Faruk ÇAKIR |
|
Bayramın tadı |
Birinci teravih, birinci oruç derken; sonuncuları da geride bırakmak nasip oldu. Bugün Ramazan Bayramının ilk günü. İslâm dünyasında yaşanan acı ve sıkıntılara rağmen bütün Müslümanlar bu günleri idrak etmenin mutluluğunu yaşıyor. Bu yılki Ramazan ayı geneli itibarıyla güzelliklerle dolu bir şekilde idrak edildi. Elbette başta Irak ve Afganistan olmak üzere kanın ve gözyaşlarının sel olup aktığı İslâm beldeleri de vardı, fakat geçmiş yıllara nisbetle daha huzurlu bir Ramazan ayını geride bıraktığımızı söylemek mümkün. İdrak ettiğimiz Ramazan Bayramı günlerinde de bir belâ ve musîbete maruz kalmayız İnşallah. Uzun yıllar sonra ‘yaz Ramazanı’nı idrak etmiş olmamız, beraberinde oruç tutanlar ve tutmayanların sayısıyla ilgili tartışmaları da gündeme getirmişti. O tartışmalar geride kalırken yeni bir tartışmaya kapı açılmış gibi görünüyor. Gerek şirketler ve gerekse siyasî partiler çeşitli yollarla bayramımızı tebrik ediyor. Kimi gazete ilânı vererek, kimi de daha görünür olmak maksadıyla sokaklara ya da caddelere ‘afiş’ asmayı tercih ediyor. İstanbul caddelerinde sıklıkla rastlandığı üzere siyasî partiler bu konuda daha iddialı. Hemen her yerde çeşitli partilerin il ya da ilçe başkanlarının astırdığı ‘bayram tebrik pankartı’nı görmek mümkün. Tabiî bu pankartlar sadece vatandaşın bayramını tebrik etmekle kalmıyor, aynı zamanda partilerin dünya görüşlerini de yansıtıyor. Meselâ, CHP’nin astırdığı bayram afişinde “Şeker Bayramı” kutlanırken, DP’ninkinde “Ramazan bayramı” tebrik ediliyor. Elbette doğru olan “Ramazan Bayramı”nı tebrik etmektir. CHP’nin yıllardan beri tekrarladığı yanlışı devam ettirmesi tam ibretlik. Seçimlerden önce çeşitli ‘açılım’lar yaptıklarını söylemişlerdi. Bunca yıl sonra hâlâ ‘şeker bayramı’ demekle milletin değerlerine ne kadar ters düştüklerinin farkına varmıyorlar mı? Milletimizin idrak ettiği bayrama “Ramazan bayramı” demekle irticaya taviz vermiş olacaklarını düşünüyorlarsa hata içinde hata ediyorlar. Çünkü bu yolla milletin değerleriyle barışmaları mümkün olmaz. İsteyen araştırma yapabilir: Milletin neredeyse tamamı Ramazan bayramına “Ramazan bayramı” demekte ve öyle de idrak etmektedir. Çok küçük bir azınlık ise ısrarla “Şeker bayramı” demeyi sürdürüyor. “Ne fark eder?” denilmesin. Bu tavır bir anlayışı, bir yaklaşımı gösteriyor. Herkesin “Ramazan Bayramı” dediği bir bayrama ısrarla “Şeker bayramı” demek; geride kalmış olması gereken “Millete rağmen millet için” anlayışının bir tezahürüdür. Bu bayram, tutulan bir aylık oruçtan sonra mü’minlere bir hediye olduğuna göre, bunu Ramazan’dan ayrı düşünmek, farklı değerlendirmeler yapmak doğru değildir. Bir siyasî parti, başka gerekçeler olmasa bile bir ay boyunca oruç tutanlara saygı gereği bu bayrama “Ramazan bayramı” demelidir. Ramazan bayramına ısrarla ‘şeker bayramı’ demek ve bunu tebrik afişleriyle ilân etmek en hafif tabiriyle yakışık olmaz. Milletle barışma iddiasında olan parti ve kurumların buna dikkat etmeleri kendi menfaatleri icabıdır. Bu vesile ile Ramazan bayramınızı tebrik eder, hayırlara vesile omasını dileriz. 20.09.2009 E-Posta: [email protected] |