Akrabalarla ilgiyi kesmeyi, dinimiz “büyük günahlar”dan saymıştır. Vatanını, milletini, ülkesini, şehrini, ilçesini, kasabasını ve köyünü ihmal edip ilgiyi kesmeyi hoş görmemiştir.
Hayat samimi dostlar ile güzelleşir, mânâ ve önem kazanır.
Evliya Çelebi, rüyasında, Peygamber Efendimizi (asm) görünce, heyecanından “Şefaat ya Resûlallah!” diyeceği yerde “Seyahat ya Resûlallah! ” deyince yollara düşmüş. Bir ucu Yemen, bir ucu Balkanlar’a uzanan Osmanlı diyarını, karış karış dolaşarak, “Seyahatname” adı altında bir külliyat meydana getirmiş.
Bu aciz de, sadece Hakkari ilinin dışında bütün illerimizi, bazı illerimizi de müteaddit defalar gördü.
Bir fuar vesilesi ile Afyonkarahisar ilinde birkaç gün kaldım. Bu arada Yeni Asya Gazetesi yazarı Latif Salihoğlu’nun Bediüzzaman ile ilgili bir seminerine katılma imkânı buldum. Tarihî seyir içinde Said Nursî Hazretlerinin mesajlarını dinleme fırsatı buldum.
Sonra İzmir ilimize geçtim. İşte asıl temas etmek istediğim nokta burası. İzmir’in benim hayatımda önemli bir yeri vardır. Çünkü 1973 yılında Risâle-i Nurları İzmir’in Tire ilçesinde tanıdım. Daha doğrusu, ilçenin nazik ve fedakâr insanlarının sayesinde. Adeta Tire, benim için yeni bir doğumun başlangıcını gösteriyordu.
İzmir, Tire, Bayındır, Ödemiş. Birkaç yılda bir bu aziz beldeleri ve bu beldenin mütebessim insanlarının tatlı simalarını görmek, onların örnek davranış hallerinden ders almak...
Afyon ve çevresindeki dostları ve İzmirliler’i görünce maddî ve manevî baharı birlikte yaşadım.
15.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|