Şaban DÖĞEN |
|
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın!” |
Evs ve Hazreç, aralarında yüzyılı aşkın kan dâvâları bulunan Medineli iki düşman kabileydi. İslâmın gelişi herkese olduğu gibi onlara da rahmet oldu. Barıştılar, kardeş olup kaynaştılar. Kışın şiddetli fırtınaları, yerini baharın Nisan yağmurlarına terk etti. Ne var ki bu iki kabile arasındaki yakınlaşma, dostluk ve kardeşliği çekemeyenler vardı. Yahudiler bunlardandı. Yaşlı bir Yahudi onların bu hâlini gördükçe için için kahroldu. Onlar bir ve beraber oldukça çirkin hedeflerine uluşamayacaklardı. Din düşmanları her devirde olduğu gibi o devirde de yapacaklarını yaptılar. Plânlar hazırlandı. Gizli din düşmanlarından biri iyi bir dost kılığında bu iki kabilenin arasına girdi. Oturmuş tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. Hazmedemedi bunu. “Ne yapıp etmeli, bunları birbirlerine düşürmeli, eski günlerine döndürmeliyim” diye düşündü. Sinsice hareketlere başladı. Sohbete katılıp İslâmdan önce aralarında geçen savaşları hatırlattı. Birini över, diğerini kötüler mâhiyette sözler söyledi. Çok geçmeden tatlı sohbet sürtüşmeye dönüştü. Karşılıklı lâf atmalar başladı. Birbirlerini kötülüyorlar, kınayıcı, aşağılayıcı sözler ve beyitler söylüyorlardı. Sonunda kılıçlar kınlarından çıkarıldı. Bir hiç uğruna birbirlerine girecekler, kan gövdeyi götürecekti. Durumu öğrenen Peygamberimiz (a.s.m.) dizlerini ağrıtırcasına koşarak kavga yerine geldi. Öğütlerde bulundu. Şu meâldeki âyetleri okudu: “Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa öylece korkun. Ve son nefesinize kadar hakta sebat edin de, Müslümanlar olarak ölün. “Allah’ın dinine ve Kur’ân’a hep birlikte sımsıkı sarılın; ayrılığa düşüp dağılmayın. Bir de, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın ki, siz birbirinize düşman iken, O sizin kalblerinizi kaynaştırdı da, Onun nimeti sayesinde kardeş oluverdiniz. Siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız; Allah sizi oraya düşmekten kurtardı. Doğru yola erişesiniz diye, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor. “Allah’ın dinine sarılıp birlik olduğunuz gibi, içinizden bir de öyle bir topluluk bulunsun ki, onlar insanları hayra çağırsın, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendisidir.” 1 Âyetler Evs ve Hazreçlileri bayağı duygulandırdı. Yaptıklarına pişman oldular. Silâhlarını attılar. Gözyaşlarıyla sarmaş dolaş oldular. Fitneci düşman da kahrolup gitti. İslâm düşmanlarının taktikleri değişmedi. Böylesi mikropların bünyede hasar açmaması için manevî vitaminlerle beslenmek gerekmiyor mu?
Dipnot:
1. Âl–i İmran Sûresi: 103–104. 08.06.2009 E-Posta: [email protected] |