler, ev ahalisini huzursuz ederler!”
Hoca aldırmayıp kiralamış evi. Aylar geçmiş, Hoca’dan hiç şikâyet yok! Nihayet sormuşlar: “Hoca, ne oldu fareler? Yoksa hepsini hallettin mi?”
Gülmüş Hoca Ali Rıza.
“Yahu aç bırakıldıkları için insanları rahatsız ediyormuş hayvancıklar. Sularını, yiyeceklerini önlerine koyuyorum. Onlar memnun, ben memnun!”
***
Gün gelmiş Hoca Ali Rıza’nın evindeki hizmetçiyi göndermek gerekmiş.
Fakat kadıncağıza gönül kırıcı biçimde “şunları şunları yaptın, seni işten çıkartıyoruz” demeyi yedirememiş kendine. Düşünmüş, daha uygun olur diye “Evlâdım, dara düştük malûm, küçük bir eve taşınacağız, orada sana ihtiyacımız olmayacak sanırım” şeklinde bir şeyler söyleyebilmiş. Kadın ikna olmuş, ama yine de bu iyi aileyi bırakmak istememiş. Sonunda Hoca bir araba getirtmiş evin önüne, taşınıyormuş gibi denkler yaptırmış. Hizmetçiye de kapı önünde veda etmişler. Sonra arabayla Üsküdar’da büyük bir tur yaptıktan sonra ailecek evlerine geri dönmüşler.
***
Hoca Ali Rıza vasıfsız konuşmaları, dedikoduları, üretken olmadan geçirilen zamanları hiç sevmezmiş. Uzun bayram ziyaretlerinden çok sıkılırmış ve uzayıp giden konuşmalara engel olmak için kendince bir çözüm geliştirmiş. Lokum almaya gittiğinde lokumları kendisi gibi sakin misafirler ve konuşkan misafirler için iki ayrı şekilde kestirirmiş. Hocanın büyük lokumları ikram ettiği konuşkan misafirler, lokumu yemeye uğraşırken epeyce zaman geçer, lüzumsuz konuşmalara dedikodulara fırsat vermeden bayram ziyareti sona erermiş.
Velhasıl bize de “Güzel insanlar güzel atlara binip gitmişler” demek düşüyor bunları okuyunca…
Cır cır böceğinden yaz konserleri
Cır cır (Ağustos) böceği sıcak yaz mevsiminin sevimli müzisyeni. Yaz boyu özellikle de yeşillik bir yerdeyseniz onun adeta kendisini paralarcasına verdiği konserleri ister istemez dinlemek zorundasınız.
La Fonten masallarında karıncanın çalışkanlığından, cır cır böceğinin tembelliğinden bahsedilse de kanmayın… “Yerde ve gökte ne varsa Allah’ı zikreder” sırrınca, cır cır böceği de kendince Rabbini zikretmekte.
Kuzey Amerika’daki cırcır böceklerini inceleyen ve seslerini kaydeden Dr. Thomas Walker, cırcır böceklerinin ötüşlerinden hava sıcaklığının tahmin edilebileceğini anlatıyor. Üstelik bu yeni değil, 1897 yılında Amerikalı bir fizikçi olan Amos Dolbear tarafından keşfedilen bilimsel bir hakikatmiş. Bu tesbite göre hava sıcaklığı ile cırcırın sesi doğru orantılı yani sıcaklık arttıkça, cırcırın ses çıkarması da artıyor.
Sevimli müzisyeninizi termometre olarak kullanmak istiyorsanız önce böceğinizin 14 saniyede kaç kez ses çıkardığını hesaplıyorsunuz. Bu sayıya 38 ekliyorsunuz. Bulduğunuz sayı “Fahrenhayt” cinsinden o anki havanın sıcaklığını size bildiriyor.
Sıcaklar azalmaya başladığında ya da aşırı derecede arttığında da cır cır böceği susmayı tercih ediyormuş…
Yaz bitmek üzere, cırcır böceğinin konserlerini kaçırmayın…
Alternatif yaz okulları
Yaz mevsimi, bencileyin bütün annelerin zaman zaman ne yapacağını şaşırdığı bir mevsim. Anne babalar, okullar tatil olunca çocukları televizyon dizilerinin esaretine kaptırmamak için yaklaşık üç ay boyu çaktırmadan köşe kapmaca oynuyorlar çocuklarıyla… Hem tartışma çıkarıp ortamı gerginleştirmeyeceksiniz, hem de televizyonu dozunda seyrettireceksiniz. Köşe kapmaca değil de nedir bu durum?
10–15 günlük yaz eğitim programları ya da beraberce çıkılan mini tatiller de pek kesmiyor enerjilerini...
Şefkat kahramanı hanımlar buna da bir alternatif üretmekte hiç gecikmediler gördüğüm kadarıyla. Yaptıkları müzakereler neticesinde imkânlarını zorlayarak çocuklara alternatif yaz okulu eğitimleri sundular. Kur’ân ve iman eğitimi sevdirip nefret ettirmeyerek oyun, eğlence ilâvesiyle dozunda sunuldu minik kalplere…
Acziyetlerine binaen ilköğretim çağındaki kız çocuklarının bu alternatif eğitim programlarından erkek çocuklarına nazaran daha çok istifade ettiğini aktarmadan geçemeyeceğim…
Sıcak yaz günlerinde mesailerini hiçbir karşılık beklemeksizin çocuklara ayıran şefkat kahramanlarının ücretlerini Rabbi Rahim hususî rahmet hazinelerinden karşılayacaktır şüphesiz… Bizlere düşen bu fedakâr insanlara gönül dolusu teşekkür ve duâ…
26.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|