Faruk ÇAKIR |
|
Korkunç yasağa karşı cesur çıkış |
Yıllardan beri söylüyoruz, sona ermediği sürece yıllarca daha söylemeye devam edeceğiz ki Türkiye’yi idare edenlerin yaptığı en büyük yanlış, başörtüsüne yasak uygulamaktır. Bu öyle bir yasak ki, hem kanunsuz hem de insafsız... Büyük çoğunluk bu yasağa karşı, ama yasakçıların inadı da inat! Dünya yıkılsa, Türkiye’nin ekonomisi ve sanayisi çökse; onlar için hiç fark etmez, yeter ki yasak devam etsin! Peki bu haksız, hukuksuz ve kanunsuz başörtüsü yasağı böyle sürüp gidebilir mi? Gidemez, gitmemeli ve İnşallah gitmeyecek. Çünkü başörtüsü yasağına karşı çıkanlar ve sona ermesini isteyenler sadece başı örtülü olanlar ve aileleri değil, başı açık olanlar da artık bu yasağın ‘korkunç’ olduğunu ifade ediyorlar. Kanunsuz yasağa cesaretle karşı çıkan isimlere bir ilâve daha var: Lale Mansur. Arkadaşımız Hasan Hüseyin Kemal’e yaptığı açıklamada Mansur şunları söylemiş: *Daha önce, gençken başörtüsü ve çarşaf benim için kabul edilemez bir şeydi. Ancak Anadolu’yu gezdikçe durumun farkına vardım. (...) Başörtüsü konusunda tartıştığımız bir arkadaşım var. (...) Sonuçta düşünce tartışması yapıyoruz bu da çok normal… *Benim de bir reaksiyonum vardı. Daha sonra gördüm ki çok değişik insanlar var. Beyin olarak geniş görüşlü biri başörtülü olabiliyor. İnanç başka bir şey, onu sorgulayamazsınız. Avrupa’da Katolik bir çok insan var. İnsanlar ne şekilde yaşamak istiyorlarsa öyle yaşamalılar. Ben başörtüsüne destek olarak birlikte fotoğraf çektirenlerden biriyim. Eğer başımı kapatmam gerektiğine inansaydım beni kimse tutamazdı! *(Soru: Üniversitedeki başörtüsü yasağına ne diyorsunuz?) Korkunç… Korkunç… Bizde, kendisini başkasının yerine koymak çok eksik bir duygu. “Onun yerinde olsaydım, onun doğduğu çevreye doğsaydım, onlardan biri olsaydım” anlayışının tam tersine müthiş bir ötekileştirme var. Şunu görmek lâzım ki, Lale Mansur gibi isimler de başörtüsü yasağını ‘Korkunç... Korkunç...’ olarak adlandırmaya başladıklarına göre yasağın devam etmesi mümkün değil. Ama daha da önemli olan bir nokta şudur: Mansur ne diyor? “Eğer başımı kapatmam gerektiğine inansaydım beni kimse tutamazdı!” Bu çok önemli bir ifade. Bir inanç, bir kararlılık göstergesi. “Eğer başımı kapatmam gerektiğine inansaydım beni kimse tutamazdı!” diyenlerin sayısı her geçen gün arttığına göre başörtüsü yasağında direnenler kaybetmeye mecbur ve mahkûmdurlar. Şu da çok önemli ki, bu yönde görüş beyan eden ve yasağı savunanlara karşı cesur çıkışlara imza atanların sayısı her geçen gün artıyor. Bununla birlikte, bu konularda asıl konuşması gerekenlerin nisbeten sustuğu ve ‘inzivaya çekildiği’ de bir gerçek. Dünün ‘mücahit’lerinin işi oluruna bırakması normal midir? Sanki başörtüsü yasağı uygulanmıyormuş gibi davranmak, milyonları mağdur eden haksız ve kanunsuz yasak karşısında sessiz kalmak Türkiye’yi idare edenlere yakışmıyor. Türkiye’nin önünü tıkayan ve ufkunu karartan bu ‘korkunç yasağa’ karşı cesur çıkışların devamının gelmesini ve yasağın bir an önce bütün neticeleriyle birlikte sona ermesini temenni ediyoruz. 10.05.2010 E-Posta: [email protected] |