20 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

İştirak-i a’mâl-i uhrevî üzerine - 2


A+ | A-

Abdunnur Bey: “Risâle-i Nûr’un mesleğinde iştirâk-i amâl-i uhrevî düsturu var. Bu düsturu biraz açar mısınız? Yani tanımadığımız Nur hizmetindeki kardeşlerimizin de sevaplarından hissedâr olabiliyor muyuz? Üstad; “herkes derecesine göre hissedâr olur” diyor... Burada “derecesi” ne demek? Meselâ, Emirdağ Lâhikasında Ali Osman’ın yazdığı kitapları başka vilâyetlere vermesinden dolayı ona daha geniş sahada sevap kazandıracağını söylüyor. Burada ben şunu anlıyorum: “Demek, sevabına hissedâr olacağımız şahıslar tanıdık olacaklar ve bizim mahsulümüz olacak.” Ne dersiniz?”

Dünden devam:

İştirâk-i amâl-i uhrevî düsturuna göre:

1- Hiç kimse kendisi adına hareket etmez; herkes “biz” şuuru adına hareket eder. Böylece enâniyetin tehlikelerinden ve hatâlardan uzak kalır. Çünkü kendisi yoktur ve her adımını “biz” içindeki istişâre ile atar. İstişâre eden yanılmaz, hatâlardan korunur.

2- Biz havuzu büyük bir güç birliği sağlar. Böylece az, çok olur. İki kişi on bir kuvvetinde olur. On altı birleşik kardeşin kuvveti dört binden geçer.4 Bu güç birliği ile, havuzdakiler, büyük hizmetlere imzâ atabilecek bir kudrete sahip olurlar; fakat yıkıcı gurur ve riyâya da meydan vermezler. Çünkü gurur ve riyâ “biz havuzuna” giremez.

3- Havuzda enaniyet ve benlik olmadığından herkes yek diğerinin hatâsını ve kusurunu affeder; ancak kendi kusurunu affetmez ve kendini ıslâh ile meşgul olur. İnsanın kendi kusurlarıyla meşgul olması, ben dâvâsına atılan en büyük darbedir. Bu hayırlı darbe, biz şuuru açısından kazanımdır. Çünkü herkesin kendi kusurlarıyla meşgul olması ve kardeşini kusurlarından dolayı itham etmemesi kardeşler arasında barışın, birlik ve kaynaşmanın yaşanmasına zemin teşkil eder. Havuzda bulunan kardeşlerde fânî olmak sırrı (fenâ fi’l-ihvân, yani tefânî sırrı) böylece hayata geçmiş olur.

4- Biz şuuru ile hareket edenler arasında tembellik, atâlet, ümitsizlik, kötümserlik, bedbinlik, yıkılmışlık, mağlûbiyet hissi bulunmaz. Biz şuuru ile hareket eden dâimâ zaferdedir, dâimâ üstündür, dâimâ ümit içindedir, dâimâ ileri atılır, dâimâ iyi olan şeyleri ve başarıları konuşur. Kötü örnekler üzerinde durmaz.

5- Havuz şuuru, şahıslara nispetle Allah’ın rızâsına daha yakındır. Çünkü bizim sosyalleşmemizi ve birlikte hareket etmemizi isteyen Cenâb-ı Hak’tır. “Toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılmayın.”5 âyeti uhrevî hizmetlerde birlikte adım atmayı emreder.

6- Allah’ın rızâsını biz şuuru ile kazanmak, tek başına kazanmaktan daha kolaydır. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) Allah’ın rahmet ve rızâsının, feyiz ve bereketinin “biz şuuruna ermiş cemaat” üzerine indiğini bildirmiştir.6 “Allah’ın eli cemaat üzerindedir.” 7 hadisinin sırrı bu olduğu gibi, cemaatle kılınan namazda yirmi beş derece fazla sevap müjdelenmesinin sırrı ve hikmeti de budur.8

7- Biz şuuru ile hareket edenler halkın beğenisini değil, Allah‘ın rızâsını esas alırlar. Allah dilerse zaten halkın beğenisi mümkün olabilecektir; fakat bunu istemek gizli şirk hükmündedir. Bediüzzaman Hazretlerine göre, esâsen, halkın teveccühünün işe yaradığını söylemek mümkün de değildir. Bir işi için sultana müracaat eden adam, sultanı râzı etmişse, işi görülür. Râzı etmemiş ise, halkın iltimasıyla çok zahmet çeker. Bununla berâber yine sultanın izni gerekir. İzni de rızâsına bağlıdır.9

8- Üstad Bediüzzaman’a göre, ihlâsı elde etmek için biricik niyet, Allah rızâsını kazanmak olmalıdır. Eğer Allah râzı olursa bütün dünya küsse ehemmiyeti yoktur. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yoktur. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktizâ ederse; kul istemek talebinde olmadığı halde, halklara da kabul ettirir. Onları da râzı eder. Onun için hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızâsı esas maksat yapılmalıdır. Bu da en kâmil mânâda biz şuuruyla başarılır.10

9- Biz havuzundaki herkesin, havuzda bulunanların toplam hizmetinden hissedâr olmasında sözü edilen “derece”den maksat; bu havuzda “erime derecesi” olmalıdır. Fert, kendisini ne kadar havuza mal etti ise, benliğini ne kadar yok bildi ise, kendi rûhunu ne kadar havuz ile bütünleştirdi ise; o derece havuzun büyük sevaplarından hissedâr olur, o nispette şahsî hatâlardan da kurtulur.

Cenâb-ı Hak cümlemizi tam ihlâs ve istikamette muvaffak kılsın. Âmîn.

Dipnotlar:

4- Lem’alar, s. 165.

5- Âl-i İmrân Sûresi, 3/103.

6- Câmiü’s-Sağîr, 3/3040.

7- a.g.e., 2/2338, 3/3891.

8- a.g.e., 3/2821; Riyâzu’s-Sâlihîn, 10,1061,1062, 1067.

9- Mesnevî-i Nûriye, s. 156.

10- Lem’alar, s. 164.

20.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.08.2009) - İştirak-i a’mâl-i uhrevî üzerine - 1

  (17.08.2009) - Sevad-ı Azam üzerine

  (15.08.2009) - Rahmeti hak etmek

  (14.08.2009) - Hakkın hatırı âlîdir

  (13.08.2009) - Fenalığın dörtte biri

  (12.08.2009) - İstiâze cümlesi

  (11.08.2009) - Kabirde hayat

  (09.08.2009) - Eşler arası hukuka dikkat! (3)

  (08.08.2009) - Eşler arası nezaket ve hukuka dikkat! (2)

  (07.08.2009) - Eşler arası nezaket ve hukuka dikkat! (1)

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.