Ali FERŞADOĞLU |
|
İfsat komitelerinin tuzağı: İslâmofobi |
Batı’da İslâmî gelişmeler hızla devam ediyor. Ne var ki, bir kısım mihrakların İslâmiyet’e karşı korku ve önyargıları körüklediği gözleniyor. “İfsat, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerinin“, İslâmiyete olan akını durdurmak için dehşetli planlar yaptıkları, oyunlar ve tuzaklar kurdukları sır değil. 11 Eylül’de ABD’deki Dünya Ticaret Merkezi kulelerine ve ardından Madrid ve Londra’daki bombalı saldırılardan sonra, İslâm’ın âdeta şiddet ve terörün kaynağı olarak gösterilmesi, bunun günümüzdeki en dehşetli örneklerinden birisi. Zira, çocuk aklı dahi kestirir ki, Afganistan dağlarındaki Usame Bin Ladin, teknik ve teknolojinin son harikalarıyla, kitle iletişim ve haberleşme harikalarıyla donanmış olan ABD’ye karşı bu saldırıya yapamaz! Avrupa’da olduğu gibi, İsviçre’de de, İslamofobi (İslâm korkusu) imajı yaygınlaştırılmak istendiği gözden kaçmıyor. Barışın, emniyetin, güvenin kaynağı olan İslâm, kasıtlı olarrak “terörizm“ ile eş anlamlıymış gibi gösteriliyor. Entellektüeller bile, “Yani sizin dininiz de, Hz. İsa’nınki gibi sevgi dini mi?“ diye sorabiliyor. Aydını böyle düşünürse, sıradan vatandaşların nasıl iğdiş edileceğini tahmin etmek zor değil. Ki, Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi’nin (EUMC) 2006 yılında yayımlamış olduğu raporda, Avrupa’daki Müslümanların istihdam, eğitim ve barınma başta olmak üzere hayatın neredeyse tüm alanlarında dışlanarak ayrımcılığa maruz kaldığı ifade ediliyor. Ne yazık ki, İslamofobi, sözlü tehditlerden, kişi ve mülke yapılan fizikî saldırılara kadar uzanabiliyor. Üstelik, raporda Avrupalı Müslümanlara karşı yapılan ayrımcılığın ve İslamofobik olayların yayılım ve mahiyetleri yeterince belgelenip rapor edilmiyor. İslamofobinin en ilginç göstergelerinden birisi, “Minare Yapımına Hayır” adı altında düzenlenen kampanyalar. Batı’da her ne kadar demokrasi, insan hak ve hürriyetleri gelişse de, bazı gruplarda başkalarının dinine, inançlarına, sembollerine karşı bir tepki yerleşmiş. Burada önem arz eden şey; bu ülkelerde yaşayan Müslümanların, İslâmın özellklerini, güzelliklerini, ahlâkını, fiilleriyle izhar etmeleri, açıklamaları. Yani, iman esaslarını özümseyip benimsemeleri, İslâm şartlarını ifa etmeleri ve baştan ayağa nezaket, nezahet olan İslâm ahlâkını sergilemeleridir. İslâma ve Müslümanlara karşı önyargılar ancak İslâmı fiilen yaşamakla kırılabilir. 11.05.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |