Kimi zaman Kâinatın Yaratıcısının varlığı, birliği ve sâir isim ile sıfatlarını anlatmak için varlık âleminden örnekler vererek ve kıyaslar yaparak anlatmaya çalışırız.
Bu örneklemeyi, meseleyi kavramak için yapıyoruz. Yoksa, Yaratan ile yaratılan arasında hiçbir benzerlik yoktur. Biri Yaratan ve sonsuz kudret ile sonsuz sıfatlar Sahibi; diğeri, sonsuz acizlik sahibi ve yaratılan.
Sanatkâr sanata, usta yapıya, kâtip yazıya benzemediği gibi; bu kâinatı yaratan Allah da, yarattıklarından hiçbirisine benzemez.
Allah’ın varlığı, birliği, ilim, kudret, hallakıyet gibi sıfat ve isimlerinin sonsuzluğuna, başta Kur’ân-ı Azimüşşan, Fahr-i Âlem Hz. Muhammed (asm) ve kâinat kitabı dediğimiz varlıkların delâletiyle hiçbir şüphemiz kalmıyor. Yalnız, Allah’ın bazı isim ve sıfatlarını kavramakta güçlük çekmekteyiz. Bir kısım nefsî, şeytânî, felsefî şüphelere maruz kalmaktayız. Bu şüphelerimizi de ortadan kaldıracak aklî ve naklî delilleri sunmaya çalışalım. Bu meselede, dikkat edeceğimiz en önemli püf nokta şudur: İsim ve sıfatları sonsuz olan Cenâb-ı Hak ile, onun yarattıklarını kıyas etmemek. Çünkü, kıyas edilmezler, edilemezler. Yaradan başka, yaratılan bam başka bir şey. San'at ile san'atkârı kıyas edemeyiz. Meselâ, bir mobilyayı düşünelim. Mobilya sert, filan renkte, hareketsiz ve cansız. Öyle ise, bunu yapan ustanın rengi de böyle, vücûdu da sert denemez. Meselâ, karınca, “Ben şu kalemi kaldıramıyorum, çok çok büyük, öyle ise bunu kimse kaldıramaz!” diye kıyasta bulunamaz. Bulunursa, ahmaklık etmiş olur. Aynen öyle de, kendi gücü ve sıfatları ile, Cenâb-ı Hakkın sıfatlarını benzeştirmeye kalkanlar yanılırlar ve ahmaklık etmiş olurlar.
Cenâb-ı Hak, bize bu sıfatları, Onu bilelim, tanıyalım, anlayalım diye vermiştir. Bir kıyas-ı vahidî, bir ölçü, bir mihenk olsun diye. Bunları veren ve Yaratan ise sonsuzdur. Ancak, bu sıfatlarımız sayesinde, Allah Teâlâ’nın sonsuz isim ve sıfatlarını anlayabiliyoruz.
Bizim görmemiz, işitmemiz, duymamız, düşünmemiz ve sâir sıfatlarımız cüz’î ve basittir. Ancak, başta görmeyi, sonra bütün gözleri, sonra gözlerin gördüklerini, sonra görme işlemi için lâzım olan bütün unsurları yaratan nerede; yaratılmış basit bir varlığın görmesi nerede?
Evet, misâl, temsil, meseleyi anlamak içindir. Yoksa, misal ile misal verilenin karşılaştırılması ve kıyaslanması değil. Zîrâ, bütün sıfatları sonsuz olan ile bütün sıfatları sonlu olanın kıyas, karşılaştırma, benzeşme kaldıramayacağı muhakkaktır.
16.03.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|