“Affedilmeyen” (atv) yeni bir dizi... Ama konusuna bakıyorsunuz, bildik... Yani konu eski.
Mafya, intikam, her şey var. Ha, bu dizide “baronlar” bile var.
Dizinin sloganı bile bildik:
“En büyük intikam affetmektir!”
Güneydoğu’da gazi olarak dönen dizi karakterimiz, nişanlısı ile evlilik hazırlığı içindedir.
Birden babasının meşhur bir kabadayı olduğunu öğrenir. Babası onu yıllar sonra hatırlar ve yanına çağırır, gitmez. Kabadayı öldürülür. Düşmanları kahramanımızın nişanlısını da öldürür. Olaylar gelişir, falan filan.
RTÜK biliyorum incelemeye alacaktır.
Konu bu değil.
Madem Kurtlar Vadisi’ni kaldırdınız, onun benzeri dizileri ne yapacaksınız?
Yeni dizilerin çoğunu, bu kategoriye sokmak mümkün.
ŞEKER UYARISI
Bir okuyucum uyardı. Diyor ki:
“Arasıra internetten gıda raporlarına bakıyorum. Birinde jelatinli bir şekerin domuz jelatini ile yapıldığını gördüm. Geçen haftanın birinde televizyonda bu tür şekerlemelerin reklâmını izlediğimde konuyla sizi bilgilendireyim dedim. Çok üzüldüm.”
Bunun üzerine internetten adı geçen şekerle ilgili ufak bir araştırma yaptım.
Meğer “net” dünyasında da tartışılıyormuş.
Araştırmada çıkardığım sonu şu:
Jelibon’un Türkiye’ye gelişi 1980’lerin ortasına rastlar. Bu pazarda ilk ürünü Jelibon-gummy bears adıyla piyasaya sürülmüş. Daha sonra ayıcıklı modeli takip eden ve yaygınlaşan ikinci jelibon türü kolalıymış.
1990’larda üreticiler ağırlıklı olarak tropikal hayvanlardan oluşan jelibon tam-tam serisini üretmiş.
Jelibon popülaritesinden yararlanmak isteyen şekerleme sanayii, ilginç girişimlere imza atmış. Büyük plastik bir kavanozda, açık satılan yüzlerce küçük jelibon olarak özetlenebilecek bu girişimin en büyük özelliği, bakkallardan ambalajsız olarak satılan şekerlemelerdi. Bakkallar bu açıkta satılan şekerlemeleri kuşe kâğıtlı gazete ekinde külah yaparak koyarlardı.
Bakkallar 90’larla beraber açık yiyecek olayından vazgeçti... Halley, Topitop ve Çokonat devri başladı. Amatör mamuller ve ithal şekerler gırla..
Meyve özlü, sağlıklı vitaminli sloganları piyasayı hallaç pamuğu gibi savururken, jelibon ve türevlerinin sağlıksız olduğu imajı yayıldı. 90’ların başında zirveye ulaşan jelibon piyasası geri plana düştü.
Lâfı şuraya getireceğim:
Jelibon’un 200’li yıllarda tekrar canlanmasının sebebi Haribo’nun iç piyasaya girişidir deniliyor. Yıllardır Almanya kanalıyla yenilen bu şekerleme piyasaya girmiş oldu.
İddialar da peşi sıra geldi. Okuyucumuzun hassasiyeti bu yönde... Domuz jelatini filan.
Şeker firmasının açıklaması da internet sitesinde yayınlanan görüşü şöyle:
“Bu jelatinli yumuşak şekerlemelerde kullanılan jelatinin domuz jelatini olduğu Almanya’daki firmanın yazısı ve laboratuar test raporu ile ortaya konmuştur. Kaldı ki, sığır, koyun ya da tavuk kökenli olsa bile helâl kesim olmadığı için bu hayvanların kemik ve derilerinden yapılan jelatinin de helâl olamayacağı açıktır. Bu defa Almanya’dan bir kardeşimiz, firmaya yaptığı bir müracaat üzerine, firmadan gönderilen bir yazıyı bize de göndermiştir. Almanca yazılmış yazı metni şöyledir” deniyor ve Almanca metni aynen yayınlıyor.
Bir başka açıklamada ise:
“Jelâtin içeren ürünlerimiz özel olarak domuz jelâtini ile üretilmektedir. Mamafih, ayrıca vejeteryanlar ve İslâm inancına sahip olanlar için de modifiye nişastadan ve agaragardan yapılmış yumuşak şekerlerimiz vardır. Bunlar hayvansal maddelerden yapılmamıştır” diyor.
Anlaşılıyor ki, okuyucumuzun uyarısı yerinde. Firmanın ismini vermeyeceğim, ama ebeveynler çocuklarına alacağı şekerlere biraz daha dikkat etsin.
10.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|