Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Meraklısına ithaf olunur



Siyaset kaygan bir zeminde, toz duman arasında seçimlere doğru ilerlerken, bazı konular hak ettiği önemde tartışılamıyor.

Genelkurmay’ın 27 Nisan bildirisi de bunlardan biri.

Gözardı edilmemesi gereken nokta, askerin gece yarısı çaldığı düdükle birlikte başlayan bir süreç var.

Bu sürecin sonunda, bir sabah kalktığımızda 9 Mart 1971’de olduğu gibi asker-sivil bir takım ihtilâl cuntalarının varlığı ile karşılaşabilir miyiz?

Hani canım, “27 Mayıs devriminin devamı” olarak planlanan ve aralarında Cemal Madanoğlu, Celil Gürkan ve Muhsin Batur’un bulunduğu, Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Bahri Savcı ve Altan Öymen’in bakanlıklara getirileceği asker-sivil cuntasından söz ediyorum.

Ne zaman ki, kendisine liderlik önerilen Faruk Gürler yan çizmiş, Muhsin Batur cuntayı yarı yolda bırakmış, ordu içi hesaplaşma sonucunda, biz de, cuntaya sızmış MİT mensubu Mahir Kaynak’ın itirafları ile olaydan haberdar olmuştuk.

Aynen üstü örtülen Sarıkız ve Ayışığı planlarında olduğu gibi.

O zaman askerle el ele, kol kola devrim yapmayı planlayanlar, dengelerin değişmesi sonucunda kendilerini Ziverbey’in işkence odalarında bulmuştu. Devrim için meydanlara sürülen gençlerden Mahir Çayanlar Kızıldere’de öldürülürken, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın sonu darağacı olmuştu.

Benzer bir durumla karşılaşır mıyız, orasını bilmem. Çünkü her olay diğerinin tekrarı değildir. Hepsi kendi şartları ve kendi aktörleri ile çıkar ortaya.

Ama bir sabah kalktığımızda “Paşalar ceplerinde asılacak siyasetçilerin listesiyle dolaşıyor” diye sağa sola korku salan, “genç gazeteci”lerden birinin cuntanın bir kolunda, meydanları harmanlayan diğerinin başka bir komitede olduğunu görebiliriz.

Bunca şey yaşandıktan sonra sürpriz olmaz elbette ki tüm bunlar.

Nasıl ki komutanlarla diyaloglarına güvenip, “Bu ordu ihtilâl yapmaz” düşüncesinde olan AKP yöneticileri, 27 Nisan gecesi yedikleri bildiri ile şaşkına döndülerse, süreç şimdi istediğimiz gibi işliyor, bugün ya da yarın ihtilâl olacak diye gün sayanlar da bir sabah kalktıklarında farklı bir sürprizle karşılaşabilirler. Tabiî sürpriz değil, beklentilerine uygun bir sonuç da olabilir.

Peki olursa ne olur?

Koskocaman bir yazık olur.

Hem de ne yazık.

İsterseniz günlük gelişmelerin toz-dumanından sıyrılıp, şöyle geriye doğru bir bakalım.

Bu amaçla bir bilanço koyacağım önünüze.

-650 bin kişi gözaltına alındı. Uzun süre akibetleri hakkında bilgi alınamadı.

-1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

-230 bin kişi yargılandı.

-7 bin kişi için idam cezası istendi.

-517 kişiye idam cezası verildi.

-Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adlî suçlu, 1’i Asala militanı).

-İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.

-71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

-30 bin kişi ‘’sakıncalı’’ olduğu için işten atıldı.

-14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

-300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

-171 kişinin ‘’işkenceden öldüğü’’ belgelendi. Belgelenemeyenlerin ne kadar olduğu ise belirlenemedi.

-937 film ‘’sakıncalı’’ bulunduğu için yasaklandı.

-Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

-Cezaevlerinde toplam 299 kişi hayatını yitirdi.

-144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

-14 kişi açlık grevinde öldü.

-16 kişi ‘’kaçarken’’ vuruldu.

-95 kişi ‘’çatışmada’’ öldü.

-73 kişiye ‘’doğal ölüm raporu’’ verildi.

-43 kişinin ‘’intihar ettiği’’ bildirildi.

İşkencede sakat kalanlar ya da işten atıldığı,bir süre cezaevinde kaldığı için hayatı kararanlar ise buna dahil değil.

Bu listeyi nereden aldım?

Geçmişte 27 Mayıs’ın, gerçekleşemeyen 9 Mart’ın, gerçekleşen 28 Şubat’ın, Ayışığı’nın, Sarıkız’ın ve beklenen yeni cuntasal faaliyetlerin arkasında ve içinde olan Cumhuriyet gazetesinin 12 Eylül 2000 tarihinde, ‘’Darbenin bilançosu” diye verdiği tablodan aldım.

Darbe demek, ara rejim demek budur işte.

Darağacı, işkence, sürgün, yasak, hapis ve özgürlüklerin askıya alınması.

İnsanların bir sağda, bir soldan ipe çekilmesi, oyun çağında ve yaşı tutmayan çocukların idam sehpalarında sallandırılmaları.

Darbe gelir de kimi vurur o ise hiç belli olmaz. Bu bilançoyu Cumhuriyet gazetesinden özellikle aldım.

27 Mayıs’ı yapanlar, ”Biz Akis okuyarak darbeyi yaptık” demişlerdi.

Şimdilerin akıl hocalarının da Cumhuriyet gazetesi olduğu anlaşılıyor.

İşte bilanço… Meraklısına ithaf edilir...

10.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.05.2007) - Merkezi bulduk

  (08.05.2007) - Notrdamus’un pabucu dama atıldı

  (07.05.2007) - MİT hükümete bilgi verdi mi?

  (04.05.2007) - Demokrasinin şeref levhaları

  (03.05.2007) - CHP’de zafer havası

  (02.05.2007) - İki sandık

  (01.05.2007) - Cumhuriyetçiler- demokratlar

  (30.04.2007) - İtibar ve iktidar

  (27.04.2007) - Teziç suikastı

  (26.04.2007) - Gül’ün cumhurbaşkanlığı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004