Batı komşumuz Yunanistan son bir haftadır yangın yeri gibi. Geçtiğimiz yıllarda Paris’in banliyölerinde yaşanan kaos ve gerilim bu sefer Atina’yı sarmış durumda. Gençlik hareketleri ve anarşist ayaklanmalar tarih boyunca, özellikle de son 200 yılda dünyanın zaman zaman karşı karşıya kaldığı açık bir tehlike. Gençlerin çeşitli vesilelerle kışkırtılmaya müsait duyguları bu şekilde patlak vererek toplumsal kaos ve karmaşaya yol açabiliyor.
Enteresan bir tevafuk ki, “Anarşi” ve “anarşizm” kelimeleri Yunanca “an” (“-sız”, olumsuzluk eki) ve archos’un (“yönetici”) bir araya gelmesiyle oluşan “anarchos” kelimesinden türemiştir. Yani “yöneticisiz” demektir. Nitekim Yunan basını da Atina hükümetini bu olayların önüne geçememekten dolayı oldukça eleştirmiştir.
Anarşizm kendi ontolojisi itibariyle toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin bütün biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan bir kavramdır. Sokaklarda ise bunun karşılığı ateş, taş ve kandır. Anarşizm yangını bir toplumu sardığı anda onarılmaz ve geri dönülmez hasarlara yol açabilir. Zira tahrip her zaman kolaydır.
Her şartta, her türlü otoriteyi reddeden anarşistler, bu sefer Yunanistan’da zavallı bir gencin hayatının kör bir polis kurşunu ile yok edilmesini kendine bahane ederek, sokakları yangın yerine çevirdi. Polisin bu genci haksız yere öldürmüş olması ne kadar yanlış idiyse, son bir haftadır Atina’da yaşanan olaylar da o kadar yanlış ve tahrip edici boyuta ulaştı. Demokrasi gereği protesto ve eylem özgürlüğü olan yurttaşlar bu haklarını anarşizm boyutuna ulaştırınca artık orada demokratik hakların ve demokrasinin esamesi okunmaz hâle gelir ki; son dönemlerde dünyayı diken üstünde tutan bu tehlikenin aşırı boyutlara tırmanma eğiliminde olduğunu üzülerek belirtmemiz gerekir. Küresel malî krizin, işsizliğin ve hayat şartlarının patlama noktasına getirdiği genç yürekler önlerine gelen her şeyi yakıp yıkarak deşarj olmayı ve deşarj olurken de geride milyarlarca dolarlık yaralar bırakmayı marifet biliyorlar.
Şimdi ise korkulan şey bu olayların bütün Avrupa’ya yayılması. Fransa’da yayımlanan Liberation gazetesi, siyaset dünyasının, önümüzdeki günlerde öğrenci ve işçi eylemlerinin artmasından korktuğunu yazdı. Yunanistan’daki gösterilere atıfta bulunan gazete, ‘’Fransa’daki öğrenci ve işçilerin de sokaklara dökülmek için fırsat beklediği’’ yorumunu yaptı. Fransa’nın bazı bölgelerinde lise öğrencilerinin son üç günde başlattığı eylemler ve boykotlardan örnek veren gazete, ‘’küresel malî kriz ile birlikte işten çıkartmaların artmasıyla toplumun sosyal bir patlamanın eşiğine gelmesinden korkulduğu” uyarısında bulundu. 2005 yılında banliyö ve 2006 yılında üniversitelerde çıkan olaylara değinen gazete, bir Fransız sosyoloğun “adeta cephanenin üzerinde oturuyoruz’’ şeklindeki açıklamasına yer verdi. Gazetenin baş yazısında da yine aynı konuya yer verilerek, Yunanistan’daki eylemlerin, malî kriz ile bunalan bütün AB toplumlarını etkileyip sokağa dökebileceği uyarısında bulunuldu.
Anarşinin temelinde sefalet, adaletsizlik, eşitsizlik, ekonomik dengesizlikler aranabilir. Bunlar elbette ki anarşiye ve kaosa zemin hazırlayan etkenlerdir ve müsebbibler arasındadır. Ama anarşiye asıl sebep mânevî yoksulluktur. Bediüzzaman’a göre anarşinin temelinde mânevî boşluk vardır. Maneviyatı ve ahlâkı terk edip kendilerini başıboşluğa bırakan, kanun nizam tanımayan lâkayd ve lâubalî insanlar anarşistliğe aday kimselerdir. Bediüzzaman böyle kimseleri uyarır. “Lâubaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir ecnebiye sevdiremezler. Zira mesleksizliklerini göstermiş olurlar. Mesleksizlik, anarşilik sevilmez” der. (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 68.)
Bunlar en azından bu maddî ve manevî taunun bizim topraklarımıza sıçramaması için kulaklarımıza küpe etmemiz gereken altın tesbitlerdir. İşçi çıkartanlara, gelir adaletsizliğine ve hortumculuğa teşne olanlara ve gençlerin inançsızlık bataklığına sürüklenmesine göz yumanlara özellikle duyurulur: Dikkat edin zira anarşi uyanıyor! Anarşi uyandığında ise ilk telef olacak olan sizin mallarınız ve şehirlerinizdir...
15.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|