Ramazan Göktaş:
*“Biz bazen bilgisayarımda çalışırken veya kitaplarımla uğraşırken, ya da eşim mutfakta bulaşıkları yıkarken müzik dinlemek yerine veya radyo programlarını dinlemek yerine gerek mp4’ten gerekse bilgisayardan veya kasetten Kur’ân dinlemek istiyoruz. Fakat duyduğumuza göre Kur’ân okunurken hiçbir şey yapmadan dinlemek gerekiyormuş. Bu doğru mudur, böyle vasıtalardan dinlenen Kur’ân da bu hükme girer mi?”
Kur’ân diyor ki: “Kur’ân okunduğu zaman, derhal susup onu dinleyin. Umulur ki, rahmete nâil olursunuz.”1
Âyetin istediği Kur’ân okunurken susmak ve okunan Kur’ân’ı dinlemek, yani bütün dikkatleri okunan âyetler üzerinde yoğunlaştırmaktır. Kur’ân’ı hangi vasıtadan dinlersek dinleyelim, hüküm aynıdır. Neticede insan da bir vasıtadır, hava da bir vasıtadır. Fakat iş yapmayın demiyor. Konuşmayın ve dikkatinizi Kur’ân’a verin diyor. Eğer sessiz olmak şartıyla yaptığımız iş, dikkatimizi Kur’ân’a vermeyi engellemiyorsa sakıncası yoktur.
***
Yasin Asar:
*“Göz çapağının çıkması abdesti bozar mı?”
Gözün göz çapağı ve gözyaşı, burnun sümüğü, ağzın tükürüğü, vücudun teri, vücuttan kopan kuru deri parçası, yaranın kuru kabuğu, kesilen tırnak ve saç… Bunlar abdesti bozmazlar.
***
Hüseyin Dal:
*“Benim sorum; bir öğrencinin Akbil'ini (elektronik bilet-paso) sivil bir kişiye vermesinin hükmü nedir? Yani öğrencilik haklarının başkalarına kullandırılmasının hükmü nedir?”
Akbil'i veren kurumun sağladığı sosyal hizmeti suistimal etmek demektir. Kul hakkıdır. Caiz olmaz.
Erdal Bey:
*“Kafeste keklik beslemek ve keklik avlamak caiz midir? Dövüş için horoz beslemek, güreştirmek için deve beslemek, akvaryumda balık beslemek ile ilgili İslâm’ın hükümleri nelerdir?”
Ameller niyetlere göredir. Hayvana zulüm yapmadıkça, aç, susuz, yemsiz, gıdasız, ilaçsız, dermansız, uykusuz ve yorgun bırakmadıkça, hayvanı taciz etmedikçe, dövmedikçe, kafeste kuş veya keklik beslemek, akvaryumda balık beslemek, kümeste horoz veya tavuk beslemek, ahırda deve veya hayvan beslemek haram değildir, mubahtır. Fakat hayvan taciz edilirse, hayvana sıkıntı verilirse, aç ve susuz bırakılırsa, dövülürse, vurulursa, dilsiz hayvana acı verilirse hayvanın tek şikâyet mercîi Âdil-i Hakîm olan Allah’tır. Bu bilinmelidir.
Hayvan dövüştürmek zulümdür, insanlık dışıdır, günahtır. Bu, hayvana sıkıntı verir, yaralar, taciz eder. Hayvan dövüştürülmek için, güreştirilmek için, birbirine ezdirilmek için, sadist duygularımızı tatmin etmek için beslenmez. Böyle hayvanlar yarın Mahkeme-i Kübra’da sahibinden şikâyetçi olurlar.
Asr-ı saadette böyle bir deve, sahibinden Allah Resulüne (asm) şikâyetçi olmuştu.
Ebû Hüreyre (ra) bildiriyor ki: Bir gün bir deve bir bağda kızdı, vahşîleşti. Yanına kimseyi sokmuyor, herkese hücum ediyordu. Devenin yanına Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm girince, deve geldi, ikrâmen secde etti ve Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanında sakinleşerek ıhtı.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm deveye yularını takarken deve dedi ki:
“Beni çok meşakkatli şeylerde çalıştırdılar. Şimdi de beni kesmek istiyorlar. Onun için kızdım!”
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm deve sahibine “Böyle midir?” diye sordu. Deve sahibi mahcubiyetle hatasını itiraf eyledi.2
Hayvanlar dilsizdirler. Ama hakkı hukuku bilmez değildirler.
Dipnotlar:
1- A’raf Suresi: 204
2- Müslim, 1/268
10.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|