Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Musibetler altında



“Zahirî musibetler altında ve neticesinde inayet-i İlâhiyenin çok tatlı neticeleri var.”1

Bu, musibete düşenleri rahatlatıcı cümle Tarihçe-i Hayat’ta yer alıyor. Önceki yıllarında milletin gözdesi olmuş, omuzlar üstünde tutulan, fakat dönem değişikliği sebebiyle serapa fazilet olan hareketleri suç görülüp 28 senelik hayatı, zindan, sürgün, göz hapsi gibi hayattan bıktıracak şekilde nice sıkıntı ve ıztıraplarla geçen, eserin muhterem müellifi Bediüzzaman Hazretleri sıkıntılı hapishane günlerinde talebelerine yazdığı mektupta bu cümleye yer veriyordu.

İnsan haklı olabilirdi. Ama haksız olarak zindanlara dahi atılabilirdi. Böyle anlarda musibete takılıp “Ah vah!” etmemeli, hemen inayet-i İlâhiyenin, yani Allah’ın yardımını düşünmeli, bu tatlı sonuçlarla teselli bulmalıydı.

Evet, musibetlerde rahmet ciheti vardı.2 Önemli olan gülün dikenlerine takılıp kalmayıp mütebessim tomurcuklarını olduğu gibi musibetlerdeki rahmet izlerini de görebilmeliydi.

Her şeyden önce Hadid Sûresinin 22 ve 23. âyetlerinde dikkat çekildiği gibi yeryüzünde vuku bulan ve başımıza gelen herbir musibet yaratılmadan evvel bir kitapta yazılıydı. Öyleyse insan kaybettiği şeye üzülmemeli, birşey kaybettiğinde de şımarmamalıydı.

Bu âyet insanı rahatlatmaya yetiyordu. Çünkü kâinatta hiçbir şey tesadüfen, rastgele, kendi kendine olmamakta; aksine sineğin kanadını, ağacın yaprağını oynatmasına varıncaya kadar her şey Allah’ın izni ve takdiri sonucu gerçekleşmekteydi.

Madem her şey takdirleydi. Ve bu takdiri rahmeti, ihsanı, ikramı ve hikmeti sonsuz olan Allah yapmaktaydı. O halde Ona güvenmeli, teslim olmalıydı. Bizi bizden daha çok seven Rabbimiz bizim kötülüğümüzü nasıl isterdi?

O bizi olgunlaştırmak istiyordu. Bir çekirdeğin binlerce meyve veren ağaç hâline gelebilmesi için toprak altına girip o ıslak, karanlık âlemde kalıp kabuğunu çatlatıp filiz vermesi gerekiyordu. Yoksa toprak altına girmeden, çile çekmeden ağaç hâline gelmesi mümkün değildi.

Cennete lâyık hâle gelebilmek, orada yüksek mertebelere erebilmek için de dünya denilen imtihan salonunda manevî bir kısım eğitimlerden geçmek, bir kısım zorlukları üstlenmek gerekiyordu. Çile çekmeden saadete erilmezdi.

O halde ilk bakışta musibet gibi görünen olaylar sonuç itibariyle musibet olmaktan çıkıyor, rahmete dönüyordu. Demek her musibette bir cihet-i rahmet vardı. Demek o musibetler altında inayet-i İlâhiyenin çok tatlı neticeleri bulunuyordu.

Dipnotlar:

1- Tarihçe-i Hayat, s. 432. 2- Sözler, s. 665.

09.03.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.03.2007) - Dilârâ’nın gittiği yer

  (07.03.2007) - Eğitimin en büyüğü

  (06.03.2007) - İnsana hizmet

  (04.03.2007) - Büyüklüğün ölçüsü

  (03.03.2007) - Gençliği sevmek

  (02.03.2007) - Evlendirirken dikkat

  (01.03.2007) - Emanet sahibi

  (28.02.2007) - Şefkatle yaklaşınca

  (27.02.2007) - Rezil olmamak için

  (26.02.2007) - Nedir dünya?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004