Çarşamba günü Filistin’den misafirlerimiz vardı. İsrail tarafının keyfî bir surette tutuklayıp cezaevine koyduğu milletvekillerinden üçünün hanımı Yeni Asya’yı ziyaret ederek yaşadıkları haksızlığı dile getirdiler.
Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu haksızlığa insanlığın sessiz kalması kabul edilebilir mi? Herkesin bildiği gibi, Filistin’de HAMAS’ın da katıldığı ‘hür’ bir seçim yapıldı. Neticede Filistin halkı, HAMAS’ı tercih etti ve Filistin’i yönetme yetkisini onlara verdi. Ne var ki, başta İsrail olmak üzere onun gibi düşünenler, Filistin halkının bu tercihini ‘uygun’ görmediler. Çeşitli tazyik ve baskılar neticesinde hem ambargo uyguladılar, hem de seçilen vekillerden bir kısmını tutuklayıp “güvenlik tehdidi” oluşturdukları gerekçesiyle cezaevine koydular.
Filistinli ziyaretçilerimizin bildirdiğine göre, şu anda cezaevindeki milletvekillerinin sayısı (8’i bakan olmak üzere) 42. Bunun yanında, 10 binden fazla Filistinlinin de yine İsrail zindanlarında işkence ve zulüm gördüğü ifade edildi.
Gözyaşları arasında yaşadıkları sıkıntıları anlatan Filistinli milletvekillerinin eşleri, başta İslâm dünyası ve Türkiye olmak üzere bütün dünyayı, insanlığı bu şiddet ve haksızlık karşısında duyarlı olmaya dâvet ediyor.
Milletvekili eşlerinin anlattıklarını şöylece özetlemek mümkün:
* 42 milletvekili cezaevinde. 13 bin Filistin’li de yine İsrail cezaevlerinde ‘esir.’
* Milletvekillerinin tutukluluk halleri her 6 ayda bir kanunsuz şekilde uzatılıyor. Bu vekiller, ‘kaçırılarak’ gözaltına alındı. Bütün yapılanlar uluslar arası hukuka aykırı.
* İsrail, keyfî baskılar yapıp insanları tutukluyor. Burası Filistin’in toprağı, vatanı. İsrail şimdiye kadar neredeydi? Dünya niçin sessiz? Nerede hak?
* Bizim çocuklarımız hayatı tanımıyorlar. 5-6 yaşındaki çocuklar bile tutuklanıyor. Türkiye’den istediğimiz sesimizi duyursun. İsrail burada yaşanan haksızlıkları örtüyor, gizliyor. Dünya bu zulmü görmüyor, duymuyor.
* Filistin’e ambargolar kalkmalı. Biz bu çileli hayata alıştık. Bu bizim önümüze konulan bir ‘tabak.’ Başka seçme şansı verilmiyor.
* Acaba, İsrail’in demokrasi anlayışı nedir? Bayramlar bile bize haram oldu. Çocuklar yetim yetişiyor. Yardımların artmasını istiyoruz. Tabiî ki rüyamız, Filistin’in hürriyetine kavuşması.
İsrail Aksa’yı da yıkmak istiyor. Ziyaretimizi de engelliyor.
Filistinli vekillere destek için bir imza kampanyası başlatıldığını da bu vesile ile hatırlatalım. Haksızlığa karşı imza desteği vermek için, www.tutsakvekiller.com adresi ziyaret edilebilir.
Bunca haksızlık yapılırken, İsrail ne mi yapıyor? Lübnan katliâmına isim arıyor! Haberlere bakılırsa, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Savunma Bakanı Amir Peretz “Lübnan Savaşı”na isim bulma derdine düşmüş.
Bu girişim, İsrail basınında da alay konusu olmuş. İsrailliler savaş için, “Ahmaklık Savaşı”, “Büyük Utanç,” “Başarısızlık Operasyonu” gibi isimler teklif etmiş. Araplar ise “Büyük Katliam” ve “İsrail’in Acımasız Operasyonu” ismini uygun görmüş. (Vatan, 14 Mart 2007)
Tam bir ‘kasap et derdinde’ durumuyla karşı karşıyayız. Dünyadaki bütün haksızlıklara ‘insanlık adına’ dur demeden ‘küresel barış’ı temin edemeyiz.
Filistinlilerin, arşa çıkan feryadına kulak vermemek ‘insanlığa’ sığar mı?
16.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|