On bir aylık hasret vuslatla son buldu; geldi şehr-i Ramazan, şenlendi şehirler… Ruhlar rahatladı, gönüller güldü, duygular duruldu, bedenler hafifledi…
Şeytan şaşkın, nefis istifaya yatkın… “Anlam” anlamını buldu zihinlerde; Kur’ân, kalp, kâinat denkleminde hayat sorulur ve sorgulanır oldu... Varlık yokluğunu, yokluk varlığını hissettirdi hislerin derin ve keskin bakışlarında… Başlangıç ve bitiş birbirine yaklaştı, ayların ve yılların bölemediği yakınlıkta…
Sonluluğun sancıları sonsuzluk için olduğu düşünüldü dimağların derin deminde… Dilekler, duâlar yükseldi ubudiyetin engin semalarına… Yârân Kur’ân tilâvetiyle yürekler yaralarını kapadı, açılan melekût kapılarla mülkten öte yollar gözlendi, özlendi…
Köprüler kuruldu kalplerden kalplere, âlemlerden âlemlere… Berzahlar bir lâhzada toplandı: Hû… Zerreler seyyarelerle bir ân-ı seyyalede buluştu; Lâ ilâhe illâ Hû… Kehkeşanlar çağlayanı sustu; Sübhanallah, Allahüekber…
Arz vecd ile dönüyor, hikmetin izinde, nimetin hamdında… Denizler Yunusî duâ ile dalgalanıyor, dağlar Davudî zikirle coşmuş… Kuşlar kanaat kanatlarıyla uçuyor ümit bulutlarının üstünde… Kara toprak renkli çiçeklerle açmış, güzellikler destesi sunuyor… Yüzler ve yürekler, yıldız çiçekler tefekkürüyle mütebessim; aradığını bulmanın, bulduğunu ilân etmenin hazırane huzurunu yaşıyor…
Hayat hakikati kendini daha canlı hissettiriyor şehirlerin suskunluğunda… Suçlar azalıyor, yardımlaşmalar artıyor, hal hatır sormalar hatırlanıyor, açlık açlarla beraber yaşanıyor… Zekât köprüler kuruluyor zenginlerden fakirlere, duâ eller uzanıyor fakirlerden Ganiy-yü Kerîm’e…
Âlem kapılar açılıyor, içler ve şehirler şenleniyor şehr-i Ramazanın gelişiyle… On bir aylık gidişin dönüş sevinci yaşanıyor, gözlerde ve gönüllerde… Sahici sevinç sokakları dolduruyor, caddeleri coşturuyor, camileri taşırıyor…
Ramazan zamana düşen rahmet damlası, bereket rüzgârı, hikmet yağmuru, ubudiyet bahçesi, duâ mevsimi… Gönüllerin gülşeni, şehirlerin şehrâyini…
Ramazanın ruhunu ruhunda hisseden, âlemlerin şehrayinini seyreder, gönlü genişler, şehirleri şenlenmiş görür… Her harekete, her hadiseye hikmet penceresinden ubudiyet gözlerle bakar, istiğfar ve duâ dillerle mukabele eder… Bağışlanmayı bekler, rızaya erişmeyi diler...
Kerîm Kur’ân’ın kâinatı okuyuşunu dinler, kâinatın Kur’ân kıraatine kulak verir…
Hoş geldin… Kalbinde Kur’ân taşıyan, içinde zamanın kâbesi “Kadir Gecesi” barındıran, bütün ayları aydınlatan, ruhları rahatlatan Ramazan… Hoş geldin…
Kalbimizin kirlerini kazıyarak, dışımızı temizleyerek hoş gidersin inşaallah.
18.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|