Önceki gece televizyonun “Oscar”ı sayılan Emmy ödülleri sahiplerini buldu. Zaman zaman eleştirisini yaptığım ve CNBC-e’de gösterimde olan mafya dizisi “Soprano” en iyi dizi film ödülüne lâyık görüldü.
Bu diziye öylesine çok ilgi var ki, tam 12 sezondur yayınını sürdürüyor. Soprano’nun yapımcıları sezonu kapatma kararı aldıklarını söylerken, giderayak “en iyi” dalda ödül alarak başarısını taçlandırdı.
Bu törende ilginç gelişmeler yaşandı.
Türkiye’de de gösterilen “Brothers and Sisters” dizisindeki Nora karakteriyle ödüle lâyık görülen aktris Sally Field, en iyi kadın oyuncu seçildi. Field ödülünü almak için platforma çıktı. Teşekkür faslından sonra mikrofona eğildi ve şöyle dedi:
“Bu ödülü Nora Walker karakteri ve tüm anneler adına alıyorum. Özellikle de oğullarını tehlikeden, savaştan dönmesini bekleyen anneler adına…”
Hemen ardından şu sözleri ekledi:
“Kabul edin, eğer dünyayı anneler yönetseydi, lânet olası savaşlar çıkmazdı. Oğullarının dönmesini bekleyen anneler adına savaşın bitmesini istiyorum.”
Tam bu esnada yayında sesini kıstılar. Kamera başka yöne çevrildi… Konuşmayı ustalıkla örtbas ettiler.
Sally Field hatırlanacağı üzere, “Kızım Olmadan Asla” filmiyle kızını İran’dan kaçıran anneyi, yani Betty Mahmudi’yi canlandırmıştı. Film ucuz bir Amerikan propagandasıydı ve berbat ırkçı mesajlar veriyordu. Çünkü filmde, İran’lı doktor karısını ve kızlarını acımasızca döven gaddar bir baba olarak lanse edilmiş... Geri planda ise, Humeyni rejimi sokaklarda terör saçıyordu…
Bu film, sadece İranlıların değil, bazı İslâm ülkesinin de tepkisini çekmiş ve “İslâm toplumunda kadın” tartışmalarını alevlendirmişti.
İki Oscar’lı aktris Field, o dönemde sırtını Amerikan politikasına yaslamış ve Betty Mahmudi’nin çektiği acıları kendisinin canlandırarak bir misyon yüklendiğini anlatmıştı.
Şimdi ise, ödül töreninde gözyaşı döken annelerin yanında savaş aleyhtarı konuşmasıyla gündeme oturdu.
Field, canlandırdığı iki karakterde ortak bir duygu yakalamış besbelli: Annelik.
Mahmudi kızını koruyan bir anne, Walker ise orta sınıf Amerikan ailesini koruyan bir anne.
Ancak ödül töreninde söyledikleri ise, gerçeğin tâ kendisiydi. İşte bu gerçeğe tahammül edemeyen Amerikan Fox TV, bu skandala imza atmış oldu.
Skandalın sahibi hatırlanacağı üzere geçen yıl TGRT’yi satın alan Yahudi medya patronu Rupert Murdoch’a ait. Murdoch ise savaşı sonuna kadar destek veren bir militarist.
Dolayısıyla, Sally Field gibi birinin bile sözlerini kısmaktan asla geri durmayan bir sansürcübaşı!
Murdoch’un bir ayağı bilindiği gibi “Fox TV” adıyla Türkiye’de. Ancak TMSF çatısı altında bulunan Sabah ve atv’ye de gözünü dikmiş durumda. Halbuki Fox TV, yayın hayatına çok iddialı girmişti. Ancak öylesine acemi ve ucuz yayınlarla göz önüne çıktılar ki, beklentileri boşa çıkardılar. Kaliteli yayın yerine “popülist” yayını tercih ettiler.
Bakalım, atv’yi alabilme şansı ne oranda, yakında göreceğiz.
19.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|