Tartışmalara bakılırsa, dernek sayısı konusunda zengin olan Türkiye’de; eksik olan “İhtilâli ve İhtilâlcileri Sevenler Derneği” kurulması gerekecek. Yeni ve sivil bir anayasa hazırlanması konusundaki tartışmalar, bize böyle bir ihtiyacın varlığını hatırlattı.
Birileri, öz be öz ihtilâlciler tarafından hazırlanan ya da hazırlattırılan mevcut anayasayı ‘sivil anayasa’ kabul ederken, birileri de, yakın zamanda yenilenen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ‘yeni bir anayasa’ hazırlama yetkisi olmadığını söyleyebiliyor. Onlara göre, yeni bir anayasayı ancak ‘kurucu meclis’ler yapabilir. Peki, ‘kurucu meclis’ denilen topluluk nasıl bir araya gelebilir? Elbette, herhangi bir ihtilâl sonrası! Nitekim, 1960 ve 1980 ihtilâlleri sonrasında ‘kurucu meclis’ler oluşturulmuş ve ihtilâlcilerin arzularına uygun anayasalar hazırlanmıştır.
‘Kurucu meclis’lerin hazırladıkları anayasalar derde devâ olabilmiş olsaydı, kısa sürede eleştirilip değiştirilmesi gündeme gelir miydi? Üstelik, 1960 ihtilâli sonrası oluşturulan ‘kurucu meclis’in yaptığı anayasa, bir sonraki ihtilâl liderleri tarafından lağvedilmiş ve 1982 anayasası hazırlatılmıştır. Türkiye’nin bugün kurtulmak istediği anayasa işte bu ‘kurucu meclis’in kabul ettiği anayasadır!
“Bu meclis yeni anayasa hazırlayamaz” demek, itiraz edilmeyi bile hak etmiyor. O zaman şunu sormak lâzım: Bu meclis ne yapabilir? Meclis, ‘yasama’ yeri değil mi? Bunu da en iyi hukukçular bilir, ama işin garip olan tarafı bu görüşü dillendiren de ‘ünlü’ bir hukukçu.
İhtilâlleri haklı gören, ihtilâlcilere fikrî destek veren; hemen her meslekten insanlar vardır ve bu da ‘normal’dir. O zaman, böyle düşünenler ara sıra açıklama yapıp milleti şaşırtmak yerine; bir araya gelip bir ‘dernek’ kursunlar. Hatta bir adım daha atıp, ‘parti’ de kurabilirler. Nitekim, Şili’de emekli subay ve astsubaylar, (yanlış anlaşılmasın, ‘Şişli’ değil) parti kurmayı kararlaştırmış. Müstakbel parti, eski diktatör Augusto Pinochet’nin icraatını savunacakmış. Emekli subaylardan Gabriel Fuentes, partilerinin 2008 belediye seçimlerine katılabilmesi için gerekli olan 13 bin imza toplama çalışmalarını da sürdürüyormuş. (Yeni Asya, 7 Eylül 2007)
Şili’deki ‘ihtilâl severler’ parti kuruyorsa, Türkiye’deki ihtilâl severler de en azından ‘dernek’ kurmalı! Dernek ilgi görürse, belki ileride ‘parti’ haline gelip, iktidar da olabilir!
Lütfen, Türkiye ve dünya gerçeklerine aykırı tavırları bırakın. Suları tersine akıtmaya, gündüzü gece yapmaya imkân yoktur. Avrupa Birliği yolunda ilerleyen Türkiye, ihtilâl şartlarında, ihtilâlciler tarafından hazırlanan anayasa ile yönetilmeye mahkûm edilemez.
İnşallah ‘sözde’ değil, ‘özde sivil’ anayasaya kavuşuruz...
16.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|