UFO’yu üreten NNR Infrared Teknoloji’yi dört mühendis kardeş kurmuş. Aslında Mustafa, Adem, Mehmet ve Abdullah Yeşil kardeşlerin uzmanlık alanı endüstriyel ısıtma. NNR Infrared Teknoloji, tekstil ve otomobil sektöründe boya kurutma makineleriyle tanınıyor, ama UFO’yla artık pek çok insanın evine de girdi. Şirketin Genel Koordinatörü Abdullah Yeşil ile UFO’nun doğuşundan ve bugüne kadar olan gelişmeleri konuştuk.
Güneş gibi ısıtan UFO’nun, taklitlerle başı dertte. UFO büyük talep görünce, 80’den fazla taklidi çıkmış. En büyük problemlerinin, patent yasalarının sağlıklı çalışmaması ve dâvâların çok uzun sürmesi olduğunu kaydeden Abdullah Yeşil, “İlk taklit ürünü şikâyet ettik. 5 yıl geçti, dâvâ hâlâ sonuçlanmadı. Şimdi 17 firma ile dâvâmız var” diye konuştu. Yeşil, dâvâ ettikleri birçok firmanın ise, dâvâ sonuçlanmadan battığını kaydetti. Ayrıca taklitçilerin kendi ürünlerini satarken ‘bu da UFO’ veya ‘bunu da UFO üretti’ diye sattıkları için servislerinde büyük sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
*UFO’nun doğuş hikâyesini anlatır mısınız?
Endüstriyel ısıtma hizmeti verdiğimiz için fabrikaları dolaşıyorduk. Fabrikalar yüksek tavanlı olduğundan, ısıtılması zor. Dolayısıyla işçiler de ısınamıyorlar. Birçok yerde bu durumla karşılaşınca, ‘tekstilde ve otomobil boyalarını kurutmada kullandığımız infrared teknolojiyi neden bu alanda da kullanmayalım’ dedik ve araştırmalarımızı o yöne de kaydırdık. Sonra ürünü daha fonksiyonel hale getirerek evlerimize kadar soktuk. Bugün istediğimiz her yere taşıyabileceğimiz, oturduğumuz yerden dijital kumandayla ısısını arzu ettiğimiz dereceye ayarlayabileceğimiz UFO’lar var.
*İnfrared teknolojinin özelliği nedir?
Küçük bir güneş sistemini andıran elektrikli ısıtıcılar, ışık yardımı ile önce objeyi, sonra havayı ısıtıyor. Bir diğer ifade ile güneşin dünyayı ısıttığı dalga boyunu andıran teknoloji, camın arkasında bile ışığın ulaştığı her yeri ısıtıyor. En önemli özellik ise, ışığı 2,4 mikrometre dalga boyunda üretebilmesi.
*Fonksiyonel hale getirme çalışmalarına ne zaman başladınız?
İnfrared teknolojiyi fonksiyonel hale getirme çalışmalarına biz 6 yıl önce başladık. Ürünü ilk çıkardığımızda ismi UFO değildi, Isınet’ti. Ondan sonra baktık model değişti, kalıp değişti. Kendimizi teknolojik olarak da geliştirdik. UFO satışa 4 yıl önce çıktı, ama 2 yıldır markaya dönüşümle ilgili çalışmalar yaptık.
Dünya markası olmak için araştırma ve geliştirmeye ayrı bir önem veriyoruz. Bunun için Ar-Ge’nin başına Siemens ve Philips’de çalışmış, Infrared konusunda dünyada uzman olan Robert Messmer’i getirdik.
*UFO neden marka ismi oldu?
İlk önce UFO’ya teknik gruptan ismiyle işlevi arasında alâkalı olmadığıyla ilgili eleştiri geldi. ‘Hiç alâkası yok’ dediler. Düşüncemiz şu idi; insanların UFO kelimesine karşı bir esrarengizlik, soru işareti ve merakı var. Biz UFO diyerek, bilinç altına daha iyi yerleşmesi ve orada bağdaştırma açısından ters bir mantık kurmasını istedik. İnsanlar ‘ne alâkası var, UFO’yla bunun’ deyince, biz amacımıza ulaşmış oluyoruz. Bilinçaltına işlemesi açısından.
Ayrıca, UFO’yu dünya markası yapmak istiyoruz. Bu yüzden marka olarak seçeceğimiz ismin evrensel bir algıya hitap etmesi, yüksek teknolojiyi çağrıştırması ve akılda kalıcı olması gerekiyordu. UFO kelimesini marka olarak seçmemizin en önemli sebebi bu. Ürünlerimiz dünyanın her yerinde UFO markasıyla satılacak.
*Üretiminizi nerede yapıyorsunuz?
Üretimimizi İkitelli ve Hadımköy’de yapıyoruz. Hadımköy’de 10 bin metrekarelik kapalı alanı olan yeni bir fabrika daha aldık. İkitelli’deki fabrikamızı oraya taşıyacağız. İkitelli’deki parçalı olan imalatımızı biraraya getirmek açısından böyle bir yatırım yaptık.
Ayrıca, Kırım’da da içinde bina olan bir yer aldık. Nisan’dan sonra tadilatına başlayacağız. Kapı, pencere taktırıp montaja geçeceğiz.
Ürünün parçaları tamamen Türkiye’de yapılacak. Kırım’da sadece montajı yapılacak. Buradan ihraç ettiğimiz her ürün için Ukrayna’ya 20 dolar gümrük ödüyorduk. Şimdi, hacim olarak 8 konteynırlık malı 1 konteynırla gönderebileceğiz ve üretimi orada yaptığımız da 20 dolar kazançlı çıkmış olacağız.
*Yıllık cironuz ne kadar?
2006 yılında 20 milyon dolar ciroya ulaştık. Bu cironun içinde ihracatın payı yüzde 30. 2007 yılındaki hedefimiz yüzde 60 ihracat, 2008 yılında ise bu oranı yüzde 80’e çıkarmak.
*Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Önümüzdeki yıl Ukrayna’daki fabrikada da montaja başlayacağız. Daha sonraki yıllarda ise, Ukrayna’da yaptığımız fabrikanın aynısını Bulgaristan’da yapacağız. Çünkü, Avrupa’ya göndereceğimiz ürünleri Bulgaristan’da, Kuzey ülkelerine gidecek ürünleri de Ukrayna’daki fabrikalarımızda üreteceğiz. Hedefimizde Polonya ve Romanya var. Moskova, Ukrayna, Polonya ve Romanya’da televizyon reklâmlarına devam edeceğiz. Bunun yanı sıra Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’a da mal gönderiyoruz. UFO’yu en az 40 ülkeye ihraç ediyoruz, ama ‘oralarda varız’ demiyoruz. Bayilik sistemini kurduğumuz zaman, ‘biz bu ülkede varız’ diyoruz. Ayrıca, Avrupa’da görüştüğümüz birkaç beyaz eşya zinciri var. İtalya’da villalara şömine yapan bir firma da bizden distribütörlük istiyor. Avrupa genelinde, bizim ürünlerimizi de kendi ürünlerinin içine koymak istiyor. Görüşmeler yapacağız, sonra kararımızı vereceğiz. Talepler gelmeye devam ediyor. Gelen talepleri değerlendireceğiz. İnternetten geldiği için, bazen tekliflerin nereden geldiğini bilemiyoruz.
*Hedef pazarı seçerken ölçünüz ne?
Rusya, Ukrayna gibi enerjinin ucuz olduğu ve soğuk iklime sahip ülke pazarlarında yoğunlaşıyoruz. Avrupa’da da nüfusu çok olan Polonya ve Romanya ve soğuk ülkeleri olan Finlandiya, Norveç, Danimarka ve İngiltere’yi yeni hedef pazar olarak seçtik.
*Yurt içinde ve yurt dışında ne kadar bayiniz var?
Bayilik sistemimiz oturmuş durumda. 160 tane direkt sözleşmeli bayimiz var. Bunun yanı sıra 3 bin satış noktamız var. Nasıl derseniz? Şöyle; bayilerin bir de alt bayisi var. Meselâ; Bursa’da bizim 1 tane il bayimiz var, 110 tane il bayimize bağlı olan bayi ve satış noktası var. Türkiye çapında 500 tane servisimiz var.
Ukrayna’da, 4 yıllık bir çalışmanın sonucunda, 500 civarında bayimiz var. Aynı zamanda servis sistemimizi de kurduk. Moskova’da da yine 2 yıllık bir çalışma sonucunda 200’e ulaşmış durumdayız. Moskova’daki firmamızın yan kolu olarak San Petersburg’a da firma kurduk. Önümüzdeki yıl büyük şehirlerin hepsinde irtibat büroları ve depo oluşturulacak.
* Diğer işinize devam ediyor musunuz?
Tekstil sektörü ile ilgili proje uygulamalarımız devam ediyor. Endüstriyel ürünlerimizi de üretip satıyoruz. O işlerimizi bırakmadık. O ürünlerimiz de kendi sektöründe bir marka, ama halk onu bilmez. Emprimeciler bilir. NNR’ın ara kurutucusu deyince, gelmiş geçmiş en iyi ürünleri olarak lanse ederler. Araba panel kurutucumuz var, onu da yeni yazılımla daha akıllı hale getireceğiz.
NNR Infrared Teknoloji’nin kurumsal kimliğinden ziyade, UFO markasının ön planda olmasının sebebi, ‘uluslar arası marka olma’ hedefimizden kaynaklanıyor.
* Yeni projeleriniz, çalışmalarınız var mı?
Evlerin, büroların dışında hastahaneler de, yoğun bakım, doğum bölümü, çocuklara banyo yaptırılan bölümler de artık Infrared ısıtma sistemi kullanılıyor.
Fabrika, büyük kapalı alanlar, stadyum ve konferans salonu gibi yerlerin ısıtılması için proje çalışması yapıyoruz. Kayseri’de yeni yapılan Kadir Has Stadı’nın ısıtılması gibi bir projemiz var. Kuracağımız sistemle seyircileri ısıtmanın yanı sıra, çim sahanın kurutulması ve çatıdaki karı eriterek yoğun kar yağışında çatının çökme riskini de ortadan kaldıracak.
Camilerle ilgili bir model çıkardık. UFO mantığı ile çalışıyor, ama bu ürünün 3 flamentli. Cemaate yakın olmaması ve daha geniş alanı ısıtması için yüksek bir yere monte ediliyor. Bayilerimiz camilerdeki bu sistemi geniş alana yaymaya başladı. Hatta sanıyorum, Kırşehir bayimiz kendi sınırlarını aşarak Yozgat ve Sivas’a kadar bu sistemi yaptı ve yapmaya devam ediyor. Camileri ısıtmak diğer şekillerle daha pahalıya mal oluyor. Biz iddia ediyoruz, ‘kalorifer kazanındaki suyu ısıtma maliyetine biz camiyi ısıtırız’ diyoruz.
Avrupa’daki zincirlere vermek üzere de farklı bir model üzerinde çalışıyoruz. Özellikle çocuk odaları için gelen bir talep var. ‘Küçük ve önü camlı olsun’ diyorlar. Bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.
*İnfrared teknolojiyi ısıtmada kullanan başka ülke veya şirketler var mı?
Şu an Infrared sistemi ile ilgili dünyada yeni yeni uyanmalar oluyor. İtalyanlar yeni bir model çıkarmışlar, ama onlar halojenden gitmiş. O ürün fazla ışık çıkarıp, az ısı üretiyor. Bizim ürünümüz ise, ısıyı en iyi ileten dalgayı yakalıyoruz. Onların ki biraz daha ışığa dönüştürüyor. O ürünü bir şekilde pazarlamaya çalışıyorlar. Ayrıca Güney Kore’de, bizim ürünün benzerini taklit etmişler. Sanırım internetten görerek yapmışlar bu taklit ürünü. İnfrared teknolojiyi kullanışlı hale getiren öncü bir firmayız diyebiliriz.
*Marka olmak için nelere dikkat ediyorsunuz?
Infrared teknolojinin uygulandığı UFO’nun içindeki direnç telini ve reflektörü Avrupa’nın kendi alanlarındaki en iyi firmalarından alıyoruz. Parçaları bir araya getirerek üzerine bir katma değer koyup nihaî ürün olarak ihraç ediyoruz. Yan malzemeleri dışarıdan almamızın tek sebebi Türkiye’de malzeme konusunda zaman zaman problemler yaşanması. İlk yıllarda yaptığımız her şeyi, Ar-Ge çalışmalarımızı uluslar arası standartlara göre planlamıştık. 220-230 volt diye hesaplamıştık, ama Türkiye’deki voltaj dengesizlikleri 245 volta çıktığında ürünün gücü ve buna bağlı olarak bozulma riski artıyor. İlk ürünlerimizde bu sorunla karşılaşınca ‘en kaliteli’ malzeme arayışına girdik. Pazarın en iyilerini bulduk. Onlara bu ürünleri Türkiye şartlarında kullanacağımızı söyledik. Bizim için özel imalat yapıyorlar. Şimdi bizim ürünlerimizde en fazla binde bir geri dönüş oluyor. Tabiî ‘özel’ olmanın bize getirdiği maliyet yüksek oluyor, ama hedefiniz ‘dünya markası’ olmaksa, kaliteyi ve kalitede standardı tutturmak için bu maliyetleri göğüslüyorsunuz.”
*Sektör olarak şikâyetleriniz var mı? Varsa neler?
Bizim en büyük problemimiz, patent yasalarının sağlıklı çalışmaması ve dâvâların çok uzun sürmesi. UFO’nun patent korumasında olmasına rağmen piyasaya 80’den fazla taklidi çıktı. Boşluk nereden çıkıyor? İnsanlar bilmeyerek şuursuzca bu işe giriyor. Adam bazacı, sen bazanı yap. 80 tane taklitimizi yapan şirketin 30 tanesinin battığını biliyoruz. Nerden biliyorsunuz deyince, bazı malları ortak aldığımız tedarikçiler var. On bin tane fiş kablosu istiyor. Çekin karşılığı çıkmıyor. Çekini ödememiş adam. Bazıları en ucuz ürünleri ve en ucuz malzemeleri kullanıyor. Meselâ, tel sayısını azaltıyor. Bizim birşey yapmamız gerekmiyor, kendi kendilerine batıyorlar.
Servislerimizde sıkıntı oluyor. Bu taklit ürünleri halka satarken, ‘bu da UFO’ ya da ‘bunu da UFO üretiyor. UFO bayilik sistemiyle çalıştığı için zincirlerine bunu yaptı’ diyor. Halbuki biz onlara bir üretim yapmıyoruz. Vatandaş da ürünü bozulunca bizim servise getiriyor. Servis de, ‘bu ürün bizim değil, bununla ilgili parça veremiyoruz’ diyor.
Vatandaş da ‘satarken UFO diye satıyorsunuz’ diyor. ‘Biz satmadık’ desek de, inanmıyorlar. Taklitlerin satış şekli bu. Biz taklit ürün çıktığında gelişmiş laboratuvarımızda o ürünün ömrünü tesbit edebiliyoruz. Mahkemeye verilecekse onu tesbit ediyoruz. Bazıları bizi birebir taklit etmeye çalışıyor. UFO X Life diye de mal çıkarmışlar. UFO ile aynı renkte mal çıkarıyorlar. Bu kadar da cüretkârlar. Vatandaş da UFO diye alıyor. Bozulunca da benim servisime geliyor. Biz ne yapıyoruz, bu gibi direkt saldırılara karşı mahkemeye veriyoruz. Ama hiç kayda değmeyecek kadar kalitesiz ise, mahkemeye yorulmak istemiyoruz.
İlk taklit ürünü şikâyet ettik. 5 yıl geçti, dâvâ hâlâ sonuçlanmadı. Şu anda 17 şirket ile dâvâmız var. Dâvâlarımızı takip ediyoruz.
Patent aldığımız sistem konusunda yanlış algılamalar var. Biz patenti Infrarede almadık. İnfrared biliniyordu, ama nasıl kullanılacağı bilinmiyordu. Endüstride bundan 10 yıl önce de kullanılıyordu zaten. İnfrared 1800’lü yıllarda bulunan, tabiatın içinde olan bir dalga boyudur. Reflektör, flament, parabol ayrı ayrı şeyler. Biz bunun üçünün kombinasyonunu oluşturup, yüzde 82 verimli enerjiyi iletebilen ürün yaptık ve buna faydalı model patenti aldık.
|