Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Millî Güvenlik kitabı |
Millî Güvenlik Bilgisi ders kitabındaki laiklik ve irtica bahisleri öyle bir üslûpla anlatılıyor ki, bunları yıllardır medyada mâlûm merkezlerden servis edilerek yayınlanan irtica raporlarından ya da komutanlıkların devir-teslim törenlerinde yapılan benzer muhtevaya sahip konuşmalardan ve “gizli anayasa-kırmızı kitap” olarak adlandırılan Millî Güvenlik Siyaset Belgesindeki ifadelerden ayırd edebilmek kesinlikle mümkün değil. (...) Denilebilir ki: “Bu ders, adı üstünde Millî Güvenlik Bilgisi. Elbette askerin üslûbunu yansıtacak.” İyi, ama bir defa liseler askerî okul veya kışla değil; ikincisi asker adına yıllardır ısrarla sürdürülen bu katı ve itici üslûbun geniş toplum kesimlerini ne kadar rahatsız edip incittiği ortadayken, bunu liselere taşımanın anlamı ne? Üstelik bu kitap, “laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı” olmakla suçlanan, bu yüzden daha yeni yargılanıp kapatılmaktan kılpayıyla kurtulan bir partinin iktidarında, okullarda okutuluyor. (...) Okullarda böylesi kitapları okutan bir iktidar, nasıl oluyor da hâlâ “irtica” ile suçlanabiliyor? ««« “İrticaî unsurların, din perdesi altında her alanda Atatürk’e ve onun inkılâplarına saldırısı devam etmektedir” gibi, mâlûm istihbarat raporlarında veya kırmızı kitap-mavi kitap olarak da anılan “gizli” Millî Güvenlik Siyaset Belgesinde geçmesine “alışık” olduğumuz bir cümlenin, liselerde okutulan bir ders kitabında işi ne? Bu kitabı okuyan lise öğrencisi “irticaî unsurlar”dan neyi anlayacak? “Din perdesi altında devam eden saldırılar” ifadesinden nasıl bir anlam çıkaracak? Zihninde nasıl bir tablo oluşacak? Peki, hemen peşinden gelen “Bu topraklarda yüzyıllardan beridir yönetime egemen olmak isteyen irtica, bugün olduğu gibi gelecekte de halkımızın masumane inançlarını kullanarak çok farklı yöntemlerle iktidarı ele geçirmeye çalışacaktır” şeklindeki iddialı cümleye ne demeli? “Yüzyıllardan beridir bu topraklarda yönetime egemen olmak isteyen irtica” ile ne kast ediliyor? Ve aynı irticanın, “bugün olduğu gibi gelecekte de çok farklı yöntemlerle iktidarı ele geçirmeye çalışacağı” kehanetinin dayanağı ne? Nedir bu ”çok farklı yöntemler?” “Halkımızın masumane inançları” ne şekilde kullanılıyor? Ve “irtica heyûlâsı” ne zaman Türkiye’yi ele geçirecek? Vaktiyle komünizm için seslendirilen “Bu kış ülkeye hakim olacak” korkusunun, şimdi de ne olduğu meçhul “irtica” için dile getirilmesi ve üstelik bunun bir lise ders kitabında yapılması, akılla izahı pek kolay birşey olmasa gerek. Kaldı ki, bu satırlarla verilmek istenen mesaj açısından dahi, son derece karışık, muğlâk, kafa karıştırıcı ifadeler bunlar. Ve aynı zamanda sıkıntılarımızın en önemli sebeplerinden biri olan “halka güvensizliği” yansıtıyor; “Cahil halk, masumane inançlarının irtica tarafından sinsice kullanıldığının farkında değil” mesajı veriyorlar. 28 Şubat söyleminin tipik bir örneğini oluşturan bu sözlerin bir lise ders kitabında da karşımıza çıkması, kabul edilebilecek birşey değil. İnkılâp Tarihi kitabının tepkiler üzerine iptal edilen bölümünde 28 Şubat anlatılırken, “Laiklik karşıtı eylem ve söylemlerin artması üzerine, Millî Güvenlik Kurulu hükümeti uyardı” deniliyordu. Millî Güvenlik Bilgisi kitabında ise bu söylem çok daha ileri boyutlarda sürdürülüyor. ««« Yukarıdaki pasajlar, 18 ve 23 Eylül 2008 tarihlerinde bu köşede çıkan yazılardan alındı. Ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı, o günlerde Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, Millî Güvenlik Bilgisi kitabındaki söz konusu ifadeleri incelemeye aldıklarını bildirdi. Ama aradan bir buçuk seneyi aşkın bir zaman geçmesine rağmen, bir gelişme olmadı. Ne ders kitabında olumlu anlamda bir değişiklik yapıldı; ne de şimdiki Millî Eğitim Bakanının söylediği gibi, bu derslere askerlerin girmemesi konusunda bir ilerleme sağlanabildi... 28.04.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (27.04.2010) - Millî Güvenlik dersi (24.04.2010) - Paketle uğraşırken (22.04.2010) - Hayra alâmet değil (21.04.2010) - Baykal Said Nursî’yi okumalı |