Dünya yeni bir yıla “katil devlet” imajını pekiştiren İsrail’in Gazze’de yaptığı katliâmlarla girdi.
İsrail geçtiğimiz Cumartesi günü başlattığı Gazze katliâmına devam ediyor. 400’e yakın ölü, 2 binin üzerinde yaralı olduğu söyleniyor. İsrail, arkasına hamisi ABD’yi alarak dünyadan gelen tepkilere aldırmadan camileri, okulları, hastaneleri, insanların yaşadığı evlerini bombalıyor, bebek, çocuk, yaşlı, kadın demeden vuruyor. Filistinli doktorların açıklamalarına göre hastanelerde vücudunda çizik dahi olmayan yüzlerce hasta bulunuyor. Yani, İsrail ya kendi yapımı, ya da ABD’den aldığı ve şu anda gizli tutulan bir silâhı Gazzeli masum insanlar üzerinde deniyor.
Birleşmiş Milletler’den saldırıların durdurulması için 3-4 kez uyarı yapmasına rağmen saldırılarına devam ediyor. ABD hariç Filistinlileri suçlayan bir ülke olmamasına rağmen dünya kınamakla kalıyor. Elbette kınanacak, protestolar yapılacak. Bunun yanında da bazı yaptırımlarla İsrail'in cezalandırılması da gerekiyor. Şımarık, dünyayı takmayan İsrail’in cezasız kalmaması dünya barışı için gerekli.
Ortadoğu, Avrupa ülkelerinde ve dünyanın pek çok ülkesinde halk ayakta, ama idareciler sessiz. Herhangi bir yaptırım konusunda harekete geçmekte gecikilirken, yüzlerce Filistinlinin kanı dökülmeye devam ediyor.
Ehud Olmert’in 22 Aralık 2008’de Türkiye’ye yaptığı ziyaret öncesinde saldırı plânlarının yapılmış olduğunun ortaya çıkması Türkiye’yi zor durumda bırakırken, “kandırılmış” pozisyona düşürdü. Çünkü 5 saat gibi uzun bir süre Erdoğan-Olmert görüşmesinin ardından “verimli ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirildiği” söylenmişti. Cumhurbaşkanı Gül ve Erdoğan’a “Abluka sebebiyle Gazze’de insanî kriz yaşanmayacak” sözünü verdiğini İsrail’in Ankara Büyükelçisi açıkladı. Olmert ülkesine dönmesinin üzerinden beş gün geçmesinin ardından da katliâma başladı. Belki de bu kandırılmış duygusu yüzünden İsrail’e en sert -haklı- tepkiyi başta Başbakan Erdoğan gösterdi.
Erdoğan, İsrail’in katliâmlarına son verdirmek, bölge ülkelerinin bu konuda birlikte hareket etmesini sağlamak amacıyla önce Suriye ve Ürdün, dün de Mısır’a bir ziyaret yaptı. Yarın da Suudî Arabistan’a gidecek. Yerinde bir teşebbüs, ancak sonuç alınabilir mi önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İslâm dünyası yeni yeni adımlar atmaya başlıyor. “İslâm dünyasında birlikte hareket etmeyi sağlamak” amacıyla Arap ligi bugün, İslâm Kalkınma Örgütü de yarın toplanacak. Yani, katliâmının üzerinden 7-8 gün geçtikten ve o kadar masum insan öldükten, Gazze’de camiler, okullar, evler yıkıldıktan sonra!
Türkiye’nin kısa vadede yapması gereken yaptırımlar var. Öncelikle İsrail’le yapılan “işbirliği antlaşmaları” iptal edilmeli, ya da dondurulmalı. Başta hava kuvvetleri ile yapılan 140 milyon dolarlık antlaşma olmak üzere bütün ticarî ve askerî antlaşmalar iptal edilmeli.
550 milletvekilinin olduğu TBMM’de 350’nin üzerinde üyesi bulunan Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk Grubu’ndan 250’ye yakın üye istifa etti. Diğer üyelerde istifa etmeli, grup toptan feshedilmelidir. “Sivilleri öldürdüğümüze üzgünüz” gibi garip bir savunma yapan İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy ülkesine gönderilmeli, Türkiye’nin İsrail büyükelçisi de acilen çağrılmalı. İsrail malları boykot edilmeli…
Dünyanın acilen yapması gereken ise, BM sadece kınamakla kalmamalı, sert yaptırımlar getirmeli. Madem, dünyanın en büyük katliâmı olduğu söyleniyor. Başta İsrail Başbakanı Ehud Olmert olmak üzere, Şubat ayında yapılacak seçimlerde başbakan olmak için yarışan, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ve Savunma Bakanı Ehud Barak savaş suçlusu ilân edilmeli ve yargılanmalı. Bütün bunların yanında ilâç, gıda yani insanî yardımlar içinde bombalardan kurtulan Filistinlilerin ölmemesi için acele edilmeli…
İsrail, kurulduğu günden beri hep kan ve gözyaşına sebep oldu. Dünya bu uru temizlemedikçe İsrail katliâmlarına devam edecek. Önce bu sorunun adını doğru koymak gerekir. Ortadoğu’daki sorun İsrail sorunudur, İsrail’in işlediği katliâmlardır. Bu sorun bir an evvel -ABD’ye rağmen- çözülmelidir.
Şimdi sözün bittiği noktadayız. Dünya insanlık daha fazla ölmeden harekete geçmezse 4 yaşındaki oğlunun ölümünü gören annenin, “Ahmet oyun oynarken öldü. Onun suçu neydi?” ya da 9 yaşındaki oğlu ölen annenin “Onun günahı neydi?” sorularına kimse cevap veremeyecek. İnsanlık Gazze de büyük bir imtihandan geçiyor ve bu imtihanı kaybetmemeli.
02.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|