Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Sınır Karakolu’na yapılan saldırı konusunda önemli iddialar ve sorular Olayın üzerinden 8 gün geçmesine rağmen kafalara takılan onlarca soru cevaplanmış değil. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın yaptığı açıklamalar da bu soruları cevaplandırmaktan uzak bulundu.
Bu sorulardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Irak sınırına dört kilometre uzaklıktaki Aktütün Jandarma Sınır Karakolunda -Org. Iğsız’ın verdiği bilgiye göre- 1992’den bu yana da 43 şehit verilmesine rağmen niye ders alınmadı? Karakol çok daha iyi korunamaz mıydı?
İstihbarat teşkilâtlarının 10 gün öncesinden saldırı olacağı istihbaratını verdiği söyleniyor. Bu doğru mu? Doğruysa niye tedbir alınmadı?
ABD’nin anlık istihbaratının devam ettiği söyleniyor. Peki, PKK’lı 350 teröristin geldiği neden görülemedi? ABD bildirmedi mi? Bildirildiyse bu bilgi dikkate mi alınmadı? Hani, PKK’lı teröristler BBG evinde gibi izleniyordu?
Saldırının gündüz başladığı açıklandı. PKK’nın bölgeye taşıdığı ağır silâhlar ve saldırı hazırlığı neden tesbit edilemedi?
Kritik bir bölgede görev yapan askerler neden kurşun geçirmez yelek giymiyor?
Uçaklar neden çatışmanın başlamasından 6-7 saat sonra gelebiliyor?
Genelkurmay Başkanlığı bu konuda bir soruşturma yapıyor mu? Sivil otorite bunu TSK’den istedi mi?
Bölgede böyle onlarca karakolun olduğu ve çoğunun bu durumda olduğu yetkililerce açıklandı. Org. Iğsız’ın söylediğine göre, Aktütün karakolunun güvenlik açısından uygun değil ve bunun gibi beş tane daha karakol bulunuyor. Bu karakollar bu güne kadar neden daha güvenli bölgelere taşınmadı?
* * *
Org. Iğsız’ın açıklamalarından sonra bir “kaynak tartışması” yaşandı. Iğsız’ın “imkânsızlıktan dolayı karakolun yerini değiştiremedik” şeklindeki sözleri hâlâ tartışılıyor. Maliye Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl Genelkurmay’a 12 milyar 997 milyon YTL’lik ödenek ayrıldığı, ancak bu paranın 1 milyar 277 milyon YTL’lik kısmına hiç dokunulmadığı basına yansıdı.
Başbakan Erdoğan bu tartışmalara üstü kapalı bir şekilde “Bizden istediğiniz nedir, ne varsa gereğini yaparız. Ne istendiyse yerine getirdik, bundan sonra da yerine getiririz” şeklinde cevap verirken tezkere görüşmeleri sırasında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “Maliye Bakanının ihtiyaçlarını sorması üzerine sayın komutan ‘Hiçbir ihtiyacımız yoktur, teşekkür ederiz’ demiştir. Hükümet sanki para vermiyormuş tarzı yorumlarda iyi niyet yoktur” karşılığını verdi. Bu sözlerden hangisinin doğru olduğu konusunda hâlâ bir netlik yok.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Aktütün Karakolu’na gerçekleştirilen saldırıda kusuru ve ihmali olanların üzerine gidilmesi gerektiğini söylerken, “Falan böyle der, böyle algılanır diye biz evlâtlarımızın, ailelerimizin bu acıya düşmesinin üzerine gitmezsek bu olaylar tekrarlanabilir” demişti. Bakalım gidilebilecek mi? Yoksa mahkemeden Dağlıca baskınında olduğu gibi yine yayın yasağı mı getirilecek?
* * *
Bunun gibi birçok soru var ve bu soruların cevaplandırılması gerekiyor. Askerî sırlar terörle mücadele için açıklanmaması gerekir. Ancak üstteki sorularda sır olabilecek şeyler değil. Bütün bu soruların sorulmasını “asker düşmanlığı” şeklinde değerlendirip işin içinden çıkılmaması da gerekir. Sonuç alınması için, bu soruların cevaplarının ortaya çıkması gerekiyor.
Bu arada, 20 yaşında tecrübesiz erlerin, ömrünü dağlarda geçiren teröristlerle karşı karşıya getirilmesi de eleştiriliyor. Profesyonel orduya geçilmesi yıllardır tartışılıyor. Terörle mücadelenin artık profesyonel ordularla yapılması gerçeği ortaya çıktı. Mücadele teröristlerin yöntemlerini bilen yetişmiş uzman askerlerle yapılması gerekiyor.
11.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|