Hayat sahibi olmak büyük bir nimet. Cansız nesnelere bakınca bunu daha iyi anlıyoruz. Bitki ve hayvanlara göre insanlık gibi büyük bir mertebeye yükseltilmek çok daha büyük bir nimet.
İnsanlık nimetinin değerini tam anlayabilmek için de onun imanla hayatlanması lâzım.
İmansız hayat hayat değildir. Cansızdır, ruhsuzdur, anlamsızdır, karanlıktır.
Evet, “Hayatın hayatı”dır1 iman. Günü, geçmişi, geleceği, dünyayı, kâinatı aydınlatan, dünya ve ahiret saadetine sevk eden harika bir nimettir.
Hutbe-i Şamiye’de belirtildiği gibi2 yoldan çıkan, inkâr ve sapıklık bataklığına dalan insan dünyada dahi manevî bir Cehennem azabı çekerken imanın şuuruna varan mü’min de dünyada dahi bir nev'î Cennet hayatı yaşayabilir, imanının kuvvetine göre onun lezzetini hissedebilir.
Ne var ki şu fırtınalı zamanda hisler iptal olmuş, beşerin nazarı afâka, lüzumsuz şeylere dağılmış ve boğulmuş, dolayısıyla sersemleşmiş, gaflet basmış, ne ehl-i dalâlet ve ehl-i küfür inançsızlığın ıztırabını ve ne de ehl-i iman imanının lezzetini tam hissedebilir hâle gelmiştir.
Oysa elinizde milyarlar, trilyonlar olsa ondan azamî derecede istifade edersiniz. Baha biçilmez hazinelere sahip olsanız, ondan gerektiği gibi yararlanma yollarını ararsınız.
Trilyonlardan, baha biçilmez hazinelerle kıyas edilmeyecek derecede değerli, gerçek mutluluğa ulaştıracak eşsiz bir hazine olan imanın kıymetinin, fayda ve nurlarının ne kadar farkındayız dersiniz? Ondan gerektiği gibi istifade edebiliyor muyuz? O büyük nimetin tam farkında mıyız?
Şuâlar’da imanın “sonsuz fayda ve nurları”ndan söz ediliyor ve örnek olması kabilinden sadece dokuz tanesine dikkat çekiliyor.3 Konu anlayarak okunduğunda gerçekten ne kadar büyük, engin ve zengin manevî bir hazineye sahip olunduğunun farkına varılıyor ve sevinçten uçacak hâle geliniyor, inançsız hayatın zindana, azap içinde azaba, sıkıntı içinde sıkıntıya döndüğü, “Dünya bir lezzet verse bin elem çektirir. Bir üzüm tanesi yedirse yüz tokat vurur” gerçeği çok daha iyi anlışılıyor.
Altın ve elmas değerindeki imanın kıymetini hissettiren konular çokça okundukça ihsan edilen nimetin kıymeti daha iyi hissediliyor ve Rabbimize sonsuz hamd ve şükrediyoruz.
Dipnotlar:
1- Şuâlar, s. 68.
2- Hutbe-i Şâmiye, s. 22.
3- Şuâlar, s. 649.
12.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|