Ahmet Kurucan’ı hiç savunacağım aklıma gelmezdi. Zira aynı konudan dolayı kendisini paylamış ve eleştirmiştim.
Ama itiraf etmem gerekir ki, bu defa beni solladı ve geçti. Katrina Kasırgası gibi kasırgaların İlâhî ikaz olduğu keyfiyetini reddeden Ahmet Kurucan’la alâkalı olarak bundan tam 3 yıl önce ‘Mağdurların gözüyle afet’ başlıklı bir yazı kaleme almışım (Yeni Asya http://www.yeniasya.com.tr/2005/10/ 13/yazarlar/mozcan.htm). Bu yazıyı internette sörf yaparken buldum. Yani yazıyı unutmuştum. İnsan nisyan ile maluldur, ama arşiv unutmaz diyorlar. Gerçekten de öyle. Ama olsun. Hatadan dönmek fazilettir kuralı gereği Ahmet Kurucan 180 derece çark ederek gazetesi Zaman’da Wall Street’in çöküşünü İlâhî bir ikaz olarak nitelendirdiği gibi aynı zamanda 1999 depremine ve Mehmet Kutlular’ın ‘İlâhî ikaz’ sözlerine atıfta bulunmayı da ihmal etmedi. Gam değil: Geç olsun güç olmasın. Son ekonomik krizin İlâhî veçhesiyle alâkalı olarak ilk yazıyı da kendisi yazdı. Amerika, global günahlarının bedelini mi ödüyor? Başlıklı yazısında bu defa hakkaniyete dayalı bir şekilde tarihe not düştü:
“Gelelim bizim baktığımız perspektiften yorum adına diyeceklerimize; tablo sebep ve sonuçları itibarıyla bu kadar çarpıcı ve menfi iken meselenin manevî boyutuna, İlâhî iradeye, kader olgusuna dikkat çekilip çekilmemesi bizim bakış aralığımız oldu. Baştan bu yana gazete ve dergileri hep bu bakış açısı ile okudum, TV programlarını bu gözle dinledim. ‘Ekonomik sistemdeki eksik, gedik ve arızalara amenna; ama bu, aynı zamanda yaptığımız çeşitli yanlışlardan dolayı Allah’ın cezalandırmasıdır’ diyen birisi çıkar mı diye baktım. Din adamları başta, siyasîlerden, bürokratlardan, yönetimin kurmaylarından acaba böylesi bir özeleştiriye kapı aralayan olur mu diye bekledim. Birisi çıkar da ‘Paradan para kazanma düşüncemiz, reel ticaretten yoksunluğumuz, kumarhaneye döndürdüğümüz borsa ve döviz sektörümüz, vicdan unsurunu adeta devre dışı bırakıp para kazanmak için her şeyi meşrû saymamızdan dolayı Allah bizi ikaz ediyor’ der mi diye düşündüm. ‘Irak, Afganistan, vb. yerlerde demokrasi, insan hakları diyerek girdiğimiz savaşlarda binlerce, milyonlarca masum sivilin ahını aldık. Aynı çizgide tövbesi yapılmamış, kefareti ödenmemiş başka asırlık günahlarımız da var. Acaba bunların etkisi olabilir mi?’ diye sorgulayanlar olur mu dedim. Halbuki kasırgaları bu bakış açısı ile değerlendiren niceleri olmuştu. Din adamlarından akademisyenlere uzanan birçoklarının bu meyanda söyledikleri şeyler medyada günlerce-aylarca müzakere konusu olmuştu. Mehmet Kutlular, Gölcük Depremine “İlâhî ikaz” demişti de adlî makamlar tarafından cezalandırılmıştı. Burada öyle bir korku da yok; buna rağmen çıkmadı…”
***
O bunları yazdı, ama bu defa kâinatın tedvirine Allah’ı karıştırmayan tipler onu da hedef tahtası yaptılar. Elbette ABD’nin yaptıkları Kur’ân’ın ifadesiyle kendi ellerinin yaptıklarının bir sonucu. Çektikleri amellerinin bir sonucudur. Elbette ki, Amerikalılar fail. Birinci derecede ekonomik çöküşten kendileri sorumlu. Bununla birlikte, Maturidi ve Eş’ari inancında olduğu gibi fiile taallukun ikinci vechesi ve perdesinde Allah’ın iradesini görmemek körlük olur. Bu defa Ahmet Kurucan bu taallukun neticelerini de görmüş bulunuyor. İyi ki yazmış. Zira ardından, Papa bütün yazılanları gölgede bırakacak bir açıklamada bulundu ve bizim söylediklerimizi o daha yüksek perdeden seslendirdi. Şayet Kurucan’ın yazısı Papa’dan sonraya denk gelmiş olsaydı gölgede kalacaktı.
Ahmet Kurucan’dan sonra ABD hakkında ‘Kendi etti kendi buldu ve Allah’ın gazabına uğradı’ diyenlerin sayısında her geçen gün artış oluyor. Ama nedense bu bağlama, 11 Eylül’ü Allah’ın öfkesi ve cezası olarak itelendiren televaiz G. Falwell gibilerden ses çıkmıyor. Bununla birlikte, Papa söyleyeceğini söyledi. Meseleye İlâhî ikaz teşhisi koyan Papa ile ilgili haberde şunlar ifade ediliyor:
Yaşanan krizin maddiyata bel bağlamanın yanlışlığını ortaya koyduğunu belirten 16. Benedict, “Hayatlarını sadece başarı, kariyer ve para gibi gözle görülür ve hissedilebilir şeyler üzerine bina edenler, evlerini kum üzerine kurmuşlardır. Gerçekmiş gibi görünen bu şeyler eninde sonunda geçip gidecektir” şeklinde konuştu. Papa, yaşanan küresel malî krizden hareketle, İncillerde Hz. İsa’ya atfedilen bir konuşmada geçen, Tanrı’nın sözünü dinleyenlerin ‘evlerini kaya üzerine kuran akıllı adam’a, dinlemeyenlerin ise ‘evlerini kum üzerine kuran budala adam’a benzeten ifadeleri hatırlattı.”
Gerçekten de öyle. Atın ölümü arpadan olsun derler. Ona keza Wall Street’in ölümü de paradan oluyor. Bundan dolayı, bir şey haddini aşarsa tersine döner kuralı burada da işlemektedir. İbrahim Avis gibi Arap ekonomistlerin de hatırlattığı gibi İbni Haldun, medeniyetlerin ve devletlerin az ve adil vergi ile yükseldiklerini ama devlet harcamalarındaki artış ve israf ile çöküşe geçtiklerini söylemektedir. George Soros buna şişkinlik diyordu. ABD hem askerî alanda ve hem de ekonomik alanda bir şişkinliğe girmişti. Bir başka ifadeyle motor çok ısınmış ve tedbir alınmayınca da yanmıştı. Nikaragua’nın solcu Devlet Başkanı Daniel Ortega da amansız savaşlarla ve yanlış ve vahşi ekonomik reçetelerle yoksulları ve biçareleri ezdiği için Allah’ın ABD’yi malî olarak cezalandırdığını söylemiştir. El cezau min cinsi’l amel (ceza ve mükâfat işin cinsindendir) fehvasıyla yani atın ölümü arpadan olmuştur.
ABD en güçlü tarafından zayıf düşmüş ve buradan vurulmuştur. Akil adamların tavsiyelerinin de bir yararı olmamıştır.
14.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|