Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’in son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik büyüme, dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor. Uzmanlar, sözkonusu büyümenin bu şekilde devam ettirilebilmesine ihtimal vermese de, ortaya çıkan neticeden bir anlamda ürküyorlar. Çin, bu haliyle dünyanın istikrarını bozmaya aday görülüyor.
Çin’in sağladığı ekonomik kalkınmayla ilgili olarak ‘özel dosya’ hazırlayan “BusinessWeek Türkiye” dergisi, bu ülkede yaşanan problemi şöyle özetlemiş: “Pekin çevreyi temizleyemiyor, borsa spekülasyonlarını dizginleyemiyor ve şirketlerini kontrol edemiyor. işte ülkenin sorunlarının, onu geleceğin süper gücü kılamamasının nedenleri.” (15-28 Temmuz 2007)
İki satırda özetlenebilen problemler, gerçekte kalkınmakta olan bütün ülkelerin ortak derdi: Çevre kirliliği, borsa spekülasyonları ve bilhassa yatırım ve istihdam sağlamadan; sadece paradan para kazanmak isteyen ‘kötü niyetli’ şirketler...
“Her çıkışın bir inişi var” misali, ‘süper güç’ olma yolunda çok hızlı adımlar atan Çin’in (ya da benzer ülkelerin) dışardan göründüğü kadar rahat olmadığı anlaşılıyor. Büyüme noktasında dünyaya örnek olan ülke, aynı zamanda içten içe ‘düşman’lar da edinmiş olmalı. Türkiye’de bile, ‘Çin malı’ denildiğinde üreticiler ve sanayici irkilmiyor mu?
Çin’deki ‘hızlı büyüme’ modelinin yıprandığına dikkat çeken uzmanlar delillerini şöyle sıralamış:
*Çevre: Yerel yetkililer fabrikaları düzenlemelerden muaf tuttukça ekolojik krizler patlak veriyor. Su arıtma tesisleri ve fabrika baca filtreleri, işletilmeleri pahalıya mal olduğundan atıl halde duruyor.
*Tüketici koruması: Çin, yüz binlerce gıda ve ilâç üreticisini gözlemleme mücadelesi veriyor. Yolsuzluk ve bürokratik bölge savaşları, düzenlemelerin gerçekleştirilmesini engelliyor.
*Fikrî mülkiyet: Korsanların yerel subaylar tarafından korunması sebebiyle yürütme zayıf. Taklitler, yazılım endüstrilerinin gelişimini yavaşlatıyor.
*Sosyal hizmetler: Yerel yönetimler, sağlık hizmetleri, eğitim ve emeklilik planlarında kısıntıya gitti. Ucuz hizmetlerin eksikliği, Çin’in hızla yaşlanmakta olan nüfusu göz önünde bulundurulduğunda kriz anlamına gelebilir.
*Finans: Çin borsaları, büyük oranda dinamik özel şirketlerden öte, güçlü kamu teşebbüsleri için para topluyor. Alım satım işlemleri hileye açık.
Çin’in problemleri elbette bunlarla sınırlı değil. Büyüme noktasında Çin’i örnek alan/almak isteyen Türkiye’nin de benzer dertleri var ve bu dertlerden de ‘ders’ çıkarmak durumunda. Çin’in başını ağrıtan problemlerden birinin de ‘rüşvet’ olduğuna dikkat çekiliyor ki, aslında bu konuda dertli olmayan ülke neredeyse yok gibi.
“Dünya lideri olacağım” derken, temelden sarsılmak en kötüsü...
03.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|