Türkiye ve dünya gerçeklerini görmemek için gayret sarf eden medya, ne yazık ki hatalar zincirine yenilerini ekliyor. İki de bir milletin namazıyla, orucuyla ya da tesettürüyle ‘kavga’ ediyor. Böyle mânâsız bir kavganın, medyaya itibar kazandırmadığını anlamak için yüzyıllar geçmesi beklenecek?
Milletin namazıyla ‘kavga’ eden anlayış, bazen camilerin çokluğundan şikâyet eder, bazen de namaz kılanların sokaklara taşmasını diline dolar. Aslında her ikisi de “Türkiye’nin gerçekleri” arasında yer alan konulardır.
Evet, Türkiye’de cami sayısı çoktur, ama medyanın bu durumdan şikâyet etmeye hakkı yoktur. Cami sayısı çoktur, çünkü şükürler olsun ki namaz kılanlar da çoktur. Cami sayısı, namaz kılanların ihtiyacına cevap vermek üzere yapılıyor ve yapılmaya da devam edecek. “Cami sayısı çoktur” diyenlerin ileri sürdükleri temelsiz iddialardan biri de bu sayıyı ‘okul’ sayısı ile kıyaslamaktır. Eğer okul sayısı yeterli değilse, bunun suçlusu olarak cami sayısının çokluğunu göstermek olabilir mi?
Okul sayısı yeterli değil ise öncelikle ‘yeterli değil’ diyenlere iş düşer. Okul yapmak devletin görevi ve zaten de yapıyor. Bu yeterli değil ise, çeşitli kampanyalar açılsın ve milletten de destek istensin/ alınsın. Zaten bu da yapılıyor. Bütün bunlara rağmen okul sayısı yine de yeterli değilse, millet ‘okul yaptır’ma kampanyalarına destek olmuyorsa, sahip çıkmıyorsa problemi başka bir yerde aramak lâzım. Öyle ya, ‘Cami yapalım’ diyenlere millet gönülden destek veriyor ve ‘Okul yapalım’ diyenlere aynı desteği vermiyorsa, bu kampanyaları açan ve bu iddiaları ortaya atanlar ciddî ciddî düşünmelidir. Ki, milletin ‘okul kampanyalarına katılmadığı’ iddiası da yersizdir. Böyle bir problem yaşanıyorsa bu, gerekli tanıtımların yapılmaması ve ‘öncü’ olanlara yeteri kadar güven duyulmamasından kaynaklanıyor olabilir.
Medya son olarak, Ankara Metrosu, Kızılay istasyonunda Cuma namazı kılanların kalabalık olması ve kalabalığın dışarıya taşmasını diline dolandı. (Milliyet, 10 Mart 2007) “Burası Ankara Kızılay Metrosu” üst başlığıyla verilen haberin özeti de şöyle: “Cuma namazı için Kızılay İstasyonu’ndaki mescide gidenler, istasyonun koridorlarını kapatıyor. 600 metre uzaklıkta cami olmasına rağmen her Cuma aynı manzara yaşanıyor.”
600 metre uzaklıktaki cami Kocatepe Camii. Ankaralı değiliz, ama Kızılay İstasyonu ile Kocatepe arasındaki mesafeyi biliriz. Kuş uçusu bu kadar mesafe olsa bile, zamanında kılınması gereken bir namaz için o anda metroda bulunan bir kişinin Kocatepe’ye gitmesi kolay değil. Öyle bile olsa, milletin namaz kılmasından rahatsızlık duymak doğru değil. Bunun çaresi, namaz kılınabilecek yerleri, cami ve mescidleri arttırmaktır. Namaz kılmayı zorlaştırmak değil, kolaylaştırmakla bu sıkıntılar aşılabilir.
Medyanın yaptığı bir başka çağrı daha var. “Kadınlar da Cuma’ya gelsin” başlıklı haberlere rastlıyoruz son günlerde. (Akşam, 11 Mart 2007) Kimin Cum’a namazına gideceğine elbette medya karar vermeyecek. Ancak bu haberlere yer verenler, kadınların da Cuma namazına gittiğinde camilerin ihtiyaca cevap vermeyeceğini ve dolayısıyla mecburen yeni camiler yapılması ‘tehlikesi(!)’ olduğunu da unutmasınlar.
“Gerçek”lerle kavga edenler, bu güne kadar hiç kazanamamış. İnşaallah bundan sonra da kazanamaz.
12.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|