Hz. Ömer’in bir gün ağladığını görenler hayretle sormuşlar: “N’oldu ey Mü’minlerin Emiri, niye ağlıyorsun, bir şey mi var?”
“Dicle kenarında bir koyunu bir kurt kapsa, Ömer’den sorar adl-i İlâhî onu” diye cevap vermiş.
“Ya gerekli tedbirleri almaz, emniyeti sağlayamazsam?” diye titriyor Hz. Ömer.
“Dicle üzerindeki bir köprünün çatlağına bir koyunun ayağı takılsa kırılsa yine adl-i İlâhî Ömer’den sorar onu” diyor.
“Ya işimi sağlam yapmaz, köprüde çatlak patlak bırakırsam ne’olur benim hâlim?” diye inliyor Hz. Ömer.
Bu, idareciliğin sorumluluğunu gösteren bir hassasiyetin ifadesi. Kim olursa olsun bir makama geçmişse o makamın gereklerini, sorumluluklarını yerine getirmeli; işini en iyi, en sağlam ve eksiksiz şekilde yapmalı. İslâm bizden bunu istiyor. Peygamberimiz (asm), “Allah işi sağlam yapmayı sever” buyurmuyor mu? Esmâ-i Hüsna diye bildiğimiz, kâinatta güzel, mükemmel tecellilerini gördüğümüz Allah’ın güzel isimleri bunu gerektiriyor. Üstelik işi sağlam yapmak tevekkülün de gereği. İnsanlığın geldiği nokta da bu. Demek bazı özelliklerini hayranlıkla yâd ettiğimiz Avrupa, dinimizin bu emirlerini almış uyguluyor.
Birkaç gün önce İstanbul Bahçelievler’deki üstü kartonla örtülmüş kanalizasyon kuyusuna düşen Dilara’nın ölümü bize bunları çağrıştırdı.
Gönül arzu ediyor ki bu tip olaylar tekrarlanmasın. Ama işin sorumlularını cezalandırmak meseleyi çözmeye yetmez. Neslimize ailede, okulda, toplumda zararlara, tehlikelere sebep olabilecek davranışlardan uzak kalma bilincini ve sorumluluğunu vermedikçe benzer olaylara rastlamaktan kurtulamayız. Yıllardır yol kenarında bu tip üstü açık kuyular, gelişigüzel yapılmış kazıları görünce hep bunları düşünürüm. Bu çukurlara sadece çocuklar değil, dalgınlıkla büyükler de düşebilir.
Ya yol ortasındaki çukurlara ne demeli? Yağmurların, sellerin yolları bozduğu bir gerçek. Ama o çukurların uzun süre öyle kalması hoş görülebilir mi? Farkında olmadan arabanız çukura düşmüşse iflâhı söküldü demektir.
Deveye demişler, “Boynun eğri.” “Nerem doğru ki!” demiş. Böyle demiyoruz biz. Eskiye göre çok mesafe alındı, güzel çalışmalar yapılıyor. Ama bazan bir ihmal, bir umursamazlık, bir vurdumduymazlık, bir geçiştirme çok şeylere mal olabiliyor.
İşi temiz, güzel, sağlam ve mükemmel yapmanın lezzetini tatmak lâzım. Bu hizmet aşkını da getiriyor.
06.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|