Faruk ÇAKIR |
|
Siyasette bir gün |
Siyasette ‘bir gün’ün bazen ‘bin gün’ gibi uzun olduğu ve önemli neticeler doğurduğu söylenir, ama insanlar buna pek de inanmak istemezler. “Bu günden yarına ne değişecek ki?” deyip, bugünkü hâl ve gidişe bakılarak yorumlar, değerlendirmeler ve tahliller yapılır. Neticede tahmin edilmeyen, beklenmeyen ve umulmayan gelişmeler ve değişmeler olur; yapılan tahlin ve analizler de ‘çöp’e gider. Dün de siyasette bir günün çok uzun olduğu hakikatini bir defa daha görmüş olduk. Sabah saatlerinde CHP Genel Başkanı olan ve iktidara karşı ‘kavgacı’ bir muhalefet sürdüren Deniz Baykal, öğleden sonra genel başkanlıktan istifa ederek yeni bir sayfanın açılmasına sebep oldu. 20 gün önce birisi çıkıp, “Baykal istifa edecek. CHP’de değişmeler olacak ve siyasette kartlar yeniden karılacak” deseydi kim inanırdı? Doğrusu inanmak için de pek bir sebep görülmüyordu. Çünkü Baykal, en çetin kurultaylardan da ‘başarı’yla lider olarak çıkmış ve kolay kolay koltuğu başkasına bırakmaya niyetli olmadığını göstermişti. Fakat “Gün doğmadan neler doğar” ve “Siyasette bir gün çok uzundur” tesbiti bir defa daha doğrulandı ve hem Türkiye’nin hem de CHP’nin gündemi baştan sona sarsıldı, değişti. Baykal, TV’lerden canlı yayınlanan konuşmasında iktidar mensuplarını ağır bir dille itham etti. “Komplodur” dedi, ama bundan “İddia edilen hadise yaşanmamıştır” anlamı çıkmadı. Ecdadımız, “Ne oldum deme, ne olacağım de!” demiş. Aslında tarihe mal olan bu tesbitleri her zaman ‘kulağımızda küpe’ olarak görmeli ve “yarın”ı, bir adım sonra da “ahireti” düşünmeliyiz. Bu istifa şunu da gösterdi: İktidarı elinde tutanlar da kendilerinin ilelebed oralarda oturacağını düşünmesin. Siyasette bir gün bile uzun olduğuna göre, yıllar sonrasını ‘çantada keklik’ olarak görmemek gerekir. Siyasetin geleceğine yönelik yapılan yorumlarda da buna dikkat etmek şart. Bugünden bakıp, “Şöyle olacak, böyle olacak. O halde biz de şöyle yapalım” demek her zaman doğru netice vermez. Siyasî tıkanıklıkların nasıl aşılacağı tartışılırken, bugün için gündemde olmayan ve gündemde olmasına da ihtimal verilmeyen siyasî anlayışların yarın bir gün Türkiye’nin birinci gündem maddesi olmayacağına hiç kimse garanti veremez. Siyasî değerlendirmeler yapan ‘uzman’lar önümüzdeki yılların siyasî haritasını çizerken, ‘demokrat misyon’a hiç yer vermiyorlar. Onlara göre bu misyon söndü. Böyle düşünenlere Baykal’ın istifa ettiği gün bir şeyler hatırlatmalı. Nasıl ki ‘dün’ün genel başkanı bugün o koltukta oturmuyor, bugünün iktidar sahipleri de yarın o koltuklarda oturmayabilirler. Hiç ihtimal verilmeyen ve ‘öldü’ diye bakılan ‘demokrat misyon’ da bir çınar gibi filiz verir ve boy atar. “İyi de bunu gösteren hiç bir emare yok ki!” diyenler ilk bakışta haklı olabilirler. Ama unutmayalım: Siyasette bir gün bazen bin gün gibi neticeler doğurabilir ve bugün ihtimal verilmeyen hadiseler yarın gerçek olabilir. “Ne oldum değil, ne olacağım” diyelim ve gelecek günlerin sürpriz gelişmelere gebe olabileceğini hiç bir zaman akıldan çıkarmayalım. 11.05.2010 E-Posta: [email protected] |