Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Kendi kendimize yetiyor muyuz?



Okul sıralarında öğrendiğimiz ve seçim meydanlarında liderlerden de işittiğimiz bir tesbit var: “Türkiye, (tarım ürünleri konusunda) kendi kendine yeten ülkelerden biridir.”

Bu ve buna benzer onlarca tesbiti duymuş ya da okumuşuzdur. Peki gerçek böyle midir? Bir dönem için bu tesbitler belki ‘doğru’ idi, ama bugün ve yarın için ‘doğru’ olduğunu söylemek hayli zor. Konu ile ilgili olarak yapılan bir değerlendirmede şöyle denilmiş: “Yıllar yılı Türkiye’nin tarım ürünlerinde dünyanın kendi kendine yeten yedinci ülkesi olduğu söylendi, yazıldı, çizildi. Yeri geldi, tarımın sürekli büyüdüğüne dair bakanlık düzeyinde açıklamalar yapıldı. Oysa dünya tarımına genel bir bakış, durumun böyle olmadığını görmeye yetiyor. ABD ve AB başta olmak üzere gelişmiş ülkeler; Brezilya, Hindistan, Çin, Kenya gibi gelişmekte olan ülkelere karşı tarımda üstünlük kurmanın savaşını veriyor. Gübre, ilâç, tohum gibi temel tarım girdilerinde söz sahibi olmanın dışında, bu ülkelerin şimdiki amacının tarımsal üretimde ve ticarette söz sahibi olmak, tarımda ‘yeni bir dünya düzeni’ oluşturmak olduğu iddia ediliyor. Türkiye’de ise hâlâ düşük verimlilikte üretim yapılıyor.” ([Vestel] Vs dergisi, Sayı: 23)

Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yapılan araştırmalar da, bırakın Türkiye’yi, Türk çiftçisini bile kendine yetmediğini gösteriyor. TMO, buğday eken Türk çiftçisi ile aynı ürünü eken AB çiftçisi arasında altı kat gelir farkı olduğunu araştırmalarla ortaya koyuyor. AB çiftçisi bir ton buğdayı 295 YTL’ye satarken, Türk çiftçisi ürünün tonundan 453 YTL kazanıyor. Ancak Türk çiftçisinin verim kaybı ve arazilerinin küçüklüğü sebebiyle ortalama işletme büyüklüğüne sahip AB’li buğday çiftçisi 34 bin YTL kazanırken, Türkiye ortalamasında bu rakam 5 bin 500 YTL’ye kadar geriliyor.

Tarım konusundaki ‘gerçek fakirliğimiz’in farkında olmadığımız gibi ‘su’ konusunda da gerçekte fakiriz. Buna rağmen bu konuda da ‘zengin’ olduğumuzu zannediyoruz. Akla hemen şu soru gelmiyor mu: Madem ‘su zengini’yiz, başta büyük şehirlerimiz olmak üzere niçin su sıkıntısı çekiyoruz?

Su zengini olmadığımız ortada. Tarımda da su eksikliği çekiliyor. Küresel ısınma ve en başta israf sebebiyle bu durum giderek büyük bir krize dönüşmek üzere. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın tesbitlerine göre, şu anda bile kişi başına düşen su miktarı bakımından dünya ortalamasının çok altında bulunuyoruz.

Genç nüfusa sahip olmamız da, övündüğümüz bir konu. Ancak ‘işsiz ama gururlu bir gençlik’le övünmek doğru mudur? Ayrıca, nüfus artış hızımız da düşüyor ve uzun dönemde sahip olduğumuz bu avantajı da kaybedebiliriz.

Övündüğümüz konulardan biri de ‘turizm cenneti’ olmamız. İklim, bulunduğumuz coğrafya ve tarihî zenginliğimiz Türkiye’nin en büyük sermayesi olarak yorumlanıyor. Tamam, turizm konusunda avantajlarımız var; ancak ortada dünya gerçekleri de var: Paris’in ünlü Eyfel Kulesi bile İstanbul’un üç katı turist çekiyor. Paris’i tanıtmak için yılda 120 milyon euro harcanırken, İstanbul’u tanıtmak için sadece bir milyon dolar ayrılabiliyor.

Sahip olduğumuz değerlerin kıymetini önce kendimiz bilmeli, sonra da dünyaya tanıtmak için gereğini yapmalıyız. Başka yol görünmüyor.

31.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.08.2007) - Yeni dönemde, yeni görevler

  (29.08.2007) - Çay üreticisinin çilesi

  (25.08.2007) - Hani ‘7 çok geç’ idi?

  (23.08.2007) - Zenginin çöpü, fakirin çilesi

  (21.08.2007) - “Küresel ısınma” ve yaylalar

  (20.08.2007) - “En sevdiğiniz spor hangisi?”

  (18.08.2007) - Ayakkabı, terlik, takunya

  (16.08.2007) - İşadamlarının beklentisi

  (14.08.2007) - Dünyayı nasıl kurtaralım

  (12.08.2007) - Sözde değil, özde sivil anayasa

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri