6 Mart Salı günü gazetemizde çıkan bir haberde yağmur altında yapılan yağmur duâsından söz ediliyordu. Bursa Karacabey ilçesinde üç aydır süregelmekte olan kuraklık sebebiyle çocuklar da alınıp yağmur duâsına çıkılmıştı.
Miniklerin de hazır bulunduğu duâda daha eller yere indirilmeden yağmur sağnak sağnak boşalmaya başlamıştı.
İnsan gerçekten aciz bir varlık. Her an Allah’a muhtaç. Hayat kaynağımız olan güneş her sabah doğar batar da önemini pek idrak edemeyiz. Havayı her an teneffüs ederiz de ne kadar vazgeçilmez bir nimet olduğunu ancak pis veya havasız bir yerde kaldığımızda anlarız.
Ya rahmet adıyla yâd ettiğimiz yağmur? Onun da ancak kuraklık anında kıymetini anlar, yağmur duâsına çıkma ihtiyacını hisseder ve duâlarımıza cevap verildiğini görünce de yüzlerimiz güler.
Aslında Kur’ân bize sadece sıkıntı ve yokluk anlarında değil her an, her dakika Allah’a muhtaç olduğumuz dersini verir. Günde beş defa durduğumuz İlâhî dergâhta, “Ancak Sana ibadet eder ve ancak Senden yardım dileriz” duâsını en az kırk defa zikretmez miyiz? Allah, kulunun ihtiyacını her an Rabbine dile getirmesinden hoşlanır. Rahatlık ve bolluk dönemlerinde hatırlamayıp da sadece sıkıntı anlarında Ona yönelmek saygısızlık sayılmaz mı?
Fotoğraflarını eğer görmüşseniz minikler bayağı yer tutuyor yağmur duâsında. Belki de Cenâb-ı Hak o masumlar hürmetine rahmetini gönderiyor. Ve duânın kabulü için o masumlar gibi günahlardan ciddî bir tevbe edip tertemiz olmak, hepsinden önemlisi Rabbimize olan ihtiyacımızı her an, özellikle böylesi sıkıntı anlarında daha çok hissetmek ve ona göre içtenlikle duâ etmek gerekiyor.
“Gerçi yağmur namazının zahir neticesi yağmurun gelmesidir, fakat asıl hakikî, en menfaatli neticesi ve en güzel ve tatlı meyvesi şudur ki: Herkes o vaziyette anlar ki, onun tayinini veren babası, hanesi, dükkânı değil, belki onun tayinini ve yemeğini veren, koca bulutları sünger gibi ve zemin yüzünü bir tarla gibi tasarrufunda bulunduran bir Zât, onu besliyor, rızkını veriyor. Hatta en küçük bir çocuk da—daima aç olduğu vakit validesine yalvarmaya alışmışken—o yağmur duâsında küçük fikrinde büyük ve geniş bu mânâyı anlar ki, ‘Bu dünyayı bir hane gibi idare eden bir Zât, hem beni, hem bu çocukları, hem validelerimizi besliyor, rızıklarını veriyor. O vermese başkalarının faydası olmaz. Öyle ise Ona yalvarmalıyız’ der, tam imanlı bir çocuk olur.”1
Evet, Allah’ı daha çok hatırlatıyor kuraklık gibi musibetler.
Dipnotlar: 1- Emirdağ Lâhikası, s. 31.
10.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|